Her şey, bir kadının ekmeğini kazandığı iş yerinde, hemen yan dükkânın sahibinin babası olan A.B. ile yaşadığı o korkunç olayla başladı. Tarih 14 Mart 2019’du. A.B., kadına sarkıntılık yaparak cinsel saldırıda bulundu. Kadın susturulmayı reddetti, yargı yoluna gitti ve adam cinsel saldırı suçundan hapis cezası aldı, karar 2020’de kesinleşti.
Ancak kâbus bitmemişti. Aksine, saldırganın ceza alması husumeti daha da alevlendirdi. Saldırgan A.B. ve oğulları, kadına ve ailesine dünyayı dar etmeye başladı. 23 Ağustos 2021 günü olaylar çığırından çıktı. Saldırgan baba ve oğlu, kadına ve eşine önce ağza alınmayacak hakaretler ve tehditler savurdu, ardından fiziksel şiddet uyguladı. Kadın o anları çaresizce kayda aldı, elinde video görüntüleri vardı.
Can güvenliğinden endişe eden kadın, "6284 sayılı Kanun beni korur" umuduyla mahkemeye koştu. İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi, kadının çığlığını duydu ve saldırganlar hakkında 6 ay süreyle önleyici tedbir kararı verdi. Kadın bir nebze olsun nefes alacaktı.
Fakat şiddetin failleri boş durmadı. Karara itiraz ettiler. Savunmaları ise pes dedirten cinstendi: "Kadın bizi tahrik ediyor, müşterilere bizi kötüleyip ticaretimize zarar veriyor, olay sadece bir komşuluk anlaşmazlığı" dediler.
Ve inanılması güç bir karar çıktı... İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi, saldırganların bu savunmasını haklı buldu! Mahkeme, kadına yönelik cinsel saldırı geçmişini ve şiddeti bir kenara bırakıp, olayı "hukuki ve cezai uyuşmazlık ile komşuluk ilişkisinden kaynaklanan bir tartışma" olarak nitelendirdi. "Burada kadına yönelik şiddet yok, komşu kavgası var" diyerek koruma kararını kaldırdı.
Kadın, şiddet dolu bir ortamda, devletin koruma kalkanı elinden alınmış bir şekilde savunmasız bırakıldı. Hukuk sistemi, "kadın olduğu için" saldırıya uğradığını görmezden gelmişti. Ancak o yılmadı, dosyayı en tepeye, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. "Devlet beni koruma yükümlülüğünü yerine getirmedi, hayatım tehlikede" dedi.
VE KARAR...
Dosyayı inceleyen Anayasa Mahkemesi, yerel mahkemenin o "toptancı" yaklaşımına sert bir tokat gibi cevap verdi. Yüksek Mahkeme; bir cinsel saldırı failinin eylemlerini "komşuluk hukuku" veya "basit husumet" olarak görmenin, 6284 sayılı Kanun'un ruhuna aykırı olduğunu vurguladı.
AYM, erkeğin kadına yönelik eylemlerinin cinsiyet temelli olup olmadığının araştırılmadan, sadece taraflar komşu diye koruma kararının kaldırılmasını hak ihlali saydı. Saldırganın daha önce cinsel saldırıdan hüküm giydiğini hatırlatan AYM, "Devlet, kadını koruma konusundaki pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemiştir" dedi.
Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, kadının "maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının" İHLAL EDİLDİĞİNE hükmetti. Mahkeme, koruma kararının kaldırılmasının yanlış olduğunu tescilledi ve kadına 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Ayrıca ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine hükmedildi. Adalet geç de olsa, "komşu kavgası" denilerek üzeri örtülmeye çalışılan şiddetin karşısında durdu.
Yorumlar
Kalan Karakter: