Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi ve Sosyal Sorumluluk Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, kadınların afet gibi olağandışı durumlarda dezavantajlı olduğunun altını çizerek, “Biz kadın olarak özellikle afet dönemlerinde hem çocuğuna bakması gereken, hem yaşlısını koruması gereken, hem aile düzenine devam ettirmesi gereken, hem herkesi bir araya toplamaya gayret gösteren, diğer bir taraftan yakınlarının karnını doyurmaya çalışan insanlarız. Onların açlığını, tokluğunu kendisi düşünmek zorunda kalan da yine kadın” dedi.
Afet bölgesine giden ve bir depremzede yakını da olan Ilgın, “Gidip gördüğüm zaman birebir olarak yaşadığım şey buydu. Çok büyük imkânsızlıklarla karşı karşıya kalmışlardı ve ben de gittikten sonra ben de kaldım. En önemli ihtiyaçlardan bir tanesi tabii ki hijyen sorunuydu. Sularla ilgili sıkıntıyla karşılaştık, yemekle ilgili sıkıntıyla karşılaştık. Elbette bütün afet bölgelerinde yaşanan tuvalete ilgili sıkıntıyla karşılaştık. Kadın bu durumlarda çok savunmasız, enfeksiyonlara çok açık bir yapımız var. Bu enfeksiyonlara açık olmamızın getirdiği sonuç olarak da birçok akrabam hastalandı. Tabii orada bu, hem kadınlar hem erkekler hem çocuklar için geçerli. Enkazın yarattığı tozun getirdiği solunum sıkıntılarının yanı sıra kadınlara özgü, kadınlar hijyenini sağlayamıyor olmasının getirdiği rahatsızlıkları da çok net bir şekilde daha afetin yedinci gününde net bir şekilde gözlemledim. Dolayısıyla bizler dezavantajlıyız bu durumlarda. Afet döneminde kadınlara ilişkin politikalarımızı daha hızlı geliştirmemiz gerekiyor. Onları öncelikli politikalar içerisine almamız gerekiyor. Bu bağlamda hem engelliler, hem özel spesifik hastalıkları olanlar, yatılı olanlar, onların yanı sıra işte ailelerine bakmakla yükümlü olan kadınlara öncelik ve ayrıcalık gösterilmesi gerektiğini açıkçası düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Afette kadının yükü çok ağır
Bu yıl 8 Mart'ın diğer 8 Mart'lardan çok daha özel bir şekilde hatırlatılması gerektiğini düşündüğünü aktaran Ilgın cümlelerine şu şekilde son verdi: “Çünkü Türkiye çok önemli bir afetin geçirdi ve afet süreçlerinde özellikle kadının toplumsal rolü kadının üstlendiği görevler, kadının içerisinde bulunduğu konum çok önemli bir noktada. Bu bağlamda, hem bir depremzede yakını olarak, hem deprem bölgesine gidip görmüş bir kadın, bir akademisyen, bir anne olarak net bir şekilde şunu söylemeliyim ki: Afet dediğimiz zaman, afette kadının yükü çok ağır. Hem yaşadığı bölgede, hem ailesini bir arada tutmaya çalışırken, hem ailesinin karnını doyurmaya çalışırken hem ayakta durmaya çalışırken hem herkesi bir araya toplamaya çalışırken… Bizim Anadolu coğrafyasının ona getirdiği yük gerçekten çok ağır. Bu yüzden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlarken, ben her şeyden önce afette zarar gören, afetten etkilenen afeti için ruhuyla hisseden ve yaşayan kadınlarımızın gününü kutlamak istiyorum. Onlara buradan mesajım: Her zaman onlarla birlikteyiz, her zaman onların yanındayız, her zaman ne gerekiyorsa hangi destek gerekiyorsa, bu desteğe hazırız yalnız olmadıklarını onlara hatırlatmak istiyorum.” [embed]https://youtu.be/H-3kQWRvzRE[/embed]
Özel Haber: Sevi Gözay Uğurlu
Bu yıl 8 Mart'ın diğer 8 Mart'lardan çok daha özel bir şekilde hatırlatılması gerektiğini düşündüğünü aktaran Ilgın cümlelerine şu şekilde son verdi: “Çünkü Türkiye çok önemli bir afetin geçirdi ve afet süreçlerinde özellikle kadının toplumsal rolü kadının üstlendiği görevler, kadının içerisinde bulunduğu konum çok önemli bir noktada. Bu bağlamda, hem bir depremzede yakını olarak, hem deprem bölgesine gidip görmüş bir kadın, bir akademisyen, bir anne olarak net bir şekilde şunu söylemeliyim ki: Afet dediğimiz zaman, afette kadının yükü çok ağır. Hem yaşadığı bölgede, hem ailesini bir arada tutmaya çalışırken, hem ailesinin karnını doyurmaya çalışırken hem ayakta durmaya çalışırken hem herkesi bir araya toplamaya çalışırken… Bizim Anadolu coğrafyasının ona getirdiği yük gerçekten çok ağır. Bu yüzden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlarken, ben her şeyden önce afette zarar gören, afetten etkilenen afeti için ruhuyla hisseden ve yaşayan kadınlarımızın gününü kutlamak istiyorum. Onlara buradan mesajım: Her zaman onlarla birlikteyiz, her zaman onların yanındayız, her zaman ne gerekiyorsa hangi destek gerekiyorsa, bu desteğe hazırız yalnız olmadıklarını onlara hatırlatmak istiyorum.” [embed]https://youtu.be/H-3kQWRvzRE[/embed]
Özel Haber: Sevi Gözay Uğurlu