Bazı köyler vardır; gittiğinizde, sokaklarında yürüdüğünüzde içinizde mutluluk pırıltıları çırpınır; hatta sağa sola bakmaktan boynunuz tutulur. Minicik cafeleri, gizli bahçeleri, arnavut kaldırımı taş sokaklarıyla ve binalarıyla size zamanda eşsiz bir yolculuk deneyimi yaşatır.
İşte şimdi sizinle birlikte üç güzelleri gezeceğiz.
Gitmek dert, dönmek ayrı bir dert olsa da insanlar bu üç güzeller için dünyanın başka başka yerlerinden geliyor, Türkiye’nin farklı noktalarından gelip Ege’nin eşsiz maviliklerinde bu yalnız ve ana karaya en uzak adanın üç güzel köyünü keşfediyor.
Başlıyoruz…
Zeytinliköy:
Gökçeada’nın gelişmişlikte önemli mesafe almış, turizmi içinde güçlendirmiş bir köyü Zeytinli. Son birkaç yıldır artık bu köyde ikamet etmiyorsanız, aracınızla köy içine giremiyorsunuz. Aracınızı köyün altındaki otoparka bırakıyorsunuz ve o yokuşu yaya olarak çıkmaya başlıyorsunuz.
Sağlı sollu taş binalar, Arnavut kaldırımı taşlarla örülmüş sokaklar. Sevimli cafeler ve restoranlar alabildiğine özgün ve sevimli.
Her ne kadar vefat etseler de Madamın Kahvesi de bu köyde. Dibek kahvesi içmek isteyenler mutlaka burada bir mola veriyor. Keza dondurma yemenin tadı da başka burada. Eski bir Rum adası olması hasebiyle gece eğlence oldukça coşkulu.
