Belediye otobüsünden köprü başında indim..
Amacım Cuma pazarında biraz gezinmek..
Ben kapalı alış veriş merkezlerini sevemedim bir türlü..
Nihal’in muhalefetine rağmen pazarda ısrar ederim..
‘Mahalledeki manavdan alırız..
Bu sıcakta kendimize eziyet etmeyelim!’ uyarılarını de hiç dikkate almam..
Hatta.. ‘Köylülük damarın tuttu yine!’ sataşmalarını de duymazlığa gelirim..
Ne marketlerde ne de mahalle manavlarına benzer buradan yapılan alış verişin keyfi..
Bana göre, büyükler için tasarlanmış bir lunaparktır pazar yerleri..
Yaşamın kıyısında kurulan bu meydanda biraz soluklanıp, herkesin gönlünce..
Herkesin gönlünde, yüreğinde ve kafasının içinde..
Artık ne arıyorsa..
Bir şey bulma umudunun tazelendiği yerdir..
Örneğin, ben sadece kemik saplı bir Yörük çakısı aldım..
Nihal’den de biraz çekinerek..
Akşama azar işiteceğimi de biliyorum ama..
Yalanı da hazırladım.. ‘Benim bir aretlik vardı da, o hediye etti’ diyeceğim..
Neyse.. Çıktım Pazar yerinden Köprübaşı durağına gideceğim..
Caddedeki dükkanlardan birinin önünde izdiham var..
Hava sıcak.. yürüyeceğim.. bakıp bakmakta tereddüt ettim biraz ama..
Sonunda mesleki dürtülerimin heyecanıyla yürüdüm o tarafa..
Baktım bir kasap dükkanı..
insanlar uzun kuyruklar oluşturmuş..
Dükkanın camında da bazı yazılar..
‘Dana kavurmalık.. Kilogramı 55 lira’
Kuyruk uzun.
Yani yetişen alıyor durumları..
Kendi kendime ‘Ülen, et ucuzlamış da benim mi haberim yok!’ diye düşündüm..
Her zaman alış veriş yaptığım kasap, yarım kilo kıymaya 75 lira yazmıştı..
‘Kazıklamış deyus beni!.. söylenmeye başladım..
Politikacıların ‘Et ucuzlayacak’ vaatlerine ettiğim bütün sözleri geri almayı düşündüm..
Gayri ihtiyari olarak da kendimi sırada buldum, birden..
Sıra uzun.. bana gelmesine daha çok var..
Ama bir gördüm ki, kasap dükkanı diye gördüğüm yer aslında sakatatçıymış..
Baktım ki dana ucuz ama sağlık pahalı..
Çekildim hemen kuyruktan.
Yürümeye başladım durağa doğru..
Sağlıksız hayatın mikroplarını atlatmıştım..
Otobüsü kaçırmasaydım bari..
Sakatatçılar, insanların sofralarına ‘ucuzluk’ katıyor ama..
Bizim insanımızın bu ‘yahni’ merakını anlayabilen beri gelsin..
Acı değil mi?.
Göz göre göre.
Hem de çok acı..
Gazeteye gelirken Dayı’yla çay içtik..
Durumu anlattım..‘Bütün mikroplar küçüktür ve hafife alınmaz!.’ dedi..
Ve sonra da ekledi; ‘Bunu mutlaka yazmalısın.. Yetkililer yine ciddiye almayacaklar seni ama..
Bu işin vebali var.. Sen kendini kurtar!’ dedi..
Ucuz etin yahnisi!..
Belediye otobüsünden köprü başında indim
Yayınlanma :
19.07.2022 10:04
Güncelleme
: 19.07.2022 10:04
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: