Küresel ısınma, kanser tedavileri, temiz enerji... Geleceğin en kritik sorunlarına nano-gözenekli malzemelerle çözüm arayan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seda Keskin Avcı, ardı ardına gelen uluslararası başarılarla Türkiye'nin bilim alanındaki en büyük gurur kaynağı oldu. Son olarak 2024 TÜBİTAK Bilim Ödülü'ne layık görülen ve Avrupa Araştırma Konseyi’nden (ERC) 2 milyon Avro destek alan Avcı, "Dünyanın En Seçkin 20 Bilim Kadını" listesine girmeyi başardı. Moleküler Modelleme alanında çığır açan keşifleri, onu Nobel Kimya Ödülü için en güçlü adaylardan biri yapıyor. Tüm bu başarılar, onun Metal Organik Çerçeveli Yapılar (MOF) üzerine yürüttüğü çığır açan araştırmaların küresel önemini kanıtlıyor.
ERC fonu alan yedi araştırmacının daha sonra Nobel'e layık görüldüğü düşünüldüğünde, Türkiye'nin ikinci Kimya Nobel'i bu öncü bilim kadını ile gelebilir. Prof. Avcı, atomik boyutta yaptığı modellemelerle, dünyayı değiştirecek malzemelerin laboratuvar ortamına girmeden keşfedilmesini sağlayarak bilimde yeni bir çağ başlatıyor.
Metal Organik Çerçeveli Yapılar: Bilim Kurgudan Gerçeğe Dönüşen Çözüm
Türkiye'nin bilim dünyasındaki yükselen yıldızı Prof. Dr. Seda Keskin Avcı, Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Nanomalzemeler, Enerji ve Moleküler Modelleme Araştırma Grubu (NEMO) Direktörü olarak görev yapmaktadır. Onun çığır açan araştırmalarının kalbinde, bilim camiasında kısaca MOF (Metal Organic Frameworks / Metal Organik Kafesli Yapı) olarak bilinen nano-gözenekli malzemeler yer alıyor.
Prof. Avcı, bu "akıllı" ve yüksek yüzey alanına sahip sünger benzeri malzemeleri, atomistik modelleme ve yapay zekâ destekli simülasyon teknikleri kullanarak tasarlıyor ve geliştiriyor. Bu çalışmaların temel hedefi, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlere bilimsel bir kalkan oluşturmak:
İklim Kriziyle Mücadele: Fabrika bacalarından atmosfere salınan karbondioksit (CO2) gibi sera gazlarını yüksek verimlilikle yakalamak ve depolamak.
Temiz Enerji: Hidrojen ve doğal gazın güvenli ve verimli bir şekilde depolanmasını sağlayarak sürdürülebilir enerji dönüşümüne katkıda bulunmak.
Biyomedikal Uygulamalar: Kanser tedavileri ve zehirli gazların yakalanması gibi kritik alanlarda kullanılacak en uygun malzemeleri keşfetmek.
Prof. Dr. Keskin Avcı’nın TÜBİTAK ERC Baş Araştırmacı Geliştirme Programı kapsamında desteklenen ve ERC tarafından 2 milyon Avro ile fonlanan son projesi “STARLET: Gelişmiş Gözenekli Malzemelerin Enerji, Çevre ve Biyomedikal Uygulamalar için Atomistik Modellenmesi”, bu hedeflerin ne kadar iddialı olduğunun en net kanıtıdır. STARLET, MOF'ların bu çok disiplinli alanlardaki potansiyelini en kısa sürede ve en verimli şekilde kullanabilmeyi amaçlayan bütüncül bir "malzeme zekâsı" ekosistemi oluşturmayı hedefliyor.
Bol Ödüllü Bir Kariyer: ERC Desteği Alan İlk Türk Kadın Mühendis
Prof. Dr. Seda Keskin Avcı'nın kariyeri, uluslararası alanda sayısız başarı ve "ilkler" ile doludur. Her bir ödül ve destek, onun bilimsel etkinliğini ve gelecekteki potansiyelini perçinlemektedir:
Dünyanın En Seçkin 20 Bilim Kadını (2022): Kimya Mühendisliği alanındaki en köklü dergilerden Chemical Engineering Research and Design (ChERD) tarafından, alana etki eden en önemli kadın araştırmacılar arasına seçildi.
2024 TÜBİTAK Bilim Ödülü: Yeni nesil nano-gözenekli malzemeler üzerine yaptığı uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle layık görüldü.
Royal Society of Chemistry (FRSC) Üyeliği (2025): Kimya bilimine yaptığı olağanüstü katkılardan dolayı İngiltere merkezli bu prestijli topluluğun Fellow'u (Üyesi) seçildi.
ERC Konsolidatör Desteği (2023): 2 milyon Avro bütçeli STARLET projesi ile Avrupa'nın en saygın bilim fonunu ikinci kez kazandı. Bu, Türkiye'den genel mühendislik panelinden (PE8) desteğe layık görülen ilk konsolidatör projesi oldu.
ERC Başlangıç Desteği (2017): Türkiye'den mühendislik alanında bu desteği alan ilk kadın araştırmacı unvanını COSMOS projesiyle elde etti.
Küresel Genç Akademi (GYA) Üyeliği (2018): Mühendislik alanında Türkiye'den seçilen ilk kadın üye oldu.
Prof. Dr. Keskin Avcı'nın bu üst üste gelen uluslararası başarıları, Koç Üniversitesi'nin de Türkiye'deki ERC fonu liderliğini sürdürmesini sağlıyor.
