Çok çarpıcı iki kare arşiv fotoğrafını özenle seçerek manşetimize taşıdık. İlk kare fotoğraf 2014 yılının Ekim ayına ait. İkinci kare ise günümüzden. Bu kadar hızlı gelişen bölge şimdi konut mezarlığına döndü.
Hızla betonlaşan şehir mezarlığı karşısı, Sarıçay yanı, şarkının da dediği gibi tam olarak yaprak döküyor. Düne kadar çok katlı binalar altında ezilen gecekondu görüntüsündeki yapılar dışında bu bölge adeta sessizliğe gömüşmüş durumda.
2017 Ağustos bir başka fotoğraf
Birkaç yıl içinde inanılmaz derecede inşaat yapılan bu bölge şimdilerde satılamayan dairelerle doldu taştı. Yüzlercesi satılık ama dönüp bakan yok.
Önümüz kış. Durulmayan, kullanılmayan bu binalar akacak-kokacak. Rutubet yapacak ve her yerinden yara almaya, dökülmeye başlayacak. Satmak, kiracı bulmak daha da zorlaşacak. Zorlaşan hayat, eldeki stoklar müteahhitleri daha da zorlayacak.
Atatürk Mahallesi'nin üstten bir görseli
Bir yanda yoksulluğun görsel hareketi sürerken diğer yanda çok katlı zenginliğin can çekiştiğini görebiliyoruz. Nereye kadar, ne zamana kadar ? Kimse burada birikmiş konut stokunun nasıl eritileceğini bilmiyor.
İnşaat sektörünün durması kamudan, özel sektöre tümünü olumsuz etkiledi. İşsizliği körükledi. Bugün müteahhitlerin elinde birikmiş yüzlerce; belki binlerce konut var. Temelden konut alanların yanı sıra arsasını kat karşılığı verenlerin de mağdur olduğunu söylemek mümkün.
Mezarlığın yanında yapılan yüzlerce konut satılamıyor. Bu durum akıllara mezarlığın yanında konut mezarlığımı oluşacak sorusunu akla getiriyor. Gerçekten, ne olacak sektörün bu hali?