Güzel bir paylaşım vardı bu sabah sanal alemde. Bir hanımefendi paylaşmış; “Balkanlardan geleni istemezsen balkondan gelene talim edersin” şeklindeydi. Sıcaklar gerçekten bunalttı ve hakikaten Balkanlardan soğuk hava gelmediği için balkonlarda serinlemeye çalışıyoruz.
Sıcaklar ne yazık ki her yaz olduğu gibi bu yaz da ölüm sebebi olmaya devam ediyor. Özellikle, serinlemek maksadıyla denize, göle, nehre ya da baraj sularına giren vatandaşlarımız boğularak hayata veda ediyorlar. Tecrübesi olmayan ve gençliğinin ilk yazını yaşayanlar boğularak hayata gözlerini yumanların önemli bir kısmını oluşturuyorlar. Neredeyse her akşam haberlerde gördüğümüz bu tip olaylar tamamen sıcakların etkisi ile gerçekleşiyor. Bir de sağlık sorunları ile sıcak havadan etkilenerek hayata veda edenler var. Yüksek tansiyon ve beraberinde gelen beyin kanaması, kalp krizi gibi sağlık sorunları bizleri ne yazık ki sevdiklerimizden ayırıyor.
Yukarıda ki satırları okuyunca sanala alemde, önce bir gülme ifadesi bıraktım ama sonrasında sıcakların sebep olduğu bu ve benzeri ölümler aklıma geldi. Sıcak demek, aynı zamanda tatil demek. Bütün bir kış boyu bunalan halkımız yaz günlerini tatil amacıyla değerlendirmek istiyor ve bu isteğini de genelde tüm halkımız iki dini bayramdan birisinde gerçekleştiriyor. Üzücüdür ki; işte bu bayram tatillerinde şehirlerarası yollarda yaşanan araç yoğunluğuna bağlı trafik de her seferde pek çok can alıyor. Bir hafta kadar sonra yaşayacak olduğumuz Kurban Bayramında da aynı yoğunluk ile karşılaşacağımız ortada. Bu kez sürücüler daha dikkatli olurlar umarım.
Bizler Çanakkale’de yaz aylarını yaşarken, diğer illerimize göre biraz şanslıyız. Kentimizin bizlere serinlememiz için sunduğu birçok plajı, güzel koyları ve Kaz Dağları var. Gün sonunda, iş çıkışında bile kent merkezinde ki iki plajda da halkımız akşam serinliğini yaşayabiliyor. Bu güzelliği ancak birkaç ilde görebilirsiniz.
Kaz Dağlarını da örnek verdim ama ne yazık ki günlerdir yazıyorum, kent halkı günlerdir eylem yapıyor ve nöbet tutuyor Kaz Dağlarında ki çevre katliamına dur demek için ama nafile. Bu satırları yazarken bir taraftan da haberlere göz gezdirince bir kez daha yapılan insafsızlığa kızdım. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür CEYLAN’ın bir açıklaması vardı. Kirazlı’da ki altın madeninin devletten çok büyük teşvik aldığını söylüyordu CEYLAN. Nasıl kızmaz ki insan? Doğamızı kendi elimizle yok ediyoruz, üstelik bir de üzerine teşvik veriyoruz. Doğamızı yok eden Kanadalı bir firma ve Kanada doğa dostu bir ülke. Öyle ki bayrağında bile akçaağaç yaprağı var kocaman. Kendi ülkelerinde doğayı koruyorlar ama ülkemizde doğa katliamı yapmaktan çekinmiyorlar. Çünkü onları biz davet ettik, yetmedi, bir de üstüne teşvik ettik.
Güzel bir yaz geçirmenin yolu, sağlıklı yaşamaktan ve insanlığa saygıdan geçiyor. Çevresel etkileri bireysel düzenlemekten başka çaremiz kalmadı. Devlet teşviki ile doğa katleden yabancı sermayeye karşı bireysel bilinç hareketleriyle mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeliyiz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 02 Ağustos 2019 - 10:57
Yaz
Güzel bir paylaşım vardı bu sabah sanal alemde
YAZARLAR
02 Ağustos 2019 - 10:57
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir