KÜRSÜDE BÖCEK KAZASI
Gün geçmiyor ki hitabet kürsüsünde enteresan bir şey yaşanmasın. Bunun son örneği Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'nin konuşması esnasında oldu. Başkan söylediği sözlerle değil kürsüde yaşanan olayla gündeme geldi. Duterte'nin konuşması sırasında üzerinde yürüyen hamamböceği kameralara yansıdı. Duterte, "Böceği muhalifler yerleştirmiş olabilir" diyerek de espri yaptı. Şurası görülmüştür ki kürsüde yaşanan enteresan bir olay gündemde yer edinmeyi sağlayabileceği gibi ona göstereceğiniz refleks de sizi parlatabilir.
KÜRSÜDE SİNEK KAZASI
Benzer bir olay 2012 yılında olmuştu. Denizli'de sinek ilacı üreten bir firmanın açılış törenine katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün sineklerin saldırısına uğramıştı. Sinekler yüzünden Bakan Ergün konuşmasını yarıda kesmek zorunda kalmıştı. Bakan bu olay üzerine “Burada sinek ilacı da üretiyor musunuz. Sineklerin haberi var mı? Sineklerin haberi olsun. Ona göre ayağını denk alsın'' demişti.
KIZIL EMMA VE HİTABET
79 yıl önce bugün dünyanın en bilinen hatip kadınlarından birinin ölüm yıldönümüdür. Bu kadın Amerikalı devrimci Emma Goldman meşhur namıyla Kızıl Emma’dan başka biri değil. Amerikan işçi hakları mücadelesi öncülerindendi. Savaş karşıtıydı. Gösterilerde kadınlarla birlikte en ön safta yer alırdı. Hitabeti çok güçlüydü. Tutuklanmasına neden olan konuşmada, karşısındaki kitleyi görüp önceden hazırlamış olduğu metni elinden bırakmış ve gönlüyle, tüm inancıyla konuşmuştu.
ECZACILIK GÜNÜ KUTLU OLSUN
Bugün Eczacılık Günü.Çanakkaleli eczacılarımızın gününü kutlarım. Eczacılıkta İletişim Teknikleri konusunda seminer vermiş biriyim. Araştırmalarımda karşılaştığım enteresan bir olayı paylaşmalıyım. 19. yüzyılın ikinci yarısında eczane işleten bir sahte hekimin (Karagöz) başından geçen komik olayların anlatıldığı bir eser var.
Eczacı Yahut Karagöz’ün Doktorluğu. O günlerde eczacıların en belirgin özelliği hastalarla “
Anlaşılmayan” bir dille konuşmalarıdır. Bu son madde bugünde biraz olsun var sanırım.
BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Eski meclis başkanı, DYP ve DTP genel başkanı ve bir sürede vekâleten cumhurbaşkanı olan Hüsamettin Cindoruk’un yıllar önce bugün söylediği tek bir cümlenin ona bir lakap kazandırdığını biliyor muydunuz? Cindoruk, " Bu emaneti kimseye teslim etmem. Sadece sahibine teslim ederim" demişti. Bu cümlenin ardından yeni genel başkanın adı, "Emanetçi" oldu.
100 YIL ÖNCE HATİPLER
HALİDE EDİP ADIVAR
16 Mayıs 1919'da İstanbul Sultanahmet mitinginde konuşmasına şöyle başlıyordu:
"Kardeşler, Vatandaşlar! Yedi yüz yılın şerefi, göğe yükselen bu minarelerin tepesinden Osmanlı tarihinin yeni faciasını seyrediyor, bu meydanlardan çok zaman alay hâlinde geçmiş olan büyük atalarımızın ruhuna hitap ediyor, başımı bu görünmeyen ve yenilmez ruhlara kaldırarak diyorum ki: Ben İslâmiyet'in bedbaht bir kızıyım ve bugünün talihsiz fakat aynı derecede kahraman anasıyım. Atalarımızın ruhları önünde eğiliyor, onlara bugünün yeni Türkiye’si adına hitap ediyorum ki, silâhsız olan bugünkü milletin kalbi de onlarınki gibi yenilmez kudrettedir, Allah'a ve haklarımıza iman ediyoruz."
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER
30 Mayıs 1919'da İkinci Sultanahmet mitinginde İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini protesto konuşmasını şöyle bitiriyordu:
"Sevgili millettaşlarım! Dualarınızı, dileklerinizi, iradenizi kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: Esarete razı değiliz. Biz esir olamayız, Türk vatanına karşı hazırlanan su-i kastı biliyoruz ve reddediyoruz. İstanbul ve Anadolu Türk kalacaktır!"
MEHMET EMİN YURDAKUL
23 Mayıs 1919 günü Sultanahmet Meydanında 200.000 kişiye şöyle hitap ediyordu:
"Kardeşler, Keşke asırların geceleri ve dünyaların mezarları gözlerime dolarak bir kör olsaydım. Sokak sokak dilense idim de milletimin, kulağımı parçalayan bu felâket seslerini işitmeseydim, bu kara günleri görmeseydim. Keşke göğün yıldırımları, yerin canavarları birleşerek beni kanlar içinde topraklara yuvarlasaydı da vatanımın bu musibeti huzurunda bulunmasaydım ve bu azapları çekmeseydim. Zira bugün uğradığı felâket ve musibetler o kadar acı!"