Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde yer alan Adatepe Zeytinyağı Müzesi, hem geleneksel zeytinyağı üretimini sürdürmesi hem de zeytin ve zeytinyağı kültürünü ziyaretçilere aktarmasıyla dikkat çekiyor. Restore edilen tarihi bir fabrika binasında faaliyet gösteren müze, 2001 yılından bu yana yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Adatepe köyünde başlatılan zeytinyağı üretimi, köyün adını taşıyan özel cam şişelerde piyasaya sürülüyor. Üretim süreci, köyde yaşayanlar tarafından geleneksel yöntemlerle yürütülüyor. Başlangıçta sadece eşe dosta hediye edilen zeytinyağı, yoğun talep üzerine ticari bir ürün haline getirilmiş. Üretilen yağların lezzeti, henüz olgunlaşmamış zeytinlerin derhal fabrikaya ulaştırılmasıyla sağlanıyor; böylece meyvemsi tadın kaybolması engelleniyor.
Zeytinlerin hamur haline getirilmesi işlemi, dev granit taşların kullanıldığı tas değirmenlerinde gerçekleştiriliyor. Zeytinler bu taşlar arasında pelte kıvamına gelene kadar eziliyor ve ezilme süresi, deneyimli baskı ustalarının göz, el ve dil kararıyla belirleniyor. Bu aşamada zeytinlerin hava ile teması, geleneksel zeytinyağlarının modern santrifüj yöntemleriyle üretilen yağlardan farklılaşmasını sağlayan temel etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Ezilerek hamur haline gelen zeytinler, yassı torbalara doldurulup üst üste yığılıyor. Bu süreçte zeytinyağı kendiliğinden ortaya çıkmaya başlıyor ve ilk çıkan yağ, yani sızma zeytinyağı, en kaliteli yağ olarak kabul ediliyor. Daha sonra aynı hamur sıcak su verilerek iki kez daha sıkılıyor, ancak bu yağlar nefasetini büyük ölçüde kaybediyor. Sıkma işlemi sonrası akan sıvı, pulima adı verilen haznelerde bekletilerek zeytinyağının karasulardan ayrışması sağlanıyor. Bu süreçte yağın kendiliğinden yüzeye çıkması, “zeytinyağı gibi üste çıkmak” deyiminin kaynağı olarak gösteriliyor.
Zeytinyağı, gün ışığından uzak bir ortamda dinlendirildikten sonra pamuk filtrelerden geçirilip şişeleniyor. Adatepe Zeytinyağı’nın diğer sızma yağlardan farkı, hâlâ tamamen geleneksel yöntemlerle üretilmesi. Modern santrifüj teknolojisine göre daha zahmetli bir yöntem olmasına rağmen, elde edilen yağın nefaseti tüm zorlukları unutturuyor. Köylüler, kendi tüketimleri için hâlâ sulu baskı yöntemiyle tas değirmenlerde yağ üretmeye devam ediyor.
Uzmanlar, zeytinyağının kalitesinin sadece asidinin düşük olmasına bağlı olmadığını, esas olanın yağın nefaseti olduğunu vurguluyor. Zeytinyağının aroması ve tadı, zeytinin niteliğine ve üretim sürecine uygun şekilde çıkarılmasına bağlı olarak belirleniyor. İyi bir zeytinyağı, taze köy ekmeğine bandığında hafif meyvemsi tadıyla kendini gösteriyor ve yaşam sevincini artıran doğal bir lezzet sunuyor.
Adatepe Zeytinyağı Müzesi, Türkiye’de türünün ilk örneği olarak, hem üretim sürecini yaşatıyor hem de zeytin ve zeytinyağının kültürel mirasını sergiliyor. Tarihi sabunhane binası restore edilerek, kuru baskı tarzında üretim yapılırken, civar köylerden toplanmış zeytin ve zeytinyağı ile sabun üretim araçları ve folklorik objeler sergileniyor. Eski zeytinyağı presleri, toplama aletleri, taşıma ve saklama kapları müzede ziyaretçilerin ilgisini çeken başlıca parçalar arasında yer alıyor.
Müzede ayrıca geleneksel usulde zeytinyağı sabunu yapım teknikleri de açıklamalı olarak gösteriliyor. Zeytinin dalından sofraya geliş öyküsü, üretim aşamaları, saklanması ve filtre edilmesi gibi süreçler yerinde gözlemlenebiliyor. Ziyaretçiler, taze köy ekmeği eşliğinde zeytinyağı tadımı yaparak deneyimlerini pekiştirebiliyor.
Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde yer alan Adatepe Zeytinyağı Müzesi, modern müzecilik anlayışıyla düzenlenmiş olup, taze zeytin, zeytinyağı, doğal sabun, mutfak aksesuarları ve kitaplar gibi ürünleri ziyaretçilerine sunuyor. Müze, haftanın yedi günü 08:30-18:30 saatleri arasında ücretsiz giriş imkânıyla hizmet veriyor. Türkçe ve İngilizce açıklama metinlerinin yanı sıra, ilgilenen ziyaretçilere güler yüzlü personel tarafından ayrıntılı bilgiler de aktarılıyor.
Adatepe Zeytinyağı Müzesi, Türkiye’nin kültür turizmi açısından özgün bir örnek teşkil ediyor. Hem geleneksel üretim yöntemlerini yaşatıyor hem de zeytin ve zeytinyağının tarihini, kültürünü ve lezzetini ziyaretçilere aktarıyor. Böylece ziyaretçiler, hem eğitici hem de keyifli bir deneyim yaşarken, zeytinyağının gerçek nefasetini ve değerini öğrenme fırsatı buluyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: