Çocuk tecavüzleri bizde. Aile içi şiddet bizde. Öğrencilere taciz, tecavüz bizde. Dini eğitim merkezlerinde türlü çeşitli çocuk istismarı bizde. Kadına şiddet, saygısızlık bizde. Gençlerimizi doyuramayan, aç bırakan ekonomi bizde. Çıkmış çılgın proje anlatıyor birileri. Bunları engelleyemeyen yöneticilerin kanal açarak iki kıta arasında ada yaratma fikri gerçekten çılgınlık, delilik. Hadi ordan siz de, önce bu toplumu huzur ve refah ortamına kavuşturun da sonra Katar ailesinin isteklerine bakarsınız. Arap hayranlığınız artık canlara mal olmaya başladı, görmüyor musunuz? Yazıklar olsun hepinize, nasıl uyuyorsunuz o yataklarda, şaşıyorum doğrusu.
Bu dünyanın iyiler için değil, kötüler için güzellikler sağladığını söylemiş bir düşünür geçmişte. En büyük kanıtı sizlersiniz. Bu dünyanın güzellikleri kötülerin hizmetinde, iyiler ezilerek başlarını dahi yukarı kaldıramaz haldeler. Her alanda ahlaksızlık içerisinde toplum. Çünkü ahlak karın doyurmuyor. Ahlaksız olacaksın ki illegal yaşayarak rahat edesin. Yakalanma riski olsa ne yazar, bi şekilde çıkarsın dışarıya. Paran çoksa, dostun da çoktur nasıl olsa. Çanakkale’nin en gözde mekanlarından biri mesela, birkaç gün önce sahte içki yakalandı işletme sahibinin ikametgahında. Hem de bisssürü. Yapmış ve satmış. Adını yazmayacağım ama herkes bu konuyu zaten öğrendi sosyal medya aracılığı ile, yani bilmeyen yok neresi olduğunu. Bir de mekan pahalı, fiyatlar kent seviyesinin üzerinde. Yani o içkiden elde edeceğin haksız kazanç ne olacak ki diyeceğim ama mesele para meselesi değil, ahlak meselesi. Sahte içkiden yakalanan mekanın eskiden hemen yanında bulunan bir başka işletme birkaç sene evvel rakı stoğu yapmak istemiş ve çekleri peşin peşin keserek toptancı firmadan peyderpey malları çekme yöntemini denemişti. Sahte değil, bandrollü faturalı içki alımı yapmıştı ve toptancı firma bir anda sırra kalem basıp da ortadan kaybolunca iflasın eşiğine gelmişti o mekan sahibi. Yani yasal alım kendisini iflasa sürüklemişti. Ben o zaman düşünmüştüm, yahu bu adam niye böyle cazip görünen bir alışverişe girmedi diye şimdi yakalanan firma sahibi için. Yahu adam niye girsin ki bu işe, zaten içkisini kendisi yapıyormuş. Ben de birçok kez gittim o mekana ve demek ki ben de sahte içkiye bi dünya para verip ayrıldım o işletmeden. Ne diiim, ahlak işte. Yoksa yok, varsa var, olmadı mı olmuyor.
Biz gençlerimizin karnını doyuramıyoruz ki, içki de ahlak arayalım. Yine aynı bölgede bir başka mekan sahibi abim devlete ders verdi ben bu satırları yazarken. Öğrencilere seslenerek; “gelin adınızı yazdırın, sezon sonuna kadar öğlen yemeklerini birlikte yiyelim” dedi. Ne güzel bir insanlık dersi, devletin yapamadığını millet yapmaya çalışıyor artık. Devlet de araba yapma derdinde. Hoş, 2015 yılında da yurt dışından prototip bir araba getirip “yerli otomobil” diye tanıtmışlardı ve artık esamesi okunmuyor ya, neyssssee… Geçelim bu masalları, dev ekipleriyle telli araba yaparlar ancak. Önce ki prototip gibi bu da tel maşa işte, tanıttılar bitti gitti, hepsi bu…
Ahlak diyorum yahu, ahlak. Boş ver kanalı manalı, ahlak ahlakkkkk…
Bu dünyanın iyiler için değil, kötüler için güzellikler sağladığını söylemiş bir düşünür geçmişte. En büyük kanıtı sizlersiniz. Bu dünyanın güzellikleri kötülerin hizmetinde, iyiler ezilerek başlarını dahi yukarı kaldıramaz haldeler. Her alanda ahlaksızlık içerisinde toplum. Çünkü ahlak karın doyurmuyor. Ahlaksız olacaksın ki illegal yaşayarak rahat edesin. Yakalanma riski olsa ne yazar, bi şekilde çıkarsın dışarıya. Paran çoksa, dostun da çoktur nasıl olsa. Çanakkale’nin en gözde mekanlarından biri mesela, birkaç gün önce sahte içki yakalandı işletme sahibinin ikametgahında. Hem de bisssürü. Yapmış ve satmış. Adını yazmayacağım ama herkes bu konuyu zaten öğrendi sosyal medya aracılığı ile, yani bilmeyen yok neresi olduğunu. Bir de mekan pahalı, fiyatlar kent seviyesinin üzerinde. Yani o içkiden elde edeceğin haksız kazanç ne olacak ki diyeceğim ama mesele para meselesi değil, ahlak meselesi. Sahte içkiden yakalanan mekanın eskiden hemen yanında bulunan bir başka işletme birkaç sene evvel rakı stoğu yapmak istemiş ve çekleri peşin peşin keserek toptancı firmadan peyderpey malları çekme yöntemini denemişti. Sahte değil, bandrollü faturalı içki alımı yapmıştı ve toptancı firma bir anda sırra kalem basıp da ortadan kaybolunca iflasın eşiğine gelmişti o mekan sahibi. Yani yasal alım kendisini iflasa sürüklemişti. Ben o zaman düşünmüştüm, yahu bu adam niye böyle cazip görünen bir alışverişe girmedi diye şimdi yakalanan firma sahibi için. Yahu adam niye girsin ki bu işe, zaten içkisini kendisi yapıyormuş. Ben de birçok kez gittim o mekana ve demek ki ben de sahte içkiye bi dünya para verip ayrıldım o işletmeden. Ne diiim, ahlak işte. Yoksa yok, varsa var, olmadı mı olmuyor.
Biz gençlerimizin karnını doyuramıyoruz ki, içki de ahlak arayalım. Yine aynı bölgede bir başka mekan sahibi abim devlete ders verdi ben bu satırları yazarken. Öğrencilere seslenerek; “gelin adınızı yazdırın, sezon sonuna kadar öğlen yemeklerini birlikte yiyelim” dedi. Ne güzel bir insanlık dersi, devletin yapamadığını millet yapmaya çalışıyor artık. Devlet de araba yapma derdinde. Hoş, 2015 yılında da yurt dışından prototip bir araba getirip “yerli otomobil” diye tanıtmışlardı ve artık esamesi okunmuyor ya, neyssssee… Geçelim bu masalları, dev ekipleriyle telli araba yaparlar ancak. Önce ki prototip gibi bu da tel maşa işte, tanıttılar bitti gitti, hepsi bu…
Ahlak diyorum yahu, ahlak. Boş ver kanalı manalı, ahlak ahlakkkkk…