“Evrende her şey bir enerji formu olduğundan her şey Devreler Yasası’nın hakimiyet alanına girer. Güneşin doğuşu ve batışı, ayın büyümesi ve küçülmesi, dalgaların gelgiti, mevsimlerin dönüşü. Bu bize her şeyin bir zamanı olduğunu hatırlatır. Her şeyin bir en uygun ve bir de en uygunsuz zamanı vardır.”
(Dan Millman "Hayatınızın Amacı") Hayatın ritmini anlatan bir yasadır bu yasa ve kesinlikle es geçilemez! Bu ritmi anlamak ve ona uyumlanmak bazen senelerimizi alır bazen genç yaşlarımızda fark eder ve hayatımızı bu gel-git, aşağı-yukarı yani kalp atışı ritimlerine göre düzenleriz. Bu fark ediş büyük bir güç olarak elimizdedir ve hayatımızı doğru zamanda doğru şeyi yapmamız konusunda bize yardımcı olur. Böylece zaman kaybetmeden, büyük kayıplar olmadan hayat sürecimizi daha sağlıklı yaşarız. Çok çalışmamız gereken zamanda çok çalışıp, dinlenmemiz gereken zamanda dinlenip kendimize dönebilir ve tekrar çalışacak enerjiyi toplayabiliriz. 2020 ve coronavirüs… Evrensel anlamda dikeyden yatay enerjiye yani aktif yaşamdan pasif yaşama, hareketten dinlenme moduna ZORUNLU olarak geçiş yaptığımız bir süreç oldu. Yılın ilk yarısında tamamen pasif ve yatay boyutta yaşadık daha doğrusu yaşamak zorunda kaldık. İkinci yarıya geçtiğimiz bu günlerde tekrar hareket etmeye başlıyoruz… Yatay düzlemdeki yaşamlarımızda neleri fark ettik diye göz atarsak… Yaşam bize ne anlatmak istiyor? Bu konuda düşünmeye başladık… Hayatımızda nelerde çok uç noktalara gittik, nerede eksik kaldık? Neler önemli ve önemsiz hale geldi? Biz mi önemliydik, başkalarının düşünceleri mi? Öz değerimizi ve hayatın akışını görmeye itti süreç bizi… Aslında çok güzel deneyimler edindik. Yaşananlar çok zorlayıcı, acıtıcı ve kayıplarla, korkularla dolu olsa da, geleceğe olan güvenimiz sarsılsa da YAŞAM denen kavramı düşünmek hepimize iyi geldi ve bence hepimizi ayıltmaya başladı. Yaşadığımız şey “devreler yasası”nın aşağı iniş süreciydi. Yani aktif olan görünür düzlemden pasif olan içsel düzleme geçiş… Yasalara göre olması gereken bir süreçti ve oldu! Dünyanın da nefes almaya, arınmaya ve sakinleşmeye ihtiyacı vardı. Biz vahşi canlılar olarak onu bu kadar yıpratırken böyle bir virüs yaratarak kendini dinlenme moduna aldı sanki. Aynı bizim bedenimiz gibi aslında. Dünya da canlı ve biz onun içindeki hücreler gibiyiz. Zarar verici olmaya başladığımızda mekanizma bizi durdurmak için harekete geçti ve virüs bütün hücreler olan bizleri durdurmayı başardı. Yasalar en üst sistemlerden en alt sistemlere kadar her şey için aynı. Eğer bunu gerçekten idrak edebilirsek her şey çok daha kolay olacak biz insanoğlu için. SİSTEM öylesine muazzam ki… Yazın hareket edecek, kışın daha sakin yaşayacağız, gündüz güneşle birlikte uyanıp, günlük rutinlerimizi yapıp gece dinlenme ve uyku moduna geçeceğiz. Her şey aslında o kadar net ki! Değişen sadece bizim dengemiz. Yaşamın ritmine göre hareket ettiğimizde hem daha sağlıklı hem daha başarılı hem de daha mutlu olacakken her şeyi birbirine karıştırmayı başarıyoruz! Bunca acı, sıkıntı, korku sadece HAYATIN RİTMİni anlayamamaktan… Devreler yasası ile uyum ve ritim içinde akmayı öğrendiğimizde sistemi, yaşamı keşfedecek ve çok daha mutlu ilerleyeceğiz yaşamlarımızda… İşaretlere dikkat edelim, hayatın sessiz cümlelerini duyalım ve yaşadığımız bu milattan (coronavirüs süreci bence insanoğlu için bir milat!) sonra yasayla uyumlu olabilelim… Dönüşüm sürecinin başındayız ama bu seferki dönüşüm gerçekten çok değerli çünkü yeryüzünde cennetin kurulacağı dönemlere doğru ilerliyoruz… Şu an hayal gibi gelen bu cümle birkaç sene içinde somut gerçeklerle gösterecek kendini… Biraz daha sabır diyorum… Umutla, güneşe bakmaya devam… ;) Emel Uğur Kırıcı
(Dan Millman "Hayatınızın Amacı") Hayatın ritmini anlatan bir yasadır bu yasa ve kesinlikle es geçilemez! Bu ritmi anlamak ve ona uyumlanmak bazen senelerimizi alır bazen genç yaşlarımızda fark eder ve hayatımızı bu gel-git, aşağı-yukarı yani kalp atışı ritimlerine göre düzenleriz. Bu fark ediş büyük bir güç olarak elimizdedir ve hayatımızı doğru zamanda doğru şeyi yapmamız konusunda bize yardımcı olur. Böylece zaman kaybetmeden, büyük kayıplar olmadan hayat sürecimizi daha sağlıklı yaşarız. Çok çalışmamız gereken zamanda çok çalışıp, dinlenmemiz gereken zamanda dinlenip kendimize dönebilir ve tekrar çalışacak enerjiyi toplayabiliriz. 2020 ve coronavirüs… Evrensel anlamda dikeyden yatay enerjiye yani aktif yaşamdan pasif yaşama, hareketten dinlenme moduna ZORUNLU olarak geçiş yaptığımız bir süreç oldu. Yılın ilk yarısında tamamen pasif ve yatay boyutta yaşadık daha doğrusu yaşamak zorunda kaldık. İkinci yarıya geçtiğimiz bu günlerde tekrar hareket etmeye başlıyoruz… Yatay düzlemdeki yaşamlarımızda neleri fark ettik diye göz atarsak… Yaşam bize ne anlatmak istiyor? Bu konuda düşünmeye başladık… Hayatımızda nelerde çok uç noktalara gittik, nerede eksik kaldık? Neler önemli ve önemsiz hale geldi? Biz mi önemliydik, başkalarının düşünceleri mi? Öz değerimizi ve hayatın akışını görmeye itti süreç bizi… Aslında çok güzel deneyimler edindik. Yaşananlar çok zorlayıcı, