Merhaba sevgili okurlar, nasılsınız? Bugün sizinle hepimizin yakından tanıdığı kendi yaşamasa bile başkaları yaşarken tanık olduğumuz şeyden bahsedelim: aşktan.
Aşık olunca bize ne olur? Ne zaman bir şey hissetsek beynimizde bir şeyler olur çünkü beyin vücudun orkestra şefidir. Sevdiğimiz insanı görünce beynimizin iki bölgesine sinyal gider: Kaudat çekirdeği ve VTA da denen Vental tegmental alan. Kaudat çekirdeği aşk gibi ödülleri algılar VTA ise beynin tabanına yakın küçük bir fabrika gibidir dopamin üretip dışarı aktarır. Yani VTA aktifken kendimizi iyi hissederiz. Sevgilimizi görmeye devam ettikçe bu beyin sistemi çalışmayı sürdürür. Açlık ya da susuzluk gibi temel bir beyin sistemidir.
VTA bağımlılıkla da yakından bağlantılıdır, bu yüzden yeni aşk uyuşturucu gibi gelebilir. Mesela kokain, beyninizi o kadar çok dopaminle doldurur ki öfori duyarsınız. Aşık olduğumuzda da dopamin ödül beklentisiyle salgılanmaya başlar bu belki bir öpücüktür. Beyin büyük ödüle hazırlanmak için salınım yapmaya başlar ve eylemi gerçekleştirdiğinizde ödülü pekiştirmek için daha fazla salınım yapar siz de bunu tekrar tekrar yapmak istersiniz. Stanford Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre bazı bağımlılık yapıcı maddeler gibi aşk da acıyı geçiriyor. 2010’da araştırmacılar ilişkilerinin ilk dokuz ayında olan öğrencilere yönelik ilanlar açtı. Öğrenciler sevgililerin fotoğraflarıyla birlikte deneye katıldılar. Her araştırmacının eline canlarını yakacak kadar ısınan küçük sonda takıldı. Öğrenciler sevgililerinin fotoğraflarına bakınca yüksek şiddette acıda %12 orta şiddette acıda %45 azalma bildirildi. Bilim insanları bir şey daha buldu. Acıyı dindirmek için dikkat dağıtmaya kıyasla romantik aşk, beynin daha derin ve ilkel bir kısmını kullanıyor. Bunun sebebi uzmanların deyimiyle aşkın bir dürtü olması olabilir. Mantıklı düşünce ve duygulardan daha derin…
Ama beyniniz balayı evresinde oluk oluk dopamin salgılarken aynı zamanda serotonini tüketir. Verilere göre delicesine aşık olduğunuzda dopamin sistemi daha çok aktive olurken serotonin sistemi giderek daha az aktive olur. Düşük serotonin birçok şeye sebep olur; depresyon, anksiyete, dengesiz ruh hali… Çok aşık olanlarda görülen bu düşük seviyeler obsesif kompulsif bozukluğu olanlara benzer belki de o yüzden yeni bir ilişkinin başında çok takıntılı oluruz.
İyi haber şu ki ilişki devam ederse tüm o yoğun duygular dengelenmeye başlar. Serotonin normale döner böylece kaygı ve takıntı hissi azalır. Aşk Acısı mı Diş ağrısı mı?
Tabii her ilişki devam edemez aşkta reddedilince de beyniniz tuhaf şeyler yapar, Dr. Fisher ayrılığın farklı evrelerindeki 17 kişinin beynini taradı şiddetli istek ve bağımlılıkla ilişkili üç beyin bölgesinde aktivite saptandı. Bunun yanında küçük dopamin fabrikası VTA da sinir taşıyıcısı pompalamayı sürdürüyordu çünkü insanlar reddedilseler de sevmeyi sürdürüyorlardı. Bağlanma hissinin geldiği ventral pallidumda da aktivite saptandı ve son olarak fiziksel acıyla bağlantılı bir bölgede aktivite saptandı bu beyin bölgesi aşkta reddedilince aktive oluyordu bir de şiddetli bir diş ağrısında…
Peki neden kendimize bunu yaşatıyoruz? Cevap: Oksitosin, bağlanma hissini sağlayan molekül. Vazopresin, uyarılmayla ilgilidir bunu aşık olunca vücudun yaydığı bir ateş gibi düşünebilirsiniz işte oksitosin bu yangını söndürmeye geliyor.
İnsanlarda oksitosin seks, doğum ve emzirme sırasında salınır aynı zamanda arkadaşlarla takılmak veya köpeğini okşamak gibi şeylerde de. Bağ kurmakla ilgilidir ve vücutta antienflamatuvar görevi görür.
Dr. Carter’a göre güvenli ilişkiler bu yüzden daha uzun ve sağlıklı yaşamamızı sağlar. Bu yüzden beynin mantıklı kısmı aksini söylese bile insanlarla istemsizce bağ kurduğunuzu hissedebilirsiniz.
Sevgiyle kalın… Mukaddes Gezer
Aşık olunca bize ne olur? Ne zaman bir şey hissetsek beynimizde bir şeyler olur çünkü beyin vücudun orkestra şefidir. Sevdiğimiz insanı görünce beynimizin iki bölgesine sinyal gider: Kaudat çekirdeği ve VTA da denen Vental tegmental alan. Kaudat çekirdeği aşk gibi ödülleri algılar VTA ise beynin tabanına yakın küçük bir fabrika gibidir dopamin üretip dışarı aktarır. Yani VTA aktifken kendimizi iyi hissederiz. Sevgilimizi görmeye devam ettikçe bu beyin sistemi çalışmayı sürdürür. Açlık ya da susuzluk gibi temel bir beyin sistemidir.
VTA bağımlılıkla da yakından bağlantılıdır, bu yüzden yeni aşk uyuşturucu gibi gelebilir. Mesela kokain, beyninizi o kadar çok dopaminle doldurur ki öfori duyarsınız. Aşık olduğumuzda da dopamin ödül beklentisiyle salgılanmaya başlar bu belki bir öpücüktür. Beyin büyük ödüle hazırlanmak için salınım yapmaya başlar ve eylemi gerçekleştirdiğinizde ödülü pekiştirmek için daha fazla salınım yapar siz de bunu tekrar tekrar yapmak istersiniz. Stanford Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre bazı bağımlılık yapıcı maddeler gibi aşk da acıyı geçiriyor. 2010’da araştırmacılar ilişkilerinin ilk dokuz ayında olan öğrencilere yönelik ilanlar açtı. Öğrenciler sevgililerin fotoğraflarıyla birlikte deneye katıldılar. Her araştırmacının eline canlarını yakacak kadar ısınan küçük sonda takıldı. Öğrenciler sevgililerinin fotoğraflarına bakınca yüksek şiddette acıda %12 orta şiddette acıda %45 azalma bildirildi. Bilim insanları bir şey daha buldu. Acıyı dindirmek için dikkat dağıtmaya kıyasla romantik aşk, beynin daha derin ve ilkel bir kısmını kullanıyor. Bunun sebebi uzmanların deyimiyle aşkın bir dürtü olması olabilir. Mantıklı düşünce ve duygulardan daha derin…
Ama beyniniz balayı evresinde oluk oluk dopamin salgılarken aynı zamanda serotonini tüketir. Verilere göre delicesine aşık olduğunuzda dopamin sistemi daha çok aktive olurken serotonin sistemi giderek daha az aktive olur. Düşük serotonin birçok şeye sebep olur; depresyon, anksiyete, dengesiz ruh hali… Çok aşık olanlarda görülen bu düşük seviyeler obsesif kompulsif bozukluğu olanlara benzer belki de o yüzden yeni bir ilişkinin başında çok takıntılı oluruz.
İyi haber şu ki ilişki devam ederse tüm o yoğun duygular dengelenmeye başlar. Serotonin normale döner böylece kaygı ve takıntı hissi azalır. Aşk Acısı mı Diş ağrısı mı?
Tabii her ilişki devam edemez aşkta reddedilince de beyniniz tuhaf şeyler yapar, Dr. Fisher ayrılığın farklı evrelerindeki 17 kişinin beynini taradı şiddetli istek ve bağımlılıkla ilişkili üç beyin bölgesinde aktivite saptandı. Bunun yanında küçük dopamin fabrikası VTA da sinir taşıyıcısı pompalamayı sürdürüyordu çünkü insanlar reddedilseler de sevmeyi sürdürüyorlardı. Bağlanma hissinin geldiği ventral pallidumda da aktivite saptandı ve son olarak fiziksel acıyla bağlantılı bir bölgede aktivite saptandı bu beyin bölgesi aşkta reddedilince aktive oluyordu bir de şiddetli bir diş ağrısında…
Peki neden kendimize bunu yaşatıyoruz? Cevap: Oksitosin, bağlanma hissini sağlayan molekül. Vazopresin, uyarılmayla ilgilidir bunu aşık olunca vücudun yaydığı bir ateş gibi düşünebilirsiniz işte oksitosin bu yangını söndürmeye geliyor.
İnsanlarda oksitosin seks, doğum ve emzirme sırasında salınır aynı zamanda arkadaşlarla takılmak veya köpeğini okşamak gibi şeylerde de. Bağ kurmakla ilgilidir ve vücutta antienflamatuvar görevi görür.
Dr. Carter’a göre güvenli ilişkiler bu yüzden daha uzun ve sağlıklı yaşamamızı sağlar. Bu yüzden beynin mantıklı kısmı aksini söylese bile insanlarla istemsizce bağ kurduğunuzu hissedebilirsiniz.
Sevgiyle kalın… Mukaddes Gezer