Çanakkale’deki kutlama programı, Yalı Hanı’nda gerçekleştirilen kokteyl ile başladı. Üyelerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, İHD Çanakkale Şubesi Sekreteri Canan Dirlik tarafından basın açıklaması okundu.
İHD’nin 17 Temmuz 1986 tarihinde kurulduğu hatırlatılan açıklamada, derneğin kurulduğu günden bu yana insan hak ve özgürlükleri için ısrarlı bir mücadele yürüttüğü vurgulandı. Açıklamada, bugüne kadar 23 İHD üye ve yöneticisinin faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybettiği, yüzlercesinin ise saldırılarda yaralandığı hatırlatıldı. Yaşamını yitiren insan hakları savunucuları anılarak saygıyla anıldı.
Sekreter Canan Dirlik’in okuduğu açıklamada, İHD'nin yalnızca geçmişi anmakla kalmadığı; aynı zamanda barış, demokrasi ve insan hakları mücadelesini sürdürdüğü belirtildi.
Açıklamada; "Son dönemde örgütlenme, toplantı ve gösteri haklarına ilişkin yasaklamalar ve bu haklarını kullanmak isteyenlere yönelik ihlallerde maalesef artış devam etmektedir. Bu ihlaller kamu emekçilerinin ekonomik ve mesleki hakları ile ilgili gerçekleştirdikleri eylem ve etkinliklerinde, işini geri isteyen kamu emekçilerinin eylemlerinde, işinden edilen işçilerin hak arama eylemlerinde, Toprağını, suyunu maden şirketlerine karşı korumaya çalışan çevre eylemliliklerinde, kadınların eylemlerinde, muhalif siyasi partilerin düzenlediği eylem ve etkinliklerde, Cumartesi Annelerinin eylemliliklerinde, tutuklanan gazetecilerle dayanışma eylemlerinde daha belirgin olarak görülmüştür. LGBTİ+ların varoluşlarına yönelik söylemler, örgütlenme ve gösteri hakkına yönelik baskı politikaları ve uygulamaları da iktidar zihniyetinin yansıması olarak devam etmektedir. LGBTİ+ yaşamlar devlet eliyle tehlikeye atılmakta, transların hormon ilaçları verilmemekte ve bu eksiklikler hassas yaşamları intihara sürüklemektedir. Onur yürüyüşlerini yasaklayıp büyük aile buluşması adı altında nefret mitingleri örgütleyenler sokakta LGBTİ+lara açık açık uygulanan işkencelere zemin hazırlamıştır. Bu sebeple bir kez daha hatırlatıyoruz LGBTİ+ cinayetleri ve intiharları politiktir.
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemi kendisini bağımsız ve tarafsız yargıda gösterir. Hukukun üstünlüğü ilkesine uygun bir yargı yapılanması olmadan adaletin yerini bulması mümkün değildir. İHD hukukun üstünlüğü, yargının tarafsız ve bağımsız olmasını insan hakları mücadelesinin önemli bir parçası olarak görmektedir. Üzülerek belirtiriz ki coğrafyamızda yargı siyasal iktidarının tekelindedir. Yargı organlarının giderek uluslararası sözleşme ve protokollerde düzenlenen standartlardan uzaklaştığı, anayasa 90. Maddeye aykırı kararlar ürettiği, AİHM ve AYM karar ve içtihatlarına aykırı kararlar aldığı (örneğin; Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay kararları) oldukça vahim bir durum yaşanmaktadır. Öyle ki, coğrafyamızın her yerinde insanlar Adalet Nöbetleri ile ADALET aramaktadırlar. İHD’nin KONDA araştırma şirketine yaptırmış olduğu ve yakın zamanda kamuoyuna açıklanan “Barış Algısı” kamuoyu araştırması sonuçlarına göre toplumun iktidarın mevcut hukuk ve adalet sisteminden umudunu kestiği ve adaletin yerini bulacağına olan inancının giderek yok olduğu ortaya çıkmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde insan hakları bilinci ve kültürünün gelişmesine oldukça önemli katkıları olan İHD’nin ve insan hakları savunucularının insan haklarını savunma hakkı kabul edilmelidir. İnsan hakları savunucuları üzerindeki yargı yolu ile baskı politikasına son verilmelidir. İçişleri bakanlığının dernekler üzerindeki faaliyet denetimine son verilmeli, dernekler kanunu değişikliği ile kişilerin fişlenmesi yönündeki askeri darbe dönemi uygulamalarından vazgeçilmeli, terörün finansmanını önlenmesi adı altında dernek ve vakıfların faaliyetlerinin kısıtlanıp tam denetim altına alınması ve kolayca kayyım atanması uygulamalarına son verilmelidir. Türkiye Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ni kabul etmeli ve insan hakları savunucularını koruma konusunda etkin politikalar hayata geçirmelidir.
İnsan hakları savunucularının İHD çatısı altındaki 39 yıllık mücadelesi insan onuruna dayanan özgürlük, eşitlik, adalet ve barış talebi ile artarak devam edecek ve Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir rejime kavuşması mücadelesi ısrarla sürdürülecektir.
İHD’nin kuruluşunun 39. Yılında ısrarla insan hak ve özgürlüklerini ve Barış Hakkını savunmaya devam ediyoruz; iyi ki İHD var diyoruz" ifadeleri yer aldı.
HANiFE ÇETiN

