Hayatımız denge üzerine kurulu ve bize düşen de dengede, merkezimizde olabilmektir. Ne zamanki iki kutuptan birinin uç noktasına doğru ilerleriz, işte o zaman dengemiz şaşar ve hayatımızda sorunlar, sıkıntılar, karmaşalar ortaya çıkmaya başlar. Normalleşebilmek ve huzuru yakalayabilmek için merkezimize gelmemiz yani bulunduğumuz kutbun diğer kutbuna doğru ilerleyerek dengeye gelmemiz şart olur.
İnsan için denge, beden, zihin ve ruh arasında bir uyum ve bütünlük durumunu ifade eder. Bu denge hali, iç huzur, berraklık ve uyum içinde olma durumu demektir bir bakıma. Ruhsal dengeyi sağlamak, kişinin enerjisini dengelemek, farkındalığını artırmak ve bütünlüğünü sürdürmekle ilgilidir. Ruhsal-bedensel-zihinsel dengeyi desteklemek için birkaç öneri:
Kendi iç yolculuğumuz için zaman ayırma: Zamanımızı kendimize ayırmak ve içsel bir yolculuğa çıkmak önemlidir. Meditasyon, nefes çalışmaları, yoga gibi pratikler, zihni sakinleştirir, enerjiyi dengelemeye yardımcı olur ve içsel keşiflere yol açar.
Doğaya bağlanma: Doğa, dengemizi her anlamda destekleyen güçlü bir kaynaktır ve bize umut, canlılık, pozitif enerji yükler. Doğayla bağlantı kurmak, zihni sakinleştirir, stresi azaltır ve iç huzuru artırır. Yürüyüşe çıkmak, ormanda zaman geçirmek, denize veya göle bakmak gibi doğayla temas etmek hem ruhumuza hem bedenimize hem de zihnimizi dinginleştimemize büyük katkı sağlar.
Zihni ve duyguları dengelemek: Zihin gürültüsünü azaltmak için pozitif düşünceler ve olumlu afirmasyonlar kullanabilirsiniz. Duygusal olarak dengeyi korumak için öz-farkındalık geliştirmek, duygusal zorlukları anlamak ve kabul etmek önemlidir.
Beslenme ve yaşam tarzı: Vücut, zihin ve ruh arasındaki dengeyi desteklemek için beslenme ve yaşam tarzı seçimlerimiz de çok önemlidir. Dengeli bir beslenme programı takip etmek, egzersiz yapmak, yeterli uyumak ve toksinleri azaltmak, enerji akışını ve spiritüel dengeyi iyileştirir.
Sevgi ve bağışıklık: Sevgi, spiritüel dengeyi güçlendiren en temel prensiplerdendir. Sevgi hayata köklenmemiz, hayatı ve kendimizi sevmemiz için ön şarttır aslında. Kendimizi ve diğerlerini sevmek, sevgi dolu ilişkiler kurmak, bağışlama ve hoşgörü göstermek, ruhsal büyüme ve dengemiz için önemlidir. Sevgi enerjisi, pozitif bir titreşim yayar ve spiritüel olarak beslenmeyi sağlar.

Son günlerde bende kendi merkezimden biraz uzaklaştığımı hissetmeye başladım ve nasıl merkezime gelebileceğimi düşündüm ve biraz yalnız kalıp içsesimi dinlemem gerektiğini, aslında dış yaşamın ve insanların etkisinden dolayı kendimle konuşmayı ihmal ettiğimi fark ettim. Bu arada dinlediklerim, okuduklarım, izlediklerim… O kadar çok bilginin içindeyim ki! Onları anlamaya çalışırken kendimi anlamaktan uzaklaştığımı ve asıl yaklaşmam gerekenin de kendim olduğunu anladım. Sonuçta herkes kendi bilgi ve bakış açısından bir şeyler söylüyor ve paylaşıyor. Dinlemek bana zaman zaman çok şey katsa da bu kadar bilginin içinde kendi düşüncelerimi kaybettiğimi fark etmek afallattı beni. Her birimizin önceliği “kendimiz” olmalıyız. En doğru kaynak içimizde var zaten, ondan fazla uzaklaşmak ve dışarıya çok kulak vermek bir süre sonra içimizde bir kaos oluşmasına sebep oluyor. Kayboluşlarımız bundan hep. Kendimizi göremiyoruz, öz kaynağımızla yani yaradanla bağlantı kuramıyoruz. Dünyanın çok güçlü bir çekim alanı var ve bizi içine içine çekiyor. Bir süre sonra bakıyoruz ki bize çok yabancı, anlam veremediğimiz şeylerin, kişilerin, durumların içinde kaybolmuşuz. Sizler de zaman zaman hissetmişsinizdir bu halleri. Bundan kurtulmanın tek yolu merkezimize gelebilmek, kendimizi duyabilmek… Dilerim kaybolamadan ve çok uzaklaşmadan bu kaos dünyada kendi merkezimizde huzur ve sevgiyle yaşayabilelim…
Sevgilerimle…
Yorumlar
Kalan Karakter: