Sosyal medya hesaplarımız karne, takdir ve teşekkür belgesi görselleriyle şenlendiğine göre bir dönemin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Okulların açık kalmasıyla ilgili ilk günden son ana kadar kesin bir tutum sergilendi bu dönem. Sürecin artıları eksileri muhakkak değerlendirilebilir ama geçen yıl sürekli gündemi meşgul eden, okullar açıkken ne zaman kapanır kapalıyken de ne zaman açılır tarzında ki soru işaretleri bu yıl en az seviyedeydi.
Henüz ikinci dönem başlamadan benzer tutumun önümüzdeki dönemde sürdürüleceğine yönelik ipuçları verilmeye başlandı bile. Tatilin uzamayacağı da kesinleşti diyebiliriz hatta. Geçirdiğimiz bu dönemde notları nasıl olursa olsun, hangi belgeyi almış olurlarsa olsunlar özellikle ‘’Takdiri 18 puanla kaçırdım hocam,’’ diyen güzel yürekli öğrencimi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Karnelerin de dijitalleştiği bir dönemden geçtiğimizden bahsetmezsem olmaz. Öğretmenimizin dönemin sonu yaklaştığında yaklaşık bir el boyutunda olan not defteri de boy göstermeye başlardı. O defterin bir bölümüne sözlü notları yazıldığından defterin arz-ı endam edişiyle eş zamanlı olarak sınıfı da bir sükûnet, bir feraset, bir huzur kaplar kimse yerinden bile kıpırdamazdı. Öylesine merak edilirdi ki o notlar, öğretmenimizin yanına gidip ucundan kıyısından bir şey görebilir miyiz diye çabalar dururduk.
Karneler genellikle el ile yazılır, sanatçı ruhlu arkadaşlar not bilgisi yer alan bölümde ufak tefek süslemeler yapar en azından ailelerine karşı sıkıntılı olabilecek bir süreci örtbas ederlerdi. Bu ‘’sanat’’ haliyle bazı öğretmenlerin hoşuna gitmediğinden onlar da farklı çözüm önerileri arardı. Notların yazdığı sütunu şeffaf bantla kaplayanları bile gördü bu gözler.
Teknoloji çağında yaşıyor olmamızdan, beklemeyi, sabretmeyi eskisi kadar sevmiyor olmamızdan okullar zaten kapanmadan notlarımızı öğrenebiliyor, hangi belgeyi almaya hak kazandığımızı kestirebiliyoruz. İlk duyduğumuzda kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi?Buraya kadar sorun yok; ama şunu da es geçmeyelim. Bu nesil karne heyecanı dahi yaşayamıyor öyle değil mi? Her ne olursa, eline geçirdiği teknolojik bir alet ile merakını gideriyor işte bu kadar.
Diyeceksiniz ki ‘’O zaman imkân yokmuş, şimdi var. Sen de ne kadar eskiye meraklıymışsın hoca,’’ . Kaybettiğimiz, kaybetmek üzere olduğumuz değerlerden bahsetmekti sadece niyetim. Bazen huysuz bir ihtiyara dönüştüğüm malumunuz.
Bu tatil de çocuklar dinlensinler, eğlensinler, sabahçılar bol bol uyusun, öğlenciler akşam yemeğini erkenden yesin. Ödev değil ama tekrar yapsınlar, bol bol okusunlar, okuduklarını anlatsınlar, siz de onlara okuduklarınızı anlatın, olur mu?
Bu haftayı da Alper CANIGÜZ ile noktalayalım kıymetli okur;
"Hayatı anlıyorum," dedim.
"Sadece kabullenemiyorum"
Herkese sağlıklı, huzurlu mutlu haftalar dilerim,
Kalın sağlıcakla.
YAZARLAR
27 Ocak 2022 - 09:35
2 Teşekkür 1 Takdir eder mi?
Sosyal medya hesaplarımız karne, takdir ve teşekkür belgesi görselleriyle şenlendiğine göre bir dönemin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız
YAZARLAR
27 Ocak 2022 - 09:35
İlginizi Çekebilir