Sabah Gazetesi’nde Ümit Erkan Demircan imzasıyla yayımlanan habere göre, Çanakkale’de görev yapan 33 yaşındaki kadın hâkim F.K.T., erkek arkadaşı B.D. ile yaşadığı tartışmanın ardından darp edilerek yaralandı. Olayın, adliye lojmanlarında geçtiğimiz pazar günü meydana geldiği aktarıldı.
Haberde yer alan bilgilere göre, kısa süre önce boşanan F.K.T. ile 36 yaşındaki inşaat mühendisi B.D. yaklaşık altı aydır duygusal bir ilişki sürdürüyordu. İddiaya göre B.D., verdiği tatlı siparişinin yanlışlıkla F.K.T.’nin adresine gönderilmesi üzerine telefonla konuştuğu sırada evde kimlerin bulunduğunu öğrenmek istedi. Evde bir erkek avukat ve iki kadının olduğu bilgisini alan B.D.’nin sinirlenerek lojmana gittiği öne sürüldü.
Alkollü şekilde daireye girdiği belirtilen B.D.’nin, F.K.T. ile tartışmayı yatak odasında sürdürdüğü, kısa sürede kavganın şiddete dönüştüğü ifade edildi. Darp sonucu yüzünde kırık oluşan F.K.T., olay yerine gelen 112 ekibi tarafından hastaneye kaldırıldı.

Sabah Gazetesinin haberinde, B.D.’nin mutfaktan aldığı bıçakla evde bulunan misafirleri dışarı çıkmaya zorladığı iddiası da yer aldı. Misafirlerin ayrılmasının ardından F.K.T.’nin polisi aradığı ve ekiplerin kısa sürede adrese ulaştığı aktarıldı.
Gözaltına alınan B.D., emniyetteki ifadesinde yaşanan tartışmayı kabul ederek pişman olduğunu belirtti. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen B.D., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kadın hâkim F.K.T.’nin hastanedeki tedavisinin sürdüğü bildirildirilrken; olayın Adliye Lojmanlarında gerçekleşmesi apayrı bir ilginçlik sergiliyor.
Erkek şiddeti her sınıfta, her mekânda: Toplumsal bir gerçeklik
Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel öfke patlaması ya da münferit olay değil; Türkiye’nin dört bir yanında farklı sosyal çevrelerde tekrar eden ağır bir gerçeklik haline geldi. Bir kaç gün önce cezaevinden çıkan kişi, tahliye olduktan kısa süre sonra imam nikahlı eşini boş bir arazide öldürdü. Bu cinayet, karanlık kadına şiddet tablosuna eklenen örneklerden biri olarak hafızalarda yer etti.

Şiddet, meslek tanımıyor; statü tanımıyor; eğitim, gelir ya da makamdan bağımsız biçimde kadınların yaşam alanlarına sızıyor. Erkek şiddeti sarmalı, hem bireysel hayatları hem de toplumsal huzuru tehdit eden en büyük sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle mesele, yalnızca adli bir dosya değil; sosyal, kültürel ve insani boyutlarıyla bütüncül bir mücadele gerektiriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: