Kas ve kemiklerimiz için kalsiyum, D vitamini, magnezyum, protein ve amino asitlerin önemine dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji Hekimi Op. Dr. Evren Fehmi Atay, konuyla ilgili önerilerini paylaştı.
Kas, kemik yani iskelet sisteminin dayanıklılığı fazla olması gereken bir yapı olduğunu söyleyen Op. Dr. Evren Fehmi Atay, “Nitekim ayakta kalmamız iskelet sisteminin dayanıklılığına ve elastikiyetine bağlı” diyor. Vücudumuzun hem dayanıklı hem de esnek olması gerektiğini belirten Atay, “İskelet sisteminin gelişimindeki amacımızın vücudumuzdaki kemiklerin bir mermer sertliğinde değil de odun sertliğinde olmasını sağlamak. Mermer yere düştüğü zaman kırılır fakat odun yere düştüğü zaman kırılmaz. Bizim de kemiklerde ihtiyaç duyduğumuz sertlik tam olarak böyle. Bunu sağlayabilmek için de doğumdan itibaren gerekli mineral, vitamin ve proteini almak gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
D vitamini, kalsiyum, magnezyum ve proteine dikkat
Beslenmede özellikle D vitamini, güneş ışığı, kalsiyum, amino asitler ve magnezyum ön plana çıkıyor. Bu besinleri doğru miktarda tüketmek ve yeterince güneş ışığına maruz kalmak kemik ve kas gelişimi açısından son derece faydalı. Tabii ki kemik ve kas sisteminin genetik yapıyla da uyumlu bir şekilde geliştiğini unutmamak gerekiyor. Bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık döneminde bu döngüyü bozacak hastalıklar iskelet sisteminde duraksamalara, geriye gitmelere ve zayıflamalara yol açıyor. Bunun yanı sıra hormonal değişiklikler de iskelet sistemini etkiliyor. Özellikle kadınlarda menopoz sonrası değişimlerle kaslarda erime görülebiliyor. Ancak egzersiz ve doğru beslenmeyle bu süreç kontrol altında tutulabiliyor.
Tabii ki bu minerallerin aşırı değil, dengeli ve düzenli olarak alınması gerekiyor. Bunun haricinde protein de beslenmede önemli bir yer tutuyor. Nitekim protein kasın ana maddesi olarak biliniyor.
Obezite, kas ve kemik sağlığını tehdit ediyor
Obezitenin kemik ve kas sistemi üzerinde bir olumlu, yüzlerce de olumsuz etkisi bulunuyor. Olumlu etki olarak bütün kasların ve kemiklerin yük aldıkça geliştiğini söyleyebiliriz. Mesela uzun süre alçıda kalan ve üzerine basılmayan ayak zayıflıyor. Ancak sürekli olarak yük altında kalan kemikler güçleniyor. Bunun yanı sıra obezite kalp sağlığını, tansiyonu, şekeri ve vücut metabolizmasını olumsuz şekilde etkiliyor. Obezitenin kas iskelet sistemine de olumsuz etkisi bulunuyor. Bunu şöyle düşünebilirsiniz: Küçük bir kapı için planlanmış menteşe sistemine ağır bir demir kapı yerleştirirseniz bu menteşeler ağır kapıyı taşımakta zorluk çekecek. Yani eklemlerimizi kabaca birer menteşe olarak düşünürsek üzerine koyacağımız her artı yükte menteşenin ömrünü kısaltmış oluyoruz.
Zayıflık takıntısı vücutta geri dönülmez hasarlar bırakıyor Aşırı zayıflık kimileri için güzel bir görünüm çizse de sağlıklı olarak kabul edilmiyor. Nitekim vücudun bir üretme ve yakma dengesi bulunuyor. Vücudun yakma becerisi çok geliştiği takdirde kasları da eritmeye başlıyor. Bu da ileride telafisi neredeyse imkânsız sonuçlar doğuruyor. Nitekim vücut kas eritmeye başladığı zaman yalnızca karın veya kalça bölgesinden kas eritmiyor. Tamamen kas kitlesinden oluşan kalp kaslarının da erimesine yol açıyor. Bu da kalp sağlığını olumsuz olarak etkiliyor. Bir hekim olarak sağlıklı ve dengeli beslenmenin tüm organlarımız gibi iskelet sistemimiz için de önemini hatırlatmak istiyorum” diyerek sözlerini tamamlıyor. HABER MERKEZİ
Kas, kemik yani iskelet sisteminin dayanıklılığı fazla olması gereken bir yapı olduğunu söyleyen Op. Dr. Evren Fehmi Atay, “Nitekim ayakta kalmamız iskelet sisteminin dayanıklılığına ve elastikiyetine bağlı” diyor. Vücudumuzun hem dayanıklı hem de esnek olması gerektiğini belirten Atay, “İskelet sisteminin gelişimindeki amacımızın vücudumuzdaki kemiklerin bir mermer sertliğinde değil de odun sertliğinde olmasını sağlamak. Mermer yere düştüğü zaman kırılır fakat odun yere düştüğü zaman kırılmaz. Bizim de kemiklerde ihtiyaç duyduğumuz sertlik tam olarak böyle. Bunu sağlayabilmek için de doğumdan itibaren gerekli mineral, vitamin ve proteini almak gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
D vitamini, kalsiyum, magnezyum ve proteine dikkat
Beslenmede özellikle D vitamini, güneş ışığı, kalsiyum, amino asitler ve magnezyum ön plana çıkıyor. Bu besinleri doğru miktarda tüketmek ve yeterince güneş ışığına maruz kalmak kemik ve kas gelişimi açısından son derece faydalı. Tabii ki kemik ve kas sisteminin genetik yapıyla da uyumlu bir şekilde geliştiğini unutmamak gerekiyor. Bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık döneminde bu döngüyü bozacak hastalıklar iskelet sisteminde duraksamalara, geriye gitmelere ve zayıflamalara yol açıyor. Bunun yanı sıra hormonal değişiklikler de iskelet sistemini etkiliyor. Özellikle kadınlarda menopoz sonrası değişimlerle kaslarda erime görülebiliyor. Ancak egzersiz ve doğru beslenmeyle bu süreç kontrol altında tutulabiliyor.
Tabii ki bu minerallerin aşırı değil, dengeli ve düzenli olarak alınması gerekiyor. Bunun haricinde protein de beslenmede önemli bir yer tutuyor. Nitekim protein kasın ana maddesi olarak biliniyor.
Obezite, kas ve kemik sağlığını tehdit ediyor
Obezitenin kemik ve kas sistemi üzerinde bir olumlu, yüzlerce de olumsuz etkisi bulunuyor. Olumlu etki olarak bütün kasların ve kemiklerin yük aldıkça geliştiğini söyleyebiliriz. Mesela uzun süre alçıda kalan ve üzerine basılmayan ayak zayıflıyor. Ancak sürekli olarak yük altında kalan kemikler güçleniyor. Bunun yanı sıra obezite kalp sağlığını, tansiyonu, şekeri ve vücut metabolizmasını olumsuz şekilde etkiliyor. Obezitenin kas iskelet sistemine de olumsuz etkisi bulunuyor. Bunu şöyle düşünebilirsiniz: Küçük bir kapı için planlanmış menteşe sistemine ağır bir demir kapı yerleştirirseniz bu menteşeler ağır kapıyı taşımakta zorluk çekecek. Yani eklemlerimizi kabaca birer menteşe olarak düşünürsek üzerine koyacağımız her artı yükte menteşenin ömrünü kısaltmış oluyoruz.
Zayıflık takıntısı vücutta geri dönülmez hasarlar bırakıyor Aşırı zayıflık kimileri için güzel bir görünüm çizse de sağlıklı olarak kabul edilmiyor. Nitekim vücudun bir üretme ve yakma dengesi bulunuyor. Vücudun yakma becerisi çok geliştiği takdirde kasları da eritmeye başlıyor. Bu da ileride telafisi neredeyse imkânsız sonuçlar doğuruyor. Nitekim vücut kas eritmeye başladığı zaman yalnızca karın veya kalça bölgesinden kas eritmiyor. Tamamen kas kitlesinden oluşan kalp kaslarının da erimesine yol açıyor. Bu da kalp sağlığını olumsuz olarak etkiliyor. Bir hekim olarak sağlıklı ve dengeli beslenmenin tüm organlarımız gibi iskelet sistemimiz için de önemini hatırlatmak istiyorum” diyerek sözlerini tamamlıyor. HABER MERKEZİ