Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, sektörde köklü bir dönüşümün sinyallerini veriyor. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu yeni düzenlemeler, ruhsatlandırma, teminat, devlet hakkı, arama faaliyetleri ve orman izinleri gibi birçok hayati konuda önemli değişiklikler getiriyor. Sektör temsilcileri ve yatırımcılar için büyük önem taşıyan bu adımlar, madencilik faaliyetlerinin daha sıkı kurallara bağlanacağını, mali yükümlülüklerin artacağını ve ruhsat sahiplerinin sorumluluklarının genişleyeceğini gösteriyor. Peki, bu değişiklikler sahada ne anlama gelecek ve madencilik sektörünü nasıl şekillendirecek?
Çevre ve Rehabilitasyon Bedellerinde Sürpriz Artış: Teminat Yüzdeleri Yeniden Düzenlendi
Yönetmeliğin 1. maddesi ile gelen en dikkat çekici değişikliklerden biri, teminat oranlarında yaşandı. Daha önce "çevre ile uyum planı çalışmalarını temin etmek üzere teminat olarak" ayrılan %20'lik ibare tamamen yürürlükten kaldırıldı. Ayrıca, teminat olarak tutulan miktarın iade edilmeyen kısmı olan %50'si ibaresi, %70'i şeklinde değiştirildi. Bu düzenleme ile birlikte, ruhsat sahiplerinin finansal yükümlülükleri ve çevre rehabilitasyon taahhütleri üzerindeki ağırlık belirgin bir şekilde artırılmış oldu. Artık ruhsat sahipleri, çevreye olan taahhütlerini yerine getirmek adına daha yüksek bir finansal teminatı gözden çıkarmak zorunda kalacak.
Ruhsatlandırmada İhale Kapısı Aralanıyor: İlk Müracaat Yolu Kısıtlanıyor mu?
Yönetmeliğin 2. maddesi, maden sahalarının ruhsatlandırma süreçlerini tamamen yeniden yapılandırıyor. Daha önce yaygın olarak kullanılan "ihale yoluyla" ibaresi III. Grup madenler için kaldırılmışken, yeni düzenlemede bu süreçler gruplara göre netleştirildi.
I. Grup, II. Grup (a) ve (c) bendi, III. Grup ve V. Grup maden sahaları bundan sonra ihale ile verilecek.
II. Grup (b) bendi ve IV. Grup maden sahaları ise ilk müracaat ile verilecek.
Ancak yönetmelik, Genel Müdürlüğün (MGM) gerek görmesi durumunda (geçmiş ruhsat bilgileri, rezerv durumu vb. istinaden), normalde ilk müracaatla verilen II. Grup (b) bendi ve IV. Grup sahaları dahi ihale ile verme yetkisini getiriyor. Bu, ilk müracaat sisteminin kapsamının daraltıldığı ve ihaleli ruhsatlandırma modelinin yaygınlaştırıldığı anlamına geliyor. Bu durum, maden sahalarına erişimde rekabeti artırarak devletin gelirlerini yükseltme amacını taşıyor olabilir.
Yatırım Teminatı Zorunluluğu ve Sıkı Arama Dönemi Kuralları
Yeni Yönetmelik, ruhsat başvurularında önemli yenilikler getiriyor. Özellikle Madde 3, arama ruhsatı talebinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler için maden grup ve bentlerine göre asgari tutarı her yıl MGM tarafından ilan edilecek olan "yatırım teminatına dair kesin ve süresiz teminat mektubu" sunulmasını zorunlu kılıyor. Bu, sadece ruhsat bedelini ödemenin yetmeyeceği, aynı zamanda ciddi bir yatırım taahhüdünün de baştan verilmesi gerektiği anlamına geliyor.
Arama dönemleri de sıkılaştırıldı:
Proje Değişikliği: Maden arama projesinde belirtilen faaliyetin niteliğinde veya maden cinsinde değişiklik yapılması durumunda revize maden arama projesi sunulması ve buna göre yatırım teminatının güncellenmesi zorunlu kılındı (Madde 5).
Sondaj Kayıtları: Sondaj kuyu lokasyonlarının denetime kadar muhafaza edilmesi ve karotların detaylı bilgilerle istiflenerek fotoğraflanması zorunlu tutuluyor. Sondaj başlangıç, bitiş tarihleri ve metraj bilgilerinin e-Maden sistemine girilmesi şart koşuluyor (Madde 5).
