Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, İlçe Meclisi Üye Adayı Celal Akıl tarafından açılan seçim bürosunda bir konuşma yapıyor;
“Allah sizden emaneti ehline vermenizi emrediyor, bu emir hepimiz için geçerli, sadece yöneticiler için değil, herkes için, halk için de geçerlidir. Halk emaneti nasıl verir? Halk sandığın başına gider, oyunu atar ve emanetini verir. Allah size bir emir veriyorsa, illaki bunun hesabını soracak demektir. Vicdan rahatlığıyla size diyorum ki, yarın inşallah mahşerde Allah'ın karşısına çıktığınız zaman, Allah o emaneti bize verdiğinizde dolayı, size inşallah hiçbir hesap sormayacak”.
Bunun adı seçim çalışması. Milletten oy istiyor muhterem vekil. Daha önce kendisi için almış o oyları ve şu an milletvekili! Bir de Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı, yani hani şu meşhur Avrupa Birliği Uyum Yasaları’nı hazırlayanların başı. Yaptığı siyaset ise tam bir din bezirganlığı. Bir de buna uyup da dinleyenler var ve daha da ileri gidip oy verenler var. Hani insan düşünmeden edemiyor; seçim çalışması mı, akıl tutulması mı?
Aslında alışığız Allah adına yapılan siyasi propagandalara ve galiba biraz da seviyoruz bu propagandaları. Neden derseniz; baksanıza prim yapıyor bu siyasi üslup son on yedi senedir. O kadar yalan ve boş bir dünyada yaşıyoruz ki; kandırılarak yaşamak ve yönetilmek bize çok doğal geliyor, sanki hayatın bir parçası, sanki doğal yaşam. Nedense toplum böyle algılıyor. Hani bir zamanlar bir kızımız çıkmış ve “benim oyum ile dağda ki çobanın oyu nasıl bir olabilir ki?” demişti ve sonrasında sosyal medya da, yazılı basında ve televizyonlar da adeta linç edilmişti. Zaman o kızımızı haklı çıkarmak üzere gibi.
Şimdi bu politikacılar din istismarı yaparak siyasi propaganda üretmeseler, seçmenin önüne ne koyabilirler. Şöyle bakıyorum da; hiçbir şey. Yetileri ülke yönetiminde yer alacak kapasitede değil, misyonları bir cami imamını geçemeyecek seviyede, vizyonları ise hiç yok. Ne verebilirler ki; sadece toplumun tek korkusu olan DİN ile korkutarak ya da yine DİN ile ödüllendirerek oy isteyebilirler ki öyle de yapıyorlar. Evlerinde sürekli bulundurdukları Kuran’ı duvara asıp korkudan eline alamayanları iyi çözmüşler vesselam.
Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak için yaptığımız hiçbir şey yok ne yazık ki; tamamen kendimizi hayattan soyutladık. Aptalca ve ahlak dışı senaryolarla bezenmiş dizileri izleyen halkımız hayatın gerçek yüzünü göremeyecek kadar gözü kapanmış durumda. Ne dizileri durdurabiliyoruz, ne Acun’u, ne de onları izleyenleri. Hal böyle olunca da karşımıza işte bu din bezirganları çıkıyor, hem de seçilmiş olarak. Çocuklarımıza gelecekte açıklayamayacağımız bir gaflet halindeyiz tüm toplum olarak. Gelecekte bunun hesabını çocuklarımıza verebileceğimizi hiç düşünmüyorum. Ancak, eminim ki çocuklarımız ve onların çocukları tarafından, içinde bulunduğumuz bu gaflet uykusu nedeniyle tarih önünde yargılanacağız.
Oysa ki; biz olabildiğince saygılı, sevgi dolu bir toplumduk bir zamanlar. Küçüklerimizi sever, büyüklerimizi sayardık. Doğruyduk bir zamanlar, çalışkandık, üretken ve akıllıydık. Ülkümüz vardı bir zamanlar. Yükselmeyi ve ileri gitmeyi hiç durmadan istiyorduk. Çağdaş olmak arzusu ile çalışıp yarınlara ulaşmayı hedeflemiştik bir zamanlar. Bunun için varlığımızı Türk varlığına armağan etmiştik ve hepimiz TÜRK olmaktan ne kadar mutluyduk. Bir zamanlar.
YAZARLAR
05 Mart 2019 - 11:42
Bir Zamanlar
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, İlçe Meclisi Üye Adayı Celal Akıl tarafından açılan seçim bürosunda bir konuşma yapıyor; “Allah sizden emanet
YAZARLAR
05 Mart 2019 - 11:42
İlginizi Çekebilir