Kadın hakları hareketinde bir odak noktası olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle özel bir baskı yapıp gazetemizi tümüyle kadınlara ayırdık.
Kentimizde yaşayan ve farklı iş kollarında çalışan etkin, yetkin ve emekçi kadınlarımıza, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sözü verdik. Kadınlarımız Türkiye’de ve Çanakkale’de kadın olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlatıp, kız çocuklarına ve genç kızlara mücadeleci, çalışkan ve cesur olmaları yönünde tavsiyelerde bulundular. Yeni jenerasyona tahsillerini tamamlayıp, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları noktasında önerilerini sıralayan kadınlar 8 Mart’la ilgili dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirerek, haklarını kendilerine altın tepside sunan başta ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarını da belirttiler.
Tarihsel gelişimde ve bağımsızlık mücadelesinde önemli bir rol üstlenen, tarihte iz bırakan kadın emekçilerimiz olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarız. Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı S. Handan Özyayla Kenar ise sorumuza şu şekilde yanıt verdi:
“Türkiye’de “KADIN” olmak başlı başına bir mücadeledir” "Türkiye’ de Kadın olmak nasıl bir duygu, “Mücadele” diyebilirim.
Değerlim, abim S.Başol ÖZYAYLA’nın “-geMİci-“ 06.03.2014 “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” başlıklı köşe yazısında,
“Emekçi tarihi, mücadele tarihidir. Bu tarihin de en güzel satırlarını “Emekçi Kadınlar” yazmıştır. Mücadelenin gerçek kahramanları onlardır.” cümlesinde Emekçi Kadını ne güzel vurgulamıştır.
Evet, maalesef Türkiye’de de “KADIN” olmak başlı başına bir mücadeledir. Maalesef diyorum, gün geçmiyor ki kadına yönelik mobbing, haksızlık, şiddet, cinayet, taciz, tecavüz vb!!! haberleri duymayalım. Kadın Mücadelesi önce insanlık dışı bu uygulamalara karşı başlıyor. Sonrasında ise siyasi ve sosyal hayatın içinde özgürlükleri adına, barışı yaratmak adına, adalet adına, eşit bir dünya yaratma adına mücadelelerimiz devam ediyor. Şimdi can ve mal kayıpları yaşadığımız deprem afetiyle ile birlikte toplumsal psikolojik ve sosyolojik yıkımlar da yaşıyoruz. Dün olduğu gibi bu gün de Kadınlar mücadeleleri ile afetlerin tüm süreçlerinde güçlü aktörler olarak yerini alıyor.
Biz Kadınların, cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliği esasları ile meşruiyetlerini kanıtladığı, bir çevre ve ülkede yaşamalarını istiyorum. Söz konusu çocuklar ve gençler olduğunda cinsiyet ayrımı yapmıyorum. Kız ya da erkek tüm çocuk ve geçlerin hayalleri olmasını istiyorum. Hayallerini hep canlı tutsunlar ve kendilerine güvensinler. Çünkü gelecek, hayallerinin peşinde koşanların olacaktır.
Aslında kadınların çalışma alanında ne kadar başarılı olduklarını hepimiz biliyoruz. Kadınlara güveniyorum. Kadın doğası gereği, takım çalışmasına daha yatkın. Girdikleri tüm iş süreçlerine kadın bakış açısını, duygusal zekasını, rasyonel yaklaşımını katıyor, çoklu düşünebiliyor, empati kurabiliyor ve daha iyi iletişim kurabiliyor. Kadınların sahip oldukları tüm bu bilişsel farkındalıklar, çalışma hayatında onlara beceri olarak dönüyor. Var olan bu kapasitelerine sadece kendilerine güvenmelerini ve kararlılıklarını ortaya koymalarını isterim. Bunun dışında kadının sadece çalışma hayatında değil yaşamın her alanında üstesinden gelemeyeceği, başarılı olamayacağı bir iş düşünemiyorum. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günümüzü kutluyorum. Tüm Kadın Emekçilerimizin emeklerine sağlık."
