Çanakkale Sivil İnisiyatifi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında Kazdağlar’ında sürdürülen altın madenciliği faaliyetlerine bölge halkının ‘dur’ deme hakkı olduğu belirtilerek “Anadolu’muzu yağmalamalarına izin vermeyeceğiz” denildi.
Çanakkale Sivil İnisiyatifi tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı; Son 25 yıldır Türkiye'yi yönetmek üzere görev almış hükümetler anlaşılmaz bir gayretkeşlikle ülkemiz topraklarının önemli bir kısmını altın madeni ruhsatı vererek çok uluslu altın şirketlerine sunmaktadır. Yerel direnişlere ‘baldırıçıplaklargösterisi’, yüksek yargı kararlarına ‘üç-beş hakimin saçmalığı’ damgasını vuranlar ‘ülkemizin yüce menfaatleri, kalkınma’ ve ‘küreselleşme’ adına yeni kanunlar koyarak kazancı özelleştirip riski kamulaştırmaya çalışmıyorlar mı? Türkiye haritası üzerinde altın madeni olarak işaretlenen noktalar Ege bölgesinde, özellikle Edremit körfezinde ve yılda üç mahsul alınabilen Biga yarımadasında yoğunlaşmaktadır. Bölgemiz için bu bir şans mı, yoksa felaketin başlangıcı mıdır? Maden yasasında açıkça söylenmeyen ancak yönetmelikler yolu ile kotarılmaya çalışılan başta Kaz Dağları olmak üzere tüm ülkemizin dağları, ovaları, gölleri ve tarım arazilerindeki ‘altın yağmacılığına karşı’, bölge halkının kendi varoluş temellerini korumak hakkı ve zorunluluğu vardır. Bunu yapabilmek için ise ilk adım ‘doğru’ bilgilenmektir. Bir bölgedeki zenginlik elbette tüm ülkenin malıdır. Ülke yararları uğruna bu bölge insanlarından bazı zorlukları sineye çekmesi talep edilebilir. Eğer altın madenciliği bir zenginlik getirecekse kime getirecek? Derine inme zahmetine girmeden yüzeydeki altın damarlarını söküp en ucuz yöntem olan siyanür liçi ile altına ulaşmak, gönlünden koptuğu kadar vergi ödemek, bir kaç milyar doları birkaç yılda kazanıp zehirli atıkları oracıkta bırakıp gitmek hangi maden şirketinin işine gelmez? İdalılar hiçbir zaman zengin madenlerin fakir bekçisi olmayacaktır. İdalılar suyuna, toprağına sahip çıkarak bu vahşi katliama dur diyecekler. Ayrıca İdalılar dağın sunduğu otlak alanlarından, zeytininden, meyvelerden, sıcak kaplıca sularından ve buz gibi soğuk pınarlardan oluşmuş bir zenginlik denizindeki Troia, Assos, Antandros, Adramis gibi mitoloji adalarının üzerinde yaşıyorlar. Oysa toprağındaki altına sahip çıkamayıp çaldırmış öyle fakir bekçiler var ki dünyada; A’dan Z’ye Angola’dan Zambiya’ya, Endonezya’dan Peru’ya, Gana’ya kadar her yerdeler. Bölgemiz insanlarının bu yağma girişimine ‘dur’ deme hakkı vardır. Burada zeytincilik yapanın, burada hayvancılık yapanın,burada ormancılık yapanın, burada meyvecilik yapanın, burada turizmcilik yapanın, burada esnaflık yapanın, burada müteahhitlik yapanın, burada yazlık konutu olanın, buraya oksijen cumhuriyeti deyip gelenin, buradaki mitolojik kültürel değerlere sahip çıkanın, bu topraklara evim diyenin, burada yatan ‘şehitler için sükûnet’ isteyenin, buraya vatanım diyen insanın başkasına gidecek altını buradan çıkarttırmama hakkı vardır. Ya da sırf istemediği için itiraz etme hakkı vardır. Geçmişte Çanakkale’de derslerini alan emperyalist yağmacılar ülkemizin sömürge üçüncü dünya ülkesi olamayacağını bilmeliler. Anadolu’muzu yağmalamalarına izin vermeyeceğiz. Bu gün göz göre göre 530 bin kişiyi barındıran Çanakkale kentinin tek içme su kaynağı Atikhisar baraj suyunu siyanürlü altın madenciliği ile kirletmeye kalkanlar ve onlara bu olanakları sağlayanlar derhal vakit kaybetmeden bu doğa ve insanlık faciasına son vermeliler. Aksi takdirde bu vicdan dışı muameleye izin verenler tarih sayfalarına halkına kastedenler olarak geçecektir.”
ÇEVRE
Yayınlanma: 30 Ağustos 2019 - 14:05
Çanakkale Sivil İnisiyatifi: "Anadolu'muzu yağmalamalarına izin vermeyeceğiz"
Çanakkale Sivil İnisiyatifi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında Kazdağlar’ında sürdürülen altın madenciliği faaliyetlerine bölge halkının ‘dur’ deme hakkı olduğu belirtilerek “Anadolu’muzu y
ÇEVRE
30 Ağustos 2019 - 14:05
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir