İzmir

Sosyal Bilgiler kitaplarımızda hep şöyle derdi ‘’Ülkemiz bir deprem ülkesidir.’’ . Bu gerçeği bir kez daha yaşamış, bir çok vatandaşımızı yitirmiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Yıkılan onlarca bina, enkaz altında kalan onlarca can… Sağ olarak ulaşıldıklarında yaşanan duygu seli… Cümlelerimiz hep eksik, yazarken boğazım düğümleniyor. Altmış beş saat sonra ulaşılan Elif Bebeğin o parmağı sım sıkı tutuşu, Doksan bir saat sonra ulaşılan Ayda bebeğin su ve ayran isteyişi… Hayatını kaybedenlere başsağlığı, tedavi görenlere ise acil şifalar diliyorum.
İzmir’de Eğitime Ara
Yaşanan bu olumsuz gelişmenin ardından işin eğitim boyutuyla alakalı Sayın Bakanımız Ziya Selçuk da açıklamalar yapmıştı "İzmir'de eğitime 1 hafta ara vermiş bulunuyoruz. Bu sürenin duruma göre gözden geçirilmesi söz konusu olabilir. Bu ortamda çocuklarımızın, velilerimizin ve öğretmenlerimizin sosyal desteğe ihtiyacı var. Ruhsal problemlerin iyileştirilmesi için uzmanlarımız hazır. Binaların tahliye edilmesi çok önemli. Tüm okul yöneticilerimize, öğretmenlerimize bir teşekkür borçluyuz çünkü onların tecrübesi, birikimiyle okullarımızdan çok süratle tahliye imkanını bulabildik ve kimsenin burnu kanamadan da bu süreci halletmiş durumdayız.’’ Diyen bakanımız 139 okulda hafif hasar olduğunu da iletti.
Eğitimde Ne Olup Ne Bitiyor?
Ülke genelinde eğitime ara verilip verilmeyeceği ile ilgili soruyu da ‘’Şu an da gündemimiz de böyle bir şey yok.’’ Diyerek yanıtlamış oldu. Tabi ki bu aktif süreç içerisinde yüz yüze eğitime katılacak yeni sınıfların akıbeti verilecek ya da verilmeyecek ara tatillerin durumu da ilerleyen günlerde Bilim Kurulu tavsiyeleri ile netleşecekmiş .
İlkokul genelinde sürece bakarsak genellikle ikiye bölünen sınıflarda bir grup Pazartesi-Salı diğer grup ise Perşembe-Cuma yüz yüze eğitime katılıyor. Okullarda temizlik faaliyetlerinin yapıldığı Çarşamba günü ise online dersler yapılıyor. Henüz yüz yüze eğitime başlamamış yada büyük yaş grubunda ki öğrencilerin ise programları değişkenlik gösterebiliyor.
Yüz yüze eğitime katılmayan sınıf sayısı gün geçtikçe azalıyor. Ancak; yeni sınıfların durumları için ise Bilim Kurulu’nun aceleci davranılmaması gelen tavsiyeler olduğu aldığımız bazı bilgiler arasında.
Eğitim camiasında ise bazı sınıflar hariç (1.,8.,12. gibi) eğitimin uzaktan devam etmesinin daha faydalı olacağı yönünde fikir belirtenlerin sayısı oldukça fazla. Yüz yüze eğitimin başlamasıyla vaka sayılarında bir artış olduğu bununda risk teşkil ettiği ifade ediliyor.
Süreç nereye evrilir bilinmez ama bazen atılan adımlardan geri dönmekte zor oluyor sanki ne dersiniz? Hani her seçiş bir vazgeçiştir demiştik ya, neyi seçiyor neden vazgeçiyoruz? Ya da neyi seçip neden vazgeçmeliyiz ?
Bu haftayı Oğuz Atay ile noktalayalım mı ?
‘’Ülkemizin insanları yorulmaz. Biz, gecekondularda, yorulmaz insanlar yetiştiririz.’’ Diyor yazar.
O gecekonduları yıkıp, gökdelenler yapmayın olur mu ?
Herkese sağlık, huzur ve mutluluk dilerim,
Kalın sağlıcakla…