Kentimizde yaşayan ve farklı iş kollarında çalışan etkin, yetkin ve emekçi kadınlarımıza, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sözü verdik. Kadınlarımız Türkiye’de ve Çanakkale’de kadın olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlatıp, kız çocuklarına ve genç kızlara mücadeleci, çalışkan ve cesur olmaları yönünde tavsiyelerde bulundular. Yeni jenerasyona tahsillerini tamamlayıp, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları noktasında önerilerini sıralayan kadınlar 8 Mart’la ilgili dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirerek, haklarını kendilerine altın tepside sunan başta ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarını da belirttiler.
Tarihsel gelişimde ve bağımsızlık mücadelesinde önemli bir rol üstlenen, tarihte iz bırakan kadın emekçilerimiz olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarız. Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı S. Handan Özyayla Kenar ise sorumuza şu şekilde yanıt verdi:
“Türkiye’de “KADIN” olmak başlı başına bir mücadeledir” "Türkiye’ de Kadın olmak nasıl bir duygu, “Mücadele” diyebilirim.
Değerlim, abim S.Başol ÖZYAYLA’nın “-geMİci-“ 06.03.2014 “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” başlıklı köşe yazısında,
“Emekçi tarihi, mücadele tarihidir. Bu tarihin de en güzel satırlarını “Emekçi Kadınlar” yazmıştır. Mücadelenin gerçek kahramanları onlardır.” cümlesinde Emekçi Kadını ne güzel vurgulamıştır.
Evet, maalesef Türkiye’de de “KADIN” olmak başlı başına bir mücadeledir. Maalesef diyorum, gün geçmiyor ki kadına yönelik mobbing, haksızlık, şiddet, cinayet, taciz, tecavüz vb!!! haberleri duymayalım. Kadın Mücadelesi önce insanlık dışı bu uygulamalara karşı başlıyor. Sonrasında ise siyasi ve sosyal hayatın içinde özgürlükleri adına, barışı yaratmak adına, adalet adına, eşit bir dünya yaratma adına mücadelelerimiz devam ediyor. Şimdi can ve mal kayıpları yaşadığımız deprem afetiyle ile birlikte toplumsal psikolojik ve sosyolojik yıkımlar da yaşıyoruz. Dün olduğu gibi bu gün de Kadınlar mücadeleleri ile afetlerin tüm süreçlerinde güçlü aktörler olarak yerini alıyor.
Biz Kadınların, cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliği esasları ile meşruiyetlerini kanıtladığı, bir çevre ve ülkede yaşamalarını istiyorum. Söz konusu çocuklar ve gençler olduğunda cinsiyet ayrımı yapmıyorum. Kız ya da erkek tüm çocuk ve geçlerin hayalleri olmasını istiyorum. Hayallerini hep canlı tutsunlar ve kendilerine güvensinler. Çünkü gelecek, hayallerinin peşinde koşanların olacaktır.
Aslında kadınların çalışma alanında ne kadar başarılı olduklarını hepimiz biliyoruz. Kadınlara güveniyorum. Kadın doğası gereği, takım çalışmasına daha yatkın. Girdikleri tüm iş süreçlerine kadın bakış açısını, duygusal zekasını, rasyonel yaklaşımını katıyor, çoklu düşünebiliyor, empati kurabiliyor ve daha iyi iletişim kurabiliyor. Kadınların sahip oldukları tüm bu bilişsel farkındalıklar, çalışma hayatında onlara beceri olarak dönüyor. Var olan bu kapasitelerine sadece kendilerine güvenmelerini ve kararlılıklarını ortaya koymalarını isterim. Bunun dışında kadının sadece çalışma hayatında değil yaşamın her alanında üstesinden gelemeyeceği, başarılı olamayacağı bir iş düşünemiyorum. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günümüzü kutluyorum. Tüm Kadın Emekçilerimizin emeklerine sağlık."