‘’Bu dükkan esasında yolun böyle aşağısında değildi aslanım, yol çok yükseldi dükkan onun hızına yetişemedi. Ha kapısı, penceresi desen yine tas tamam böyleydi. Bu yeşil rengine bizim milletimiz pek önem verir, kimisi mercan yeşili der, kimisi ördek yeşili der. Bana sorsan yeşil yeşildir. En çok da kadın kısmı bilir bu renk işini, onlara sorsan envai çeşit renk sıralarlar. Yeşili de pek severler. Kimisi börtü böcek girmesin diye, der ama bana sorsan onunda aslı yok. Bizim milletimiz yaptığı işe kulp takmasını da çok sever tas tamam ondan işte.
Misal Melahat aba, Yaşar Agama harman parasından iki burma bilezik aldırtmış, nasipse bir dahaki harmanda iki daha alırlarsa umreye giderlermiş. Yaşar Aga ‘’Melahat Abam namazını kılar mı?’’ diye sordum. ‘’Kılacak inşallah, onu da kılacak,’’ diyor. Hadi inşallah, dedim ben de artık.
Evet aslanım, ne demiştik kapısı penceresi de duvarı eşiği de tas tamam böyleydi. Şu gördüğün masanın bir bacakları değişti o da eskileri çürüdüğünden. Önceden buzdolabı yoktu, bir o yeni. On on iki sene olmuştur belki alalı. Şimdi evde peynir yapan kalmadı. Peynir yapacak sütü de yok kimsenin. Süt sağacak inek desen o da kalmadı. Peyniri de tenekeyle getirip kalıpla satar olduk. Cebine üç beş kuruş kalsın istiyorsan zaten bu şarttır. Ya tonla alıp kiloyla satacaksın ya kiloyla alıp gramla satacaksın. Başka türlü para kazanamazsın.
Köyde pek çocuk yok öyle abur cubur da yok. Daha önce aldık, almadık değil. Tarihi geçiyor. Ben çikolatanın tarihinden ne olacak, yumurta mı var sanki içinde dedim de adamlar beni topa tutacaklardı. Öyle değilmiş meğer. Hepsini çöpe boca ettiler. Ben de bir daha almadım. Sigara iki çeşit, biri pahalı biri ucuz. Öyle elli çeşit sigara olmaz benim aklım almıyor. Önceden bir uzunu bir kısası vardı, şimdi satan toptancısı bile çıkaramıyor adını. Köyde herkes iki çeşit sigara içer, alıştılar işte.
Ben bunca sene kimseye uymadım, köylü hep bana uydu. Dilediğimde açtım dilediğimde kapattım. Dilediğimi sattım dilediğimi satmadım. Ha kimseyi aldatmadım. Keyfi çalışmak ayrı, hainlik etmek ayrıdır. Ticarete hile karıştıran haindir. Aha bak şu şeker, inan şehir yerine git aynı paradır. Köyde mahrumiyet olur diye fırsatçılık yapmam. Kimi zaman şehirdeki esnaf malına zam yaparmış da benim haberim olmadığından ben onlardan ucuz satarım.
Zamanla hepsini öğrenirsin, senin aklından buraları yıkmak geçer, sağı solu değiştirmek geçer bilirim, yapma demem yaparsan yanılırsın.
Al bakayım anahtarı, hadi Allah’a emanet aslanım…’’
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla…
Yorumlar
Kalan Karakter: