Sosyal medya uygulamalarının bizlere kazandırdığı en olumlu alışkanlık, sanıyorum ki kitap okumadır.
Her gün tema ile ilgili binlerce konu etiketi yükleniyor uygulamalara. Bir o kadar da görsel sunum çıkıyor karşımıza. Dolaylı bir katkı olarak düşünecek olursak; estetik tasarım yeteneklerimiz gelişiyor, fotoğraf kadrajlama ve kompozisyon oluşturma meziyetlerimiz kuvvetleniyor ve evimizde yığınla bir daha hiç kullanmayacağımız ıvır zıvır birikiyor.
Esasında yukarıdaki yorumum eleştiri barındırsa da bu davranışı, kendisine ve insanlara değer veren birinin en makul eylemi olarak gördüğümü de eklemek isterim. Eleştirmek istediğim nokta, görsel şölenin altında paylaşılan ve hiçbir şey anlatmayan metinler!
Bir yazar çıkıyor, üç yüz küsur sayfalık bir kitap hazırlıyor, uygun şartları sağlıyor ve dosyasını yayınlıyor. Sıradaki rol okurun. Eseri alıyor, vakit ayırıyor ve okuyor. Ama ne okuyor?
Dijital alan derinliği verme yeteneği ile donatılmış telefonun kamerası ile bir fotoğraf çekiyor okur. Sunum harika. Kamera arkasını merak ediyor insan. Arka plandan soyutlanan ana konu yani kitap, bokehler ve vitrin camına vuran yansımaları… Peki ama ne okuyor?
“Beğendim” yahut “beğenmedim” kelimelerinin etrafında gezinen ifadeden daha fazlası ne yazık ki yok paylaşımlarımızın çoğunda. Ya da artık bir klişe olan “dahi anlamına gelen eklerin birleşik yazılması sorunsalı” dışına çıkamayan eleştiriler…
Bir sosyoloji öğrencisi örneği… Genel bir tanım ile küresel boyutta toplum analizi yapması öngörülen bir bölüm sosyoloji. Beyninde, yorum ve eleştiri yapan kısımların artık farklı işlerde uzmanlaşma eğiliminde olan kişilere göre daha fazla gelişmiş olması gerektiğini düşündüğüm öğrenci. Bir makale incelemesi ödevinden ısrarla düşük not alıyor.
Mevzuyu toparlayacak olursam:
“Oku da ne okursan oku!” nasihatleri, genel kapsamda düşünüldüğünde makul bir ifade değildir. Okuma eylemi ne boş vakitlerin değerlendirilmesi için bir etkinliktir; ne de kitap, bu etkinliğin şartnamesidir. Okumak, neredeyse her yazımda ifade ettiğim üzere kişisel gelişimin ilk adımıdır. Bu ilk adım yere sağlam basabildiği takdirde ancak diğerine dirayetli bir zemin hazırlayabilir.
Toplumda kendini ifade edebilmek, var olduğunu savunabilmek, içinde yaşadığı halkın kültürüne sahip çıkabilmek, küresel etkileşimlerde fikir üretebilmek, iyi bir ebeveyn olabilmek, iyi bir çocuk olabilmek, kamusal mecralarda şahit olduğu olumsuzluklara karşı çıkabilmek… Artan sebeplerle okumak gerek.
Ancak bizler tutup da “Maydanoz Suyuna Batırılmış” kitaplar yahut “Aşk Beni Benden Aldı” başlıklı eserler okumaya devam edersek okuduğunu ifade edemeyen, idrak edemeyen, zihninde yorumlayarak kelimelerle bir bütün oluşturamayan yani kısacası:Kayda Değer Şeyler Anlatamayan Toplum oluruz.
Sevgi ile…
YAZARLAR
Yayınlanma: 28 Mart 2019 - 11:36
Anlatamayan Toplum
Sosyal medya uygulamalarının bizlere kazandırdığı en olumlu alışkanlık, sanıyorum ki kitap okumadır
YAZARLAR
28 Mart 2019 - 11:36
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir