Kazdağı Yürüyüş Grubu üyeleri geçtiğimiz gün Lapseki Karaömerler İnler Mağarası ve Kakmalı Kaya gezisine katıldı.
Gezi ile ilgili bilgi veren İsmail Bakır Grup Kurucusu İsmail Bakır, “Karaömerler İnler Mağarası, Kakmalı Kaya ve Pınarlı Kayası yürüyüşüne katılan bütün arkadaşlara çok teşekkür ederim. Yürüyüşlere katılan her yeni arkadaş renk katmaya devam ediyor. Her zaman olduğu gibi yürüyüşe katılan arkadaşları Çanakkale'den toplayarak yollara koyulduk. Sabah kahvaltısı ve ihtiyaç molasını Lapseki Karaömerler köyünde verdik. Normal şartlar kapalı olmasına rağmen Fevzi Cengiz yardımları ile özel istek üzerine köy kahvehanesi açtırdık. Köy kahvesi ve grup için ateş yakıp hazırlayan Fevzi Cengiz’e çok teşekkür ederiz. Sabah molasından sonra araç 2 kilometre daha gittik.
Bol bol fotoğraf çekildi, bu kayadan sonra Kakmalı Kaya gezildi. Kakmalı Kaya adı gibi kuş kakası gibi taşın tepesinde çıkıntı vardı. Kakmalı kayanın o güzelliğine kapılıp kayanın en tepesine yani kuş gagası gibi olan yere zorlu ve tehlikeli olsa da üç arkadaş çıktık. Gerçekten Kakmalı muhteşem bir kaya görüntüsü vardı. Kakmalı Kayanın en zirvesinde önce Türk bayrağını ve Kazdağı yürüyüş grubu flamasını dalgalandırdık. Bu kayalar delik delik olmuş kuş yuvası gibiydi. Hava şartları ve rüzgarlar nedeniyle oluşmuştur. Kayaların yumuşak olması nedeniyle bu şekli hava şartları ile oluşmuş olduğu anlaşılmıştır. Gerçekten görülmeye değer kayalar. Tabii iki Kaya değil bir çok kaya buna benzer vardır. Yürüyüşümüze patika yoldan devam ettik. Eski bir taş Çoban kulübesi oda farklıydı. Tepenin üzerindeki rüzgar güllerine vardık. Çok rüzgarlı bir havada rüzgar güllerini görmek muhteşemdi. Rüzgardan dolayı o kadar hızlı dönüyordu ki seyredilmeye değerdi.
Rüzgar gülleri altında toplu fotoğraf çektirmeden olmazdı. Yine patika yollardan geçerek orman yoluna indik. Tekrar kısa orman yolundan tekrar patika yoldan çam ağaçları, pırnar, dağılgı, premierin içinden yürüyüş yaparak ve patika olmadan doğaçlama orman yoluna indik. Kısa bir orman yolundan sonra patika yoldan inler mağarası bölgesine geldik. Bu iri ufaklı ve devasa kayan kütleri vardı. Yaklaşık 5 tane mağara gibi İnler vardı. Bazı inleri hayvanlar kullanmıştır. Onlarca kaya şekilleri vardı her yer olağanüstü güzellikte idi. Saatlerce gezmekle bitmezdi. Tam sanatsal kayalar vardı. Devasa Kayaların altları milyonlarca önce oyulmuştu. Eski çağlarda insanların yaşadığı tahmin edilmektedir. Yeri o güzel bir yerde ki vadi başlangıçı derenin her iki tarafında kayalıklar vardı. Önü açık Çanakkale boğazına doğru bakıyordu manzarası muhteşemdi. Derede az çok suda vardı. Tam sanatsal kaya yapıları vardı. Her kaya ayrı bir sanatsal değeri vardı. Saatlerce gezilse ancak biterdi İnler Mağarası bölgesi. Rüzgar almaması ve manzarası ayrı Bir güzellikti. İnler Mağarasını gezdikten sonra yakılmış hazır ateşte sucuklarımzı kızartık. Herkes afiyetle yedi. Yemek molasından sonra dönüş yolu üzerindeki Osman zamanında kalma altın madeni ocağı gördük. Dönüşümüz biraz daha kolaydı. Hep orman yollarından devam ederek araca ulaştık. Dönüş yolunda Şahinli köyünde yarım saat çay kahve molası verdik. Hava bugün yürüyüş için çok güzeldi” dedi.