Yatırım Yükümlülüğü: Yatırım programının iki yıl üst üste %50’nin altında gerçekleştirilmesi durumunda verilen teminatın irat kaydedileceği ve ruhsatın iptal edileceği belirtiliyor. Asgari faaliyetlerin eksik yapılması halinde ise eksik kalan yatırıma karşılık gelen teminat miktarı irat kaydedilecek (Madde 5, 6, 7, 8).
Bu kurallar, ruhsat sahiplerini atıl durumdaki sahaları hızla ekonomiye kazandırmaya ve projelerine daha sıkı sarılmaya itiyor.
Devlet Hakkı Yüzde Elli Artıyor!
Yönetmeliğin 19. maddesi ile Devlet Hakkı hesaplamalarında köklü bir artışa gidildi. Daha önce yıllık işletme ruhsat bedeli kadar alınan veya bu miktardan az olamayacağı belirtilen Devlet hakkı hesaplamaları, artık "işletme ruhsat bedelinin yüzde elli fazlası" üzerinden yapılacaktır.
İşletme izni olan ruhsatlardan her yıl en az işletme ruhsat bedelinin %50 fazlası kadar Devlet hakkı alınması zorunlu hale getirildi.
Bu artış, madencilik sektöründen elde edilen kamu gelirlerini önemli ölçüde yükseltecek bir adım olarak öne çıkıyor.
Orman İzinleri ve ÇED Süreçlerinde Yeni Düzen
Madencilik faaliyetlerinin doğa ile olan ilişkisinde kritik öneme sahip olan orman izinleri ve ÇED süreçleri de yeniden düzenlendi. Yeni Yönetmelik, Devlet ormanlarında madencilik faaliyeti için ruhsat düzenlenmeden önce Tarım ve Orman Bakanlığından e-Devlet kapısı üzerinden izin alınmasını şart koşuyor (Madde 26).
Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile zorunlu tesisler için 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre üç ay içinde yirmi dört ay süreyle bedelsiz izin verilecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen bu izin, ÇED yönünden de uygun görüş olarak kabul edilecek. Bu, ÇED süreçlerini hızlandırmayı amaçlayan önemli bir kolaylık olarak görülüyor.
İzinlerin süresinde verilmemesi durumunda, ikinci bir yazı ile ilave süre verileceği ve buna rağmen cevap gelmez veya olumlu cevap gelirse ruhsat düzenleneceği belirtiliyor. Ayrıca, izin vermiş veya vermiş sayılan kurumlar ÇED sürecinde olumsuz görüş veremeyecek (Madde 23).
Bu düzenlemeler, madencilik ruhsat süreçlerini orman izinlerine daha sıkı bağlarken, izin süreçlerinde yaşanan tıkanıklıkları gidermeye yönelik mekanizmalar da içeriyor.
Geçiş Hükümleri ile Yasal Uyum Süreci Başladı
Yönetmeliğe eklenen geçici madde (Geçici Madde 12), sektörün yeni kurallara uyumu için bir süre tanıyor. Özellikle 24/7/2025 tarihinden önce yapılan müracaatlar ve ihaleler, yeni getirilen ruhsat düzenlenmeden önce izin alma zorunluluğu ve yatırım teminatı gibi yükümlülüklerden muaf tutuluyor. Bu geçiş süreci, devam eden projelerin hukuki güvenlik içinde ilerlemesini sağlamayı hedefliyor.
Maden Yönetmeliği'ndeki bu kapsamlı değişiklikler, madencilik sektöründe daha disiplinli, daha yüksek finansal taahhüt gerektiren ve çevresel sorumlulukları daha fazla ön planda tutan bir dönemin kapısını aralıyor. Devlet hakkının artırılması, ihaleli sistemin yaygınlaşması ve arama faaliyetlerinin sıkı denetimi, sektördeki oyuncuların iş yapış şekillerini derinden etkileyecek ve uyum süreçlerini zorlayacaktır. Yönetmeliğin temel amacı, hem kamu gelirlerini artırmak hem de atıl ruhsatları engelleyerek maden potansiyelini daha etkin kullanıma açmak olarak görünüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: