Türkiye'de ilk olarak 2010 yılında görülmeye başlayan “Tuta absoluta” (domates yaprak güvesi) günümüze kadar domates üreticisi çiftçilere büyük maddi kayıplar yaşattı. Çanakkale’de de domates üreticilerinin baş düşmanı haline gelen Tuta absoluta ile mücadele konusunda çiftçilerin “birlik” olması halinde Tuta’nın yok olacağını söyleyen Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, gazetemize Tuta ile mücadele süreci ve çiftçilerin neler yapması gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.
Bir güve çeşidi olan Tuta Absoluta domates, patlıcan, biber ve patates sebzelerine zarar vermesi ile tanınıyor. Dünya üzerinde ilk olarak 1917 senesinde Güney Amerika'a görülen Tuta absoluta, ardından 2006 yılında İspanya'ya sonrasında ise tüm Avrupa, Asya ve Afrika'ya yayıldı. Türkiye'de ilk olarak 2010 yılında görülmeye Tuta absoluta, meşhur Çanakkale domatesinin belalısı konumunda. Birçok kurum tarafından Tuta ile mücadele konusunda çalışmalar yapılsa da, yapılan çalışmalar net bir sonuç vermiş değil çünkü iş çiftçide bitiyor. Konu hakkında konuşan Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya çiftçilerin ortak hareket ettikleri takdirde Tuta absoluta diye bir zararlının kalmayacağını belirtti. Kaya gazetemize yaptığı açıklamada Tuta ile mücadele sürecinde çiftçilerin dikim ve ilaçlama noktasında ortak hareket ettikleri takdirde hem kendilerinin hem de bölgedeki diğer çiftçilerin kazanacağının vurgusunu yaptı.
“Birlikte hareket etmek en önemlisiydi”
Çanakkale’nin ciddi şekilde verimli topraklara, ürün çeşitliliğine ve iklim çeşitliliğine sahip olduğunu dile getiren Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya; “Bölgemizde bir sürü ürün yetişiyor. Bölgemizle özdeşleşen ürünlerin en başlarından biri de domates. Çanakkale’de yetişen domates, Çanakkale olmak üzere, çevre illerde olmak üzere İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük illerin de hallerinde, manavlarında, pazarlarında sorulup aranan bir ürün; kıymetli bir ürün. Kıymetli ürünlerimizden bir tanesi. Ama bu ürünü yetiştirmek ciddi şekilde zor hale geldi” dedi. Her yıl yeni hastalık, yeni zararlıların çıkması dolayısıyla artık domates üretiminin hata kabul etmediğini, her görevini zamanında yapılması ve hangi tarlaya dikeceğinin zamanlamasını çok iyi yapılması gerektiğini, ekim zamanlamasını da çok iyi olması gerektiğini söyleyen Kaya; “Geçmiş yıllarda ciddi şekilde bir tuta zararlısı çıktı ve domates üreticisini üzdü. Bununla alakalı Ziraat Odası, Tarım İl Müdürlüğü, Bakanlık, 18 Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi hep beraber köylerde ciddi şekilde bilgilendirme programları yapıldı. Tuta’ya karşı nasıl mücadele verilmesi konusunda biz aşağı yukarı domates üreten bütün köylerde bilgilendirme toplantıları yaptık. Bu bilgilendirme toplantılarından çıkan sonuç ise birlikte hareket etmekti. Hastalıkla, zararlıyla mücadeleyi birlikte vermek idi. Hastalıkla mücadele konusunda domateslerin aynı gün ekimi ve aynı gün aynı ilacı bütün üreticilerin atması noktasında biz köylerde diğer kurumlarla beraber ciddi şekilde bilgilendirmeler yaptık. Birlikte hareket etmek bilgilendirmelerin en kıymetlisi, en önemlisiydi” dedi.
“Üreticinin de üzerine düşen görevi yapması gerekiyor”
Hastalıkla mücadele konusuna değinen Kaya şunları söyledi; “Hastalığı aynı anda baskı altına almak ilaç atma süresini de öteliyordu. Eğitimlerde dikim planlaması dedik. Dikim planlamasında ilk turfan domates de dikiliyor, orta turfanda dikiliyor, son turfanda dikiliyor. Asıl ‘Çanakkale domatesi’ son turfan domatesi oluyor. İlk turfanda diktiysek de eğer ki arazimizde domates bitti, tükendi ve oraya bir bakım yapmıyorsak, ilaçlama yapmıyorsak, hastalığı baskı altında tutmak için çalışmalara devam etmiyorsak dedik ki arazi sürülsün. Artık domatese ilaç atmıyorsan, hastalıkla mücadeleyi bıraktığın anda hemen git o arazisini sür, domatesini ters çevir, hastalığı toprağın altına göm, hastalığın toprağın üstüne çıkmasını ve yanı başındaki diğer arazilere saldırmasını önle dedi. Devlet hastalıkla mücadeleyi nasıl yapar noktasında üzerine düşeni yaptı, peki üretici yaptı mı? Burada artık üreticinin de üzerine düşen görevi yapması gerekiyor. Verilen önerileri doğru zamanda yerine getirmesi gerekiyor.” “Amacımız sağlıklı ve kazançlı ürünü pazara sunmak”
Başkan Kaya konuşmasının devamında şunları söyledi; “Bize gelen şöyle şikayetler var, işte ‘geçen yıl a kişisi benim yanımda ilaçlamayı bıraktı ama tarlayı sürmedi, onun tarlasından benim tarlamdaki domatese hastalık bulaştı. Ben de bu yıl gideceğim onun yanına az bir domates ekeceğim, ilaçlamayı bırakacağım, ben de onun domatesine hastalık bulaştıracağım’ diyen var. Buradan almamız gerek bir mesaj var. Birlikte kazanmak çok önemli. Birimiz kazanıyorsa emin olun ki birimizin kazanmasından hepimizin kazanması çok daha kıymetli. Biz hepimizin kazanması için adım atmamız gerekiyor. Her bir üretici yola yürürken diğer üreticilerle beraber kazacağım diyerek yola yürümesi gerekiyor. Arazisine de öyle bakması gerekiyor ki diğer üreticilere zarar verecek herhangi bir oluşumun önüne geçmesi gerekiyor. Eğer ki herkes bu hassasiyeti göz önünde bulundurur, komşusuna zarar vermenin önüne geçecek çalışmaları yaparsa Tuta diye bir zararlı kalmayacak. Birlikte hareket edeceğiz, hastalıkla mücadele ve kazanç noktasında beraber kazanabilmemiz için beraber yürüyeceğiz. Hepimiz birbirimize saygı gösterirsek, birbirimizin zarar görmesinin önüne geçecek adımları atarsak Tuta ile alakalı çalışma ciddi şekilde başarılı olur diye düşünüyorum. Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için zamanı geldiğinde mücadele ediyor olabilmemiz gerekiyor. Aynı hassasiyette, aynı düşüncede olmamız gerekiyor. Amacımız sağlıklı ve kazançlı ürünü pazara sunmak. Yalnızca domates olarak değerlendirmemek lazım. Diğer ürünlerde de ciddi şekilde mücadele noktasında Tuta’da söylediğim mücadelelerin, birlikte hareket etmenin birlikte kazanmanın çok kıymetli olduğunu. Bir kişinin kazanması değil o bölgede yaşayan bütün kişilerin kazanmasının çok daha kıymetli olduğunu düşünen birisiyim. Bu düşünceyle yürürsek yol yürümemiz ve mesafe kat etmemiz çok daha kolay, çok daha iyi, çok daha yerinde olur.”
Hastalıkla mücadele konusuna değinen Kaya şunları söyledi; “Hastalığı aynı anda baskı altına almak ilaç atma süresini de öteliyordu. Eğitimlerde dikim planlaması dedik. Dikim planlamasında ilk turfan domates de dikiliyor, orta turfanda dikiliyor, son turfanda dikiliyor. Asıl ‘Çanakkale domatesi’ son turfan domatesi oluyor. İlk turfanda diktiysek de eğer ki arazimizde domates bitti, tükendi ve oraya bir bakım yapmıyorsak, ilaçlama yapmıyorsak, hastalığı baskı altında tutmak için çalışmalara devam etmiyorsak dedik ki arazi sürülsün. Artık domatese ilaç atmıyorsan, hastalıkla mücadeleyi bıraktığın anda hemen git o arazisini sür, domatesini ters çevir, hastalığı toprağın altına göm, hastalığın toprağın üstüne çıkmasını ve yanı başındaki diğer arazilere saldırmasını önle dedi. Devlet hastalıkla mücadeleyi nasıl yapar noktasında üzerine düşeni yaptı, peki üretici yaptı mı? Burada artık üreticinin de üzerine düşen görevi yapması gerekiyor. Verilen önerileri doğru zamanda yerine getirmesi gerekiyor.” “Amacımız sağlıklı ve kazançlı ürünü pazara sunmak”
Başkan Kaya konuşmasının devamında şunları söyledi; “Bize gelen şöyle şikayetler var, işte ‘geçen yıl a kişisi benim yanımda ilaçlamayı bıraktı ama tarlayı sürmedi, onun tarlasından benim tarlamdaki domatese hastalık bulaştı. Ben de bu yıl gideceğim onun yanına az bir domates ekeceğim, ilaçlamayı bırakacağım, ben de onun domatesine hastalık bulaştıracağım’ diyen var. Buradan almamız gerek bir mesaj var. Birlikte kazanmak çok önemli. Birimiz kazanıyorsa emin olun ki birimizin kazanmasından hepimizin kazanması çok daha kıymetli. Biz hepimizin kazanması için adım atmamız gerekiyor. Her bir üretici yola yürürken diğer üreticilerle beraber kazacağım diyerek yola yürümesi gerekiyor. Arazisine de öyle bakması gerekiyor ki diğer üreticilere zarar verecek herhangi bir oluşumun önüne geçmesi gerekiyor. Eğer ki herkes bu hassasiyeti göz önünde bulundurur, komşusuna zarar vermenin önüne geçecek çalışmaları yaparsa Tuta diye bir zararlı kalmayacak. Birlikte hareket edeceğiz, hastalıkla mücadele ve kazanç noktasında beraber kazanabilmemiz için beraber yürüyeceğiz. Hepimiz birbirimize saygı gösterirsek, birbirimizin zarar görmesinin önüne geçecek adımları atarsak Tuta ile alakalı çalışma ciddi şekilde başarılı olur diye düşünüyorum. Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için zamanı geldiğinde mücadele ediyor olabilmemiz gerekiyor. Aynı hassasiyette, aynı düşüncede olmamız gerekiyor. Amacımız sağlıklı ve kazançlı ürünü pazara sunmak. Yalnızca domates olarak değerlendirmemek lazım. Diğer ürünlerde de ciddi şekilde mücadele noktasında Tuta’da söylediğim mücadelelerin, birlikte hareket etmenin birlikte kazanmanın çok kıymetli olduğunu. Bir kişinin kazanması değil o bölgede yaşayan bütün kişilerin kazanmasının çok daha kıymetli olduğunu düşünen birisiyim. Bu düşünceyle yürürsek yol yürümemiz ve mesafe kat etmemiz çok daha kolay, çok daha iyi, çok daha yerinde olur.”