Merhaba Sevgili Okur,
Son günlerde yazdığım köşe yazılarımda, içinde bulunduğumuz yas durumundan ötürü “çocuklarımızı bu tür durumlara nasıl hazırlamalıyız?, bizler nasıl davranmalıyız?” gibi konularda yazmıştım. Bu hafta çocuklarımız ile olan iletişimimizde araç olarak kullanabileceğimiz oyunlarımızdan bahsetmek istedim.
Hepimizin aslında çocukken sürekli oynadığı fakat şuan da sokağa çıktığımda çocukların oynadığını hiç görmediğim, geleneksel oyunlarımızı hatırlatmak ve bu oyunların çocukların gelişimsel sürecine olan etkisine değinmek isterim.
Oyunlar, çocuklarımızın zeka gelişimini, sosyal ve duygusal gelişimini, hayal kurma becerilerini ve problem çözme yeteneklerini olumlu yönde etkileyen araçlardır. Bu nokta da çocuklarımızın oyunlarla buluşması için biz ebeveynlere büyük rol düşmektedir. Ebeveynler olarak çocuklarımızın oyunla buluşmasını sağlarken geleneksel oyunlarımız konusunda çocuklarımızı desteklememiz, birlikte oynanan ve paylaşım gerektiren oyunlar olması sebebi ile çocukların sosyal ve duygusal gelişimleri açısından büyük önem taşımaktadır.
Saklambaç, yağ satarım bal satarım, bilye, dokuz taş, yakar top, ip atlama gibi geleneksel oyunlarımızın hepsi grup halinde oynanan ve oynarken çocukların iletişim, dil, konuşma, grupla hareket etme, oyun kuralları hakkında bilgi sahibi olma, başkasının hakkına saygı duyma, nezaket kuralları, hata yapma, kazanma ve kaybetme, eğlenme, kültürünü tanıma gibi birçok alanda gelişim göstermelerini sağlamaktadır.
Günümüzde çocukların oynadıkları oyunların çoğunluğu grup halinde oynanan oyunlar olsa dahi dijital ortamlarda oynanması sebebi ile sosyal ve duygusal gelişimi olumlu etkileyecek yönde değillerdir. Bu sebeple ebeveynler olarak bizlerin çocuklarımızı destekleyici olmamız gerekir.
Çocukların akranları ile bulundukları sosyal çevrelerinde oynadıkları geleneksel oyunlar çocukların sosyal çevresi ile olumlu ilişkiler geliştirmesine de destek olacaktır. Çocukluğumuzda her birimizin akşam yemeği saatine kadar arkadaşlarımızla oynadığımız oyunlar aslında farkında olmadan her birimizin sosyal ve duygusal açıdan gelişimine katkıda bulunmuştur.
Yapılan akademik araştırmalarda geleneksel oyunların motor gelişimi anlamında büyük ve küçük kas gelişimlerini, bilişsel anlamda dikkat, problem çözme, tahmin etme, analiz gibi konularda gelişme sağladığını göstermektedir.
Zor günler yaşadığımız bu dönemlerde çocuklarımızın daha az etkilenmesi için ülkemizin hangi bölgesinde yaşıyor olursak olalım çocuklarımız ile oyun oynayarak geçirelim. Unutmayalım “hayat güzeldir!” ve çocuklarımızın umutlarının yok olmaması gerekir.
Yazımı sonlandırırken siz değerli okuyucularımıza bu hafta bir çocuk kitabı değil, Roberto Benigni tarafından yönetilen “Hayat Güzeldir “ filmini izlemenizi tavsiye ederim. Her ne yaşıyor olursak olalım çocuklarımıza güçlü durmayı ve hayatın yaşanılması gereken bir yer olduğunu gösterelim.
Sevgilerimle,
Çocuk Kitabı Yazarı Işık SARAÇ