Açıklamada, yasa teklifinin yalnızca doğayı değil, insan yaşamını da hedef aldığı vurgulanarak, ülkenin dört bir yanından gelen yurttaşların haftalardır Meclis yolunu aşındırdığı ifade edildi. Eskişehir, Uşak, Kütahya, Balıkesir, Artvin, Kırşehir, Aydın, Muğla ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilden gelen yurttaşların yasa teklifine karşı direnişini sürdürdüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Öyle bir torba yasa ki: içine ülkenin tüm doğal alanları konmuş; ormanlar, meralar, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri, zeytinlikler, kıyılar, dağlar... Maden ve enerji yatırımları için ülkenin korunması gereken tüm alanlarını hızla çöle dönüştürecek bir düzenleme bu! Hatta, kendi evimiz, arsamız, bağımız, bahçemiz bile risk altında! Hem doğanın hem de insanın hedef alındığı bir yasa teklifi bu! Sermayenin kazmasının ucu nereye değerse, orası artık şirket arazisi sayılacak. Bu yasa geçerse, kamulaştırma belgesi artık tapunun yerini alacak. Bir sabah uyanacağız ve o topraklar artık bizim olmayacak! Muğla’nın Menteşe, Milas ve Yatağan ilçelerinde tam 48 köyün, binlerce insanın evini, toprağını, mezarlığını, zeytin ağacını içine alan ve hepsini hiçe sayan haritalar hazırlandı bile; yasanın ekine kondu. İlk darbeyi, Milas İkizköy ve Yatağan Turgut alacak. Ardından Muğla’nın 48 köyünde 33.346 insan, evinden, toprağından, geçmişinden koparılacak. Göçe zorlanacak. Bu büyüklükte göç, ancak savaş zamanlarında olur. Halka reva gördükleri yalnızca taşınmak değil, köksüzleştirilmek! Bu, sadece bir evin değil, bir yaşamın, bir belleğin dağıtılması. Caminin, mezarlığın, çeşmenin, ağacın ve evin yanı sıra orada söylenen ninnilerin, anlatılan masalların, ağıtlara dönüşmesi demek. Bu yasayla sadece bir bölgeyi değil, memleket topraklarının tamamını işgal etmenin önü açılıyor. Mülksüzleştirmenin yeni biçimi bu. Adı konmamış bir zorunlu göç hareketi başlatılıyor. Biz, bu yasaya hem doğa hem insanlık adına karşıyız. Bu düzenleme geçerse hem doğa hem tüm varlığımızla biz insanlar yok sayılacağız. Ve biz buna boyun eğmeyeceğiz. Bu yüzden yasa Meclis’e geldiği sürece biz, Meclis’in önünde, içinde, her yerinde, vekillerin soluduğu nefeste bile olmaya devam edeceğiz. Hem toprağımızı hem yaşam hakkımızı savunmak için. Toprağımızı vermeyeceğiz. Bu işgal yasasını geri çektireceğiz."HANiFE ÇETiN