Dünya Su Gününde açıklamalarda bulunan Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Türker Savaş, “Çanakkale ilinde yaşayan hiçbir bireyin temiz suya ulaşmakta “geride kalmamasını” talep ediyoruz” dedi.
Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Dünya Su Günü nedeni ile Oda binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Türker Savaş ve oda yönetim kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda açıklamalarda bulunan Savaş şunları söyledi, “Dünyadaki kullanılabilir su miktarı toplam suyun sadece yüzde 2,5’i kadardır. Kişi başına tüketilebilir su miktarı 1000 m3’/yıldan daha düşük olan ülkeler "su fakiri" olarak sınıflandırılmaktadır. DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülkemizin karşı karşıya kalacağı bu problemin en önemli nedeni plansızlık ve su kaynaklarının korunamamasıdır. Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynaklarını çok iyi koruyup, akılcı kullanması gerekmektedir. Kaz Dağı ve çevresi coğrafya Çanakkale ilinin içme, kullanma ve tarımsal amaçlı suyunun kaynağıdır. Ne yazık ki suyumuz bu coğrafyada sürdürülen veya sürdürülmek istenen her tür madencilik faaliyetinin tehdidi altındadır. Bu bağlamda özellikle, Çanakkale halkının içme ve kullanma suyu olarak kullandığı Atikhisar Baraj havzasında ruhsat alan, ancak ÇED raporuna ilişkin dava Danıştay’ca bozulan altın madenine dikkatinizi çekmek isteriz” dedi.
TALEPLERİ SIRALADILAR
Çanakkale’de yaşayanların hiçbirinin temiz suya ulaşmakta geride kalmamasını talep ettiklerini belirterek, “Bunun gerçekleştirilebilmesi yolunda taleplerimiz ise aşağıda sıralanmıştır: Su kıtlığı yaşayacağımız bir gelecekte tek sigortamız olan yeraltı sularının kullanımı azaltılmalıdır. Havzalar arası su transferi son alternatif olarak düşünülmeli, çevresel etkileri gözden kaçırılmamalıdır. “Su” özelinde sosyal ve çevresel etkileri göz önüne alındığında HES projeleri iptal edilmelidir. Su kaynaklarının yönetiminde “Entegre Havza Yönetimi” benimsenmelidir. Damla sulama gibi modern tarımsal sulama yöntemleri desteklenmelidir. Sulak alanların korunmasına yönelik politikalar geliştirilmeli ve bu alanların tahribatının önüne geçilmelidir. Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar havzası ve Kazdağı’nda her türlü maden arama ve çıkarma faaliyetleri durdurulmalıdır. Halkımız su konusunda bilinçlendirilmelidir. Suyun ticari meta haline getirilmesine derhal son verilmelidir. Belediyeler kişi başı asgari su gereksinimini bedelsiz sunmalıdırlar” şeklinde sözlerini noktaladı.
Çanakkale’de yaşayanların hiçbirinin temiz suya ulaşmakta geride kalmamasını talep ettiklerini belirterek, “Bunun gerçekleştirilebilmesi yolunda taleplerimiz ise aşağıda sıralanmıştır: Su kıtlığı yaşayacağımız bir gelecekte tek sigortamız olan yeraltı sularının kullanımı azaltılmalıdır. Havzalar arası su transferi son alternatif olarak düşünülmeli, çevresel etkileri gözden kaçırılmamalıdır. “Su” özelinde sosyal ve çevresel etkileri göz önüne alındığında HES projeleri iptal edilmelidir. Su kaynaklarının yönetiminde “Entegre Havza Yönetimi” benimsenmelidir. Damla sulama gibi modern tarımsal sulama yöntemleri desteklenmelidir. Sulak alanların korunmasına yönelik politikalar geliştirilmeli ve bu alanların tahribatının önüne geçilmelidir. Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar havzası ve Kazdağı’nda her türlü maden arama ve çıkarma faaliyetleri durdurulmalıdır. Halkımız su konusunda bilinçlendirilmelidir. Suyun ticari meta haline getirilmesine derhal son verilmelidir. Belediyeler kişi başı asgari su gereksinimini bedelsiz sunmalıdırlar” şeklinde sözlerini noktaladı.