Yeni bir yıla girmeye hazırlanırken, vatandaşın gündeminde "nasıl geçineceğiz" sorusu, Çanakkale'deki bazı işletmelerin belirlediği yılbaşı tarifeleri "nasıl harcayacağız" sorusuna bile cevap veremeyecek kadar uçuk bir noktaya ulaştı. Şehrin tanınmış mekanlarından Avec Hotel bünyesindeki Carne Restaurant’ın açıkladığı Yılbaşı Gala Yemeği menüsü, içeriğinden ziyade talep edilen rakamla adeta bir kara mizah örneğine dönüştü.
Kişi Başı 8.000 TL: Hesabı Ödeyen, Seneye Ancak Kendine Gelir!
Açıklanan afişe göre, yılbaşı gecesi bu otelde eğlenmenin bedeli kişi başı tam 8.000 Türk Lirası. Yani bugünün kuruyla yaklaşık 228 Dolar. Eğer eşinizle, sevgilinizle "baş başa bir yeni yıl kutlayalım" derseniz, kapıdan giriş maliyetiniz 16.000 TL. Yani neredeyse bir asgari ücretlinin bir ay boyunca, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar döktüğü alın terinin üçte ikisi, burada sadece 4-5 saatlik bir "oturma" bedeli.
Peki, bu 16 bin lirayı (veya kişi başı 8 bin lirayı) verince ne yiyorsunuz? İnsan ister istemez düşünüyor; herhalde masaya ejderha yumurtası, trüf mantarı ya da Dubai şeyhlerinin yediği o meşhur altın kaplama bifteklerden gelecek. Ama menüye yakından baktığınızda, karşınıza çıkanlar Çanakkale pazarında her hafta gördüğünüz, bildiğiniz lezzetler.
Sardalyanın "Avokado" ile İmtihanı: Altın Suyuna Mı Batırdınız?
Menünün detaylarına indiğimizde hiciv kendiliğinden ortaya çıkıyor. "Başlangıç & Paylaşım" adı altında sunulan tabaklara bakalım: Fava, Humus, Köz Domates, Köpoğlu..yahu biz bunları Çanakkale kordonundaki en kral meyhanede yesek, masayı donatsak bu hesabı ödemeyiz! Ama burada, yanına "Carpaccio", "Lime", "Amuse Bouche" gibi havalı Fransızca/İtalyanca kelimeler eklenince fava birden sınıf atlıyor, humusun egosu tavan yapıyor.
Hele bir "Balık Tabağı" var ki, evlere şenlik.
Çanakkale Sardalyası! Yanlış duymadınız.
Bizim bildiğimiz, tenekede yapılan, garibanın dostu, Çanakkale'nin simgesi olan o mütevazı sardalya, avokado ve reyhan sosuyla tanışınca kendini "Norveç Somonu" sanmış olmalı.
Kişi başı 8.000 TL ödenen bir menüde ana ara sıcak balığın sardalya olması, "Acaba balıklar denize girmeden önce özel spa merkezlerinde mi yetiştirildi?" sorusunu sordurtuyor.
Ana Yemek: "Kobe" Değilse Bu Fiyat Niye?
Ana yemekte "8 Saat Sirke Buharında Demlenmiş Dana Eti" var. İsmi okurken bile 8 saat geçiyor zaten. Kulağa hoş geliyor, emeğe saygımız sonsuz ama sormadan edemiyoruz: Bu dana, Japonya’nın Hyogo bölgesinde klasik müzik dinletilerek, bira ile masaj yapılarak büyütülen o meşhur Kobe sığırı mı?
Yoksaaa.
Yoksa ne demeyin, Biga’nın meralarında otlayan bizim yerli sarıkızı yabana atmam..?
Eğer tabağınızda kilosu binlerce dolar olan bir Kobe bifteği yoksa, bu fiyatlandırmayı "enflasyon" kelimesiyle açıklamak bile yetersiz kalıyor. Bu düpedüz "fırsat enflasyonu.."
Gecenin Sonu: 8 Bin Liralık "Sucuk Ekmek" Keyfi!
Gecenin finali ise tam bir ironi şaheseri. Menünün sonunda "Gece Sonu" ikramları var:
Sucuk Ekmek..
Paça Çorbası..
Hot Dog..
Bu menü bi maşallahınızı alır..
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun. Kordon'da, iskelede, maç çıkışında yediğimiz, halkın en pratik, en lezzetli ve en ucuz kaçamağı olan sucuk ekmek, nasıl oldu da kişi başı 8 bin liralık bir "Gala"nın yıldızı oldu..?
Valla diyeceğim..
Sevim koş koş Carne Restorant sucuk ekmek dağıtıyormuş 8 bine..
Paça çorbası, sanayi sitesinde ustaların sabah kahvaltısıdır; burada ise "cemiyet hayatının" gece sonu fantezisine dönüşmüş. İnsan o parayı verdikten sonra sucuk ekmeği yerken boğazında düğümlenir, "Acaba ekmeğin unu pırlanta tozuyla mı harmanlandı?" diye düşünmeden edemez.
Alkole "Sınır" Var, Fiyata Yok!
Bir de içecek detayı var ki, o da ayrı bir matematik problemi. Kişi başı 8 bin lira veriyorsunuz ama alkol "sınırsız" değil. Yanlış okumadınız. 2 kişilik katılımda 35cl Rakı veya 1 Şişe Şarap. Yani o parayı verip, gece yarısı "Pardon bir duble daha alabilir miyim?" derseniz, muhtemelen ekstra adisyonla karşılaşacaksınız. 16.000 TL hesap ödeyen çifte, 35'lik rakıyı reva görmek; bak bak bak..
Rektör hocaya söyleyelim de bu durumu Çomü işletmecilik tarihinde "karlılık dersi" olarak okutsun..
Meraklısına: Şimdi sen 8 bini bayılmışsın. Eğlenmeye gelmişsin. 35'lik veya bir şişe şarap keser mi, kesmez tabi. Gelsin bir tane daha. O tane kaça patlar artık orasını şefin vicdanı bilir..
Velhasıl Geçmişin İzinde Değil, Enflasyonun Zirvesindeyiz!
Özetle; Çanakkale'de yeni yıla Carne Restorant'ta (Avec Hotel) girmenin bedeli, sadece bir gece eğlenmek değil, ekonomik gerçeklikten kopmak demek. Evet, hizmet sektörü zor durumda, evet maliyetler arttı, personel giderleri, elektrik, doğalgaz aldı başını gitti; bunu anlıyoruz. Ancak fava, sardalya ve sucuk ekmek üçlüsünü, asgari ücretin üçte ikisinden fazlasına denk gelen bir bedelle sunmak, serbest piyasa ekonomisiyle değil, olsa olsa "serbest uçuş" moduyla açıklanabilir.
Yeni yıla girerken dilek tutacak vatandaşlara tavsiyemiz; dileklerinizden biri "Bu fiyatları ödeyebilecek bir cüzdan" olsun. Çünkü görünen o ki, 2026'ya doğru giderken sadece yıllar değil, fiyat algımız da epey değişecek. Bu gidişle seneye menüde "Simit ve Çay" ikilisini 10 bin liraya görürsek, şaşırmayacağız.
Meraklısına: "O güzelim çıtır simidi sirkeli suda 8 saat bekletip turşuya çevirmektense, bala yatırıp 'kendini baklava sanan vizyon sahibi simit' niyetine bize yedirirlerse şaşmam. Biz de yeriz valla, en azından simidin başı dönsün, bizim de ağzımız tatlansın!"
"Bir Akşam Yemeği, Bir Aylık Yaşam Mücadelesi"
Ekonomik tablodaki uçurumu gözler önüne seren en acı örneklerden biri de restoran adisyonlarında gizli. Bugün lüks bir et (CARNE) restoranında iki kişilik bir akşam yemeğinin maliyeti, bir emeklinin aylık maaşına denk..
Bu durum, Türkiye'deki gelir adaletsizliğinin ne denli derinleştiğinin en somut kanıtı. Bir kesim, tek bir gecede, sadece bi öğün yemek için 30 yıl çalışmış emeklinin tüm aylık gelirini harcayabilirken; emekli aynı parayla, 30 gün hayatta kalarak geçirmek zorunda. Toplumdaki ekonomik makas her geçen gün açılıyor, uçurumlar derinleşerek artmaya devam ediyor.
Hoş geldin 2026, hoş geldin 8 bin liralık sardalya..!
İyi seneler mutlu yarınlar..
Yorumlar
Kalan Karakter: