Uçuyoruz…

İnsanlık ne zaman doğdu sorusu tarih boyu tüm zamanların en çok cevap aranan sorusu olma özelliğini korumuştur. İlk insan ne zaman doğdu sorusu değil ama dikkatinizi çekerim; “İNSANLIK NE ZAMAN DOĞDU”, soru bu. Yaşamak için çalışma hayatı icat eden insanlık. Avcı toplayıcı değil, çiftçilik yapan insan, el aletlerinden iş gören mekanizmalar yaparak günlük hayatını kolaylaştırmayı başaran insan ne zaman dünyada ilk olarak göründü. Bilinen gerçek SÜMERLER. Yani günümüzden 4500 yıl önce. İyi de; Göbekli Tepe’nin yaşı MÖ 12000 olarak hesaplanmakta. Kusursuz kesilmiş taşlar, taşların üzerinde ki hayvan figürleri, hem de o bölgeye ait olmayan hayvan figürleri, Göbekli Tepe’nin akıllı canlılar tarafından yapıldığını göstermiyor mu?
Mezopotamya’da ortaya çıkarılan duvar resimleri, taş oymaları ile Güney Amerika’da ortaya çıkan resimlerin neredeyse birebir olmaları neyi anlatıyor sizce? Aynı yüzün resmedilmesi, aynı figürlerin dünyanın çok farklı coğrafyalarında ortaya çıkması normal mi? Hem de bunlar günümüzden neredeyse 5000 yıl önce olmuşken, nasıl normal karşılayabiliriz ki?
Türkler ile Kızılderililer de bir başka muamma. Dil benzerlikleri, inanç benzerlikleri, yaşam tarzları neredeyse aynı. İki ırk da iddia ediyor ki; “GÖKLERDEN GELDİK”. İki ırkta gökte ve yerde iki ayrı Tanrı var diyor. Nasıl açıklanabilir ki bu durum?
Dünyayı yöneten okült yöntemler ve bu yöntemleri kullanan örgütler vardır. Bunların en bilinmezi, en karanlıkta kalanı, en unutturulmaya çalışılanı Thule’dir. Thule örgütü dünyanın bugün meydana gelen siyasi haritasına sahip olmasını sağlayan örgüttür. Bu örgüt ve kendisine bağlı alt kolları (dernekler ve vakıflar) ile insan kullanılarak insanlık köle ediliyor. İyi de kime?
İşte bu soru ile yazının başında sorduğum soru aslında aynı soru. İnsanlık; ne zamandan beri, kime köle olmakta?
Sümer tabletlerinden yola çıkarsak; günümüzden 450.000 yıl önce başka bir galakside ki Nibiru isimli gezegenden gelenler tarafından onların kurdukları altın madenlerinde çalıştırılmak için DNA’sı ile oynanarak “işçi sınıfı” diye yaratılmıştır Homo Sapiens. Yani kısacası zaten insanın yaratılış hikayesi köle olması. İyi de bu doğru mu? Eğer bu doğruysa, o zaman o başka gezegenden gelenler tarafından yapıldı Göbekli Tepe. Hatta Zecharia Sitchin’a göre Göbekli Tepe bir uzay istasyonu.
İşte bu Nibiru’dan gelenler ile iletişim kurmanın yolları da aranıyor günümüzde. Aslına bakarsanız, tarihi aydınlatacak bilgilerin neredeyse tamamı günümüzde Vatikan’ın elinde bulunuyor. Bu bilgilere erişmek isteyen araştırmacılara Vatikan her zaman kapılarını açmıyor, açsa da tüm arşiv ortaya konmuyor.
1988 Yılında araştırmacı piskopos Alessio Bappiste arşivlerde; Antik Mısır Rahiplerinin Güneş Tanrısı RA ile iletişim kurmak için yaptıkları ayininin detaylı tarifini bulmuştu. Bunun üzerine nüfusunu kullanarak Papa 2. Paulus ile bir görüşme ayarlamış ve yanına birkaç uzman alarak Mısır’a bir keşif gezisine çıkması için gerekli izinleri almıştı. Konu uzun ve detaylı ama sonucu şu ki; o piskopos piramit içinde ki gizli ayin odasını buldu ve ses kaydedici cihaz da kullanarak ayini gerçekleştirdi. Sonrasında da otel odasında ölü bulundu ve kayıtlara “hırsızlık” vakası olarak geçti. Ama ne hikmetse hırsız sadece ayin notlarını çalmıştı.
Bu evrende yalnız değiliz, bu dünyada da yalnız değiliz. Okültizm ile yönetiliyoruz. Gizli örgütler bu yüzden var. O örgütlerin finans sağlayıcıları olan Replitian aileler bizlerin ne kadar yaşayacağına, bu zaman içerisinde nelerle uğraşacağımıza, bizlerin bu zaman zarfında nasıl oyalanacağımıza karar veriyorlar. Sportif müsabakalarla, Hollywood ile dizlerle oyalanmamızı sağlıyorlar. Din savaşları ile ruhumuza aşıladıkları düşmanlık tohumundan güç alarak bizleri sistemli bir biçimde yok ediyor ve nüfus yoğunluğumuzun ne kadar olması gerektiğine karar veriyorlar.
Tamam anladım, uçtum yine, buraya kadar okuyanınız varsa kesin böyle diyorsunuz. Bunlar da bir şey mi? Siz beni uçarken görmek isterseniz büroma sohbete gelin, bakın bakalım F16 bana yetişebiliyor mu?