Bir Nobel Hayali: Türkiye'nin Kimyadaki İkinci Büyük Gururu
Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) fonları, bilim dünyasında en yaratıcı ve iddialı araştırmacıları destekler. Elde edilen verilere göre, bugüne kadar ERC desteği almış yedi araştırmacı daha sonra alanlarında Nobel Ödülü'ne layık görülmüştür.
Prof. Dr. Seda Keskin Avcı'nın Metal Organik Çerçeveli Yapılar (MOF) üzerine yaptığı hesaplamalı bilim ve malzeme tasarımı çalışmaları, küresel öneme sahip ve dönüştürücü potansiyeli olan bir alandadır. Karbon yakalama, iklim değişikliği ve enerji depolama gibi konuların aciliyeti düşünüldüğünde, MOF'lar alanında çığır açan bir keşif, gelecekte kesinlikle Nobel Kimya Ödülü'nün odak noktası olacaktır.
Türk bilim camiası, Prof. Dr. Keskin Avcı'nın bu alandaki derin ve uluslararası düzeydeki liderliği sayesinde, Nobel Kimya Ödülü'nü Türkiye'ye ikinci kez getirebilecek en güçlü aday olarak onu görmektedir. Onun bilime olan katkıları, sadece akademik çevrelerde değil, tüm dünyada yankı uyandırmaktadır.
Yolu Sonradan Bulanların İlham Veren Hikayesi
Prof. Dr. Seda Keskin Avcı’nın kişisel hikayesi, bilim yolunda ilerlemek isteyen gençler için büyük bir ilham kaynağıdır. İstanbul'da doğan ve lise eğitimini Çemberlitaş Kız Lisesi'nde tamamlayan Avcı, Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nü üniversite sınavındaki puanıyla seçti.
Kendi ifadesiyle, çocukluğunda bilime meraklı bir deha değil, aksine "yolunu sonradan bulan" bir öğrenciydi. Kimya Mühendisliği'nin beklediği gibi kimya değil, daha çok matematik, modelleme ve sayılar ağırlıklı olduğunu görmesi, asıl tutkusunu keşfetmesini sağladı. Bu keşif, onu yüksek lisans ve ardından ABD'deki Georgia Teknoloji Enstitüsü'nde doktora eğitimine yöneltti.
Onun bu dürüst ve ilham verici hikayesi, gençlere şu mesajı veriyor: Başarılı bir bilim insanı olmak için dahi doğmak gerekmez; merak, azim ve doğru yolu bulma cesareti en büyük anahtardır.
Prof. Avcı, sadece araştırmalarıyla değil, aynı zamanda "mühendislik" alanında Küresel Genç Akademi'ye seçilen ilk Türk kadın olarak, bilimdeki kadın temsiliyetini artırma çabalarıyla da takdiri hak ediyor.
Prof. Dr. Seda Keskin Avcı, hem kendi alanında çığır açan keşifleriyle hem de genç bilim insanlarına rol model olmasıyla, Türkiye'nin gurur tablosunda parlamaya devam ediyor.
Türkiye'nin Nobel Umudu: Prof. Dr. Seda Keskin Avcı Kimdir?
Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seda Keskin Avcı, bilim dünyasında çığır açan çalışmalarıyla uluslararası düzeyde tanınan bir isimdir. Akademik başarısının yanında, azmi ve ilham veren hikayesiyle de Türkiye'nin gurur kaynağı olmuştur.
Hayat Öyküsü ve Eğitimi
Özellik | Detaylar |
Doğum Yılı ve Yeri | 1982, İstanbul |
Lise Eğitimi | Çemberlitaş Kız Lisesi |
Lisans Eğitimi | Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü (2004, Bölüm Birincisi) |
Yüksek Lisans | Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü (2006) |
Doktora (PhD) | Georgia Teknoloji Enstitüsü, Kimya ve Biyomoleküler Mühendisliği Bölümü, ABD (2009) |
Akademik Kariyer | Kendi alanında Türkiye'nin en genç profesörleri arasındadır. |
Mevcut Görev | Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Nanomalzemeler, Enerji ve Moleküler Modelleme Araştırma Grubu (NEMO) Direktörü |
Profesörlük Yolculuğu
Prof. Dr. Seda Keskin Avcı'nın kariyer yolculuğu, kendisinin de sıkça belirttiği gibi, "yolunu sonradan bulan" bir bilim insanının hikayesidir. Liseden sonra bölüm seçimini puanıyla yapsa da, Kimya Mühendisliği'ndeki matematik ve modelleme ağırlıklı dersler bilime olan gerçek tutkusunu keşfetmesini sağlamıştır. Boğaziçi'nden bölüm birincisi olarak mezun olması ve ardından ABD'de prestijli bir doktora derecesi alması, onu hızla uluslararası bilim sahnesine taşımıştır.
Kişisel Yaşamı ve Aile Durumu
Prof. Dr. Seda Keskin, akademik çevrelerde Prof. Dr. Seda Keskin Avcı adıyla tanınmaktadır. Evli olanKeskin, ailesi ve özel yaşamı hakkında detaylı kamuya açık bilgi bulunmasa da, kendisi bilimsel çalışmalarıyla tanınmayı tercih eden, ancak akademik kariyerde anne ve kadın olmanın zorluklarına da değinen bir isimdir. 36 yaşında profesör unvanı alması, genç yaşına rağmen ulaştığı akademik zirveyi göstermektedir.
Yorumlar
Kalan Karakter: