Marmara Denizi’nde zaman zaman yeniden görülen müsilaj, hem ekosistem hem de insan sağlığı için büyük risk oluşturmayı sürdürüyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Türkoğlu, müsilaj sorununa kalıcı çözümün ancak arıtma sistemleriyle mümkün olabileceğini vurguladı. Türkoğlu, arıtılan suların tarım ve park-bahçe sulamasında kullanılmasının hem denizleri temizleyeceğini hem de İstanbul gibi büyük kentlerde daha ucuz sebze ve meyve üretimini sağlayacağını ifade etti.
"Müsilaj organik madde birikiminin sonucu"
Müsilaj oluşumunun üç temel sebebe dayandığını belirten Prof. Dr. Türkoğlu, "Birincisi kirlilik yükü, ikincisi iklim değişikliğiyle artan sıcaklıklar, üçüncüsü ise hidrodinamik yapı. Organik maddelerin akıntılarla dip sulara dağılamaması, yüzeyde birikime yol açıyor ve bu da müsilajı tetikliyor" dedi.
Ancak bu üç etkenden yalnızca kirliliğin insan eliyle azaltılabileceğini belirten Türkoğlu, iklim değişikliği ve akıntı sistemlerinin kısa vadede değiştirilemeyeceğini söyledi.
"Arıtma konusunda kısmen bilinç oluştu ama yetersiz"
Son yıllarda denizlere atık bırakma noktasında farkındalığın arttığını ancak bunun yeterli olmadığını dile getiren Türkoğlu, "Geçmişte Marmara kıyısındaki şehirler, atıklarını sadece kaba arıtma ile denize bırakıyordu. Son dönemde biyolojik arıtma tesisleri artsa da oran hâlâ düşük. Bu nedenle kirleticilerin büyük bölümü denize karışmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Türkoğlu, müsilajın engellenebilmesi için biyolojik arıtmanın yaygınlaştırılması gerektiğini, aksi halde Marmara Denizi’nin tekrar tekrar aynı sorunla karşı karşıya kalacağını vurguladı.
Çift yönlü çözüm: Hem temiz deniz hem ucuz sebze
Arıtma tesislerinin sadece denizleri korumakla kalmayacağını, aynı zamanda tarım için büyük avantaj sağlayacağını ifade eden Prof. Dr. Türkoğlu şu öneride bulundu:
"Arıtılan atık suları, tam biyolojik arıtmadan sonra belirli havzalarda depolayabiliriz. Bu suları park, bahçe sulamasında ve tarımda kullanabiliriz. Böylece Marmara Denizi kirlilikten arınırken, İstanbul gibi tarım alanlarının bulunduğu bölgelerde yerinde üretim yapılabilir. Bu da tüketicinin daha ucuz sebze ve meyveye ulaşmasını sağlar."
Bu yaklaşımın aynı zamanda gelecekte beklenen su kıtlığına karşı da bir çözüm olabileceğini söyleyen Türkoğlu, arıtılmış suların yeni bir tatlı su kaynağı niteliğinde kullanılabileceğini belirtti.
"Politika yapıcılar bu çözümü dikkate almalı"
Müsilajın çözümünde en kritik noktanın doğru politikalar olduğunun altını çizen Türkoğlu, "Bu çift yönlü çözümü siyasetçiler ve politika yapıcılar mutlaka göz önünde bulundurmalı. Hem Marmara Denizi temiz kalır hem de şehirlerde yaşayan insanlar ucuz tarım ürünlerine ulaşır. Bizlere de çevremizi kirletmemek, atıkları en aza indirmek gibi sorumluluklar düşüyor" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: