Anlaşılmaz yazılar yazarak sosyal medyada paylaşımlarda bulunmak moda oldu. Herkes kendini alim sanmaya başladı. İki kelimelik bilgi edinen konunun uzmanı edası ile kopyala yapıştır bilgi sunumunda bulunuyor sosyal medyada. Bildikleri yanıldıklarına yetmediği içinde bir sürü saçma sapan satır… anlam bütünlüğünden uzak, ana fikir fakiri yazılar.
Youtube’dan müzik dinlemek istiyorsunuz ve mesela bir sanatçı ismi yazıyorsunuz, ilk parça tamam ama diğer sıralanan parçalar sizin tarzınızla hiç alakalı değil. Birde reklam giriyor ve yaklaşık dört dakikalık bir başka müzik klibi başlıyor ezgilenmeye bilgisayarınızda. Müzik eserlerinin neredeyse tamamı 440 hz olarak ortaya konmuş durumda zaten, buna hiç değinmiyorum bile.
NLP teknikleri her bir yanımızı abluka altına almış durumda. Televizyon dizilerinde, gazete kupürlerinde, sosyal medyada, bilboardlarda… Canımıza okuyorlar, bizi asimile etmek artık hedefleri değil, zaten bunu gerçekleştirdiler, şimdi asıl hedef tamamen ortadan kaldırmak. Müslümanlığı kabulü ile Araplaşan Türkleri ancak bin yılda bu noktaya getirebildiler. Mustafa Kemal ile ancak yüz yıl daha dayanmaya çalıştık ama artık yolun sonundayız ne yazık ki, toplumda KAM olan o kadar azınlıkta ki, ümidi yitirmeye başladım artık.
Çin hükümeti bu hafta yaptığı açıklama ile Uygur Türklerine karşı yaptığı zalimliği adeta kabul etti ama bir farkla. Çin hükümeti Uygur Türklerini tüm dünyaya terörist olarak ilan etti ve ülke güvenliğini sağlamak için bu zalimliği yaptığını ve bu zalimce tutuma devam edeceğini açıkladı. Suriye için ortalığı ayağa kaldıran hükümetimiz nerede acaba? Meraktayım. Vergilerimizle Araplara tüm olanakları sağlayan değerli iktidar, konu Türkler olunca neden ortada yoksunuz? Osmanlının Türklere yaptığını yapıyorsunuz değil mi? Millet değil ümmet. Süpersiniz, size de bu yakışırdı zaten. Dünya halklarına yürütülen sistematik sindirme harekatına katılmak gafletinde bulunulması beni derinden yaralamakta. Bizler bu coğrafyanın en eski halkıyız. Öyle 1071 filan değil biz Türklerin Anadolu’ya gelişleri, onu benim külahıma anlatın siz. Benim gibi araştıran ve sorgulayan tüm Türkler artık öğretilen saçma sapan dayatma tarihe gülmekteyiz. Türklerin İslam olmalarını cesaretle okullarda anlatılmasını sağlayabilecek kişiler var mı içinizde? Bademlemeyi anlatabilir misiniz halkımıza? Hıristiyanlar nasıl ki İsa’nın Musevi Kralı olduğunu iddia ettiği için çarmıha gerildiğini ve İsa’nın bile Hıristiyanlık diye bir dinden, İncil diye bir kitaptan haberi olmadığını anlatamıyorlarsa, Müslümanlar da birçok gerçeği saklamak zorundalar. Çünkü dünya halklarını yönetmek için “DİN” olgusuna ihtiyaç var. Din olmazsa insanı yönetmek imkansızlaşır. İnsana bu dünyayı yaşanmaz kılanlar, öbür dünyada rahat edeceği bilgisini “DİN” ile satarak zenginliğin tadını çıkartıyorlar. Hiç düşündünüz mü? Kilise, sinagog yada cami girişlerinde kişi başı mesela 5 TL ücret alınsa ve din görevlilerine maaş verilmeyerek gerçekten bu “DİN” adına yaptıklarını ispat etmeleri fırsatı verilse ne olurdu? Ben söyleyeyim, din adamı kalmazdı, o ibadethaneler müzeye dönerdi ve kimse ibadet için para harcamazdı. Ancak bu kişilere o ibadethanelerin çıkışlarında “gönlünüzden ne koparsa” dendiğinde yüzde doksanı uzatılan kutuyu boş çevirmiyor. Çünkü içeride efsunlanarak dışarı çıkıyorlar yani o efsunu almazlarsa o parayı insanların cebinden hiçbir şekilde çıkartamazsınız. Söylenecek söz çok ama ben bir kaçını sıralayayım; AYIP, YAZIK…
NLP teknikleri her bir yanımızı abluka altına almış durumda. Televizyon dizilerinde, gazete kupürlerinde, sosyal medyada, bilboardlarda… Canımıza okuyorlar, bizi asimile etmek artık hedefleri değil, zaten bunu gerçekleştirdiler, şimdi asıl hedef tamamen ortadan kaldırmak. Müslümanlığı kabulü ile Araplaşan Türkleri ancak bin yılda bu noktaya getirebildiler. Mustafa Kemal ile ancak yüz yıl daha dayanmaya çalıştık ama artık yolun sonundayız ne yazık ki, toplumda KAM olan o kadar azınlıkta ki, ümidi yitirmeye başladım artık.
Çin hükümeti bu hafta yaptığı açıklama ile Uygur Türklerine karşı yaptığı zalimliği adeta kabul etti ama bir farkla. Çin hükümeti Uygur Türklerini tüm dünyaya terörist olarak ilan etti ve ülke güvenliğini sağlamak için bu zalimliği yaptığını ve bu zalimce tutuma devam edeceğini açıkladı. Suriye için ortalığı ayağa kaldıran hükümetimiz nerede acaba? Meraktayım. Vergilerimizle Araplara tüm olanakları sağlayan değerli iktidar, konu Türkler olunca neden ortada yoksunuz? Osmanlının Türklere yaptığını yapıyorsunuz değil mi? Millet değil ümmet. Süpersiniz, size de bu yakışırdı zaten. Dünya halklarına yürütülen sistematik sindirme harekatına katılmak gafletinde bulunulması beni derinden yaralamakta. Bizler bu coğrafyanın en eski halkıyız. Öyle 1071 filan değil biz Türklerin Anadolu’ya gelişleri, onu benim külahıma anlatın siz. Benim gibi araştıran ve sorgulayan tüm Türkler artık öğretilen saçma sapan dayatma tarihe gülmekteyiz. Türklerin İslam olmalarını cesaretle okullarda anlatılmasını sağlayabilecek kişiler var mı içinizde? Bademlemeyi anlatabilir misiniz halkımıza? Hıristiyanlar nasıl ki İsa’nın Musevi Kralı olduğunu iddia ettiği için çarmıha gerildiğini ve İsa’nın bile Hıristiyanlık diye bir dinden, İncil diye bir kitaptan haberi olmadığını anlatamıyorlarsa, Müslümanlar da birçok gerçeği saklamak zorundalar. Çünkü dünya halklarını yönetmek için “DİN” olgusuna ihtiyaç var. Din olmazsa insanı yönetmek imkansızlaşır. İnsana bu dünyayı yaşanmaz kılanlar, öbür dünyada rahat edeceği bilgisini “DİN” ile satarak zenginliğin tadını çıkartıyorlar. Hiç düşündünüz mü? Kilise, sinagog yada cami girişlerinde kişi başı mesela 5 TL ücret alınsa ve din görevlilerine maaş verilmeyerek gerçekten bu “DİN” adına yaptıklarını ispat etmeleri fırsatı verilse ne olurdu? Ben söyleyeyim, din adamı kalmazdı, o ibadethaneler müzeye dönerdi ve kimse ibadet için para harcamazdı. Ancak bu kişilere o ibadethanelerin çıkışlarında “gönlünüzden ne koparsa” dendiğinde yüzde doksanı uzatılan kutuyu boş çevirmiyor. Çünkü içeride efsunlanarak dışarı çıkıyorlar yani o efsunu almazlarsa o parayı insanların cebinden hiçbir şekilde çıkartamazsınız. Söylenecek söz çok ama ben bir kaçını sıralayayım; AYIP, YAZIK…