Toplum olarak çok severiz konuşmayı, uzun uzun anlatırız gerekli gereksiz her şeyi ve durmasını bilemeyiz bir türlü. Dinlemeyiz, önemsemeyiz ama dinlenmek isteriz. Bizim sektörün de en sıkıcı yanlarından biridir karşınızda çok konuşan bir emlakçıyla aynı masaya oturmuş olmak. Çünkü emlakçılığı öyle öğretmişlerdir birçok kişiye; “emlakçı dediğin kişinin ağzı iyi laf yapmalı, satana kadar konuşmalı, çünkü ikna etmek çok konuşmakla olur”. Oysa ben eğitimlerimde tam tersini anlatırım çünkü emlakçı dinlemesini öğrenmelidir konuşmaya başlamadan önce.
İşte o başımızın belası olan klasik emlakçılığın en sıkıntılı yanıdır bu konuşma sevdası. Çünkü sektörü öğrenmeden, dinamiklerini anlamadan, yeterince bilgi birikime sahip olmadan başlar bu konuşma merakı ve bu meraktan dolayı geri kalanları öğrenme gereği duymaz klasik emlakçı profili. Eğitimmiş, ekonomiymiş, sektör dinamikleriymiş, çalıştığı portföye hakimiyetmiş, bölge uzmanlığıymış, yasal mevzuatmış, ekspertiz raporuymuş, psikolojiymiş, vergi mevzuatıymış falan bilmez ama konuşmayı bildiğini sanır. Adama ekonomiyi sorarsın sattığı gayrimenkulü anlatır, dolar arttı ne olacak dersin dış güçlerden bahseder, kat mülkiyetini sorarsın anlatır anlatır mevzuya her yer böyleye bağlar, vergi mevzuatını sorarsın boş boş suratına bakar 3 saniye ama hemen ardından ev çok güzele bağlar, kdv mi stopaj mı dersin sizin için fark etmez zaten burası kiralık diyerek başlar alakasız konular anlatmaya; konuyu maçlara getirir, kutsallara getirir, helale harama dokunur, politikaya atlar, alttan girer üstten çıkar ama bir türlü kendisine sorulan soruya 5 kelime ile net bir cevap vermez, veremez. Veremez çünkü dinlemez, dinliyor gibi yapsa da anlamaz soruyu ve bu sebeple konuyu farkında olmadan çarpıtır ya da cevabı bilmediğinden atar. Ama öyle böyle atmaz, cevap verirken ben cevabı bilmiyorum diye bas bas bağırır ve ne yazık ki bu da çok net olarak anlaşılır.
Anlaşılır diyorum da emlakçı tarafından anlaşılmaz, karşısındaki anlar ama o anlamaz. O sanır ki çok iyi iletişim becerileri vardır ve ikna kabiliyeti muazzam ötesidir. Zaten emlakçıların %80’i iletişim becerilerine, ikna kabiliyetine güvenir de sadece %20’si bilgisine, birikimine, konuya hakimiyetine inanır ve güvenir. Bu sebepten dolayı birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de 80’e 20 kuralı işler. Yani gayrimenkul sektöründe faaliyet gösterenlerin %20’si para kazanırken %80’i para kazanmaz veya günü kurtardığı ile kalır ta ki sektörden kopana kadar. Çünkü çok konuşarak para kazanılmaz gayrimenkulde; çok kazanan az konuşur, az kazanan çok konuşur. Neden? Çünkü kazanan danışmanın vakti değerlidir ve gereksiz sohbet için vakti yoktur. Az kazananın ise vakitten bol bir şeyi yoktur ve bu sebepten de konuştukça konuşur. 20 dakikalık görüşmeyi 240 dakikaya uzatmaktan rahatsız olmaz; karşısındaki dinliyormuş dinlemiyormuş o da mühim değildir çünkü o kadar uzun görüşme mutlaka satışla kapanacaktır. Muhteşem bir görüşme olmuştur kendince ama keşke hayaller bize para kazandırsa bu sektörde. Müşterini analiz edemezsen konuştuklarının bir önemi yoktur, es kaza müşterini analiz etmiş olsan da bilgi birikimin yeterli değilse eğrisi doğrusuna denk gelen 3-5 satış yaparsın ama devamını getiremezsin.
Velhasıl dediğim gibi ben eğitimlerimde gereksiz konuşmamayı; az konuşmayı çok dinlemeyi tavsiye ederim. 20 yıla yakın süredir sektördeyim yazının başlığında bahsettiğim gibi çok konuşan emlakçıyı ben sevemedim bunca yıldır ve bu sebepten de pek muhabbet etmeyi sevmem çok tanımadığım meslektaşlarımla; aynı sığ muhabbetler, aynı itirazlar, aynı emlakçılık hikayeleri vs vs vs. Herkesin çok bildiği bir sektörde çoğunlukla az biliyormuş gibi yapıp konuşmamak ve saate bakıp kalkıp gitmek çok daha keyifli geliyor kendimi göz göre göre zehirlemek yerine. Varsın herkes çok bilsin sektörde ama siz yine de az konuşup size çok fayda sağlayacak gayrimenkul danışmanından şaşmayın.
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…
YAZARLAR
11 Ocak 2022 - 09:44
Emlakçının çok konuşanını sevemedim
Toplum olarak çok severiz konuşmayı, uzun uzun anlatırız gerekli gereksiz her şeyi ve durmasını bilemeyiz bir türlü
YAZARLAR
11 Ocak 2022 - 09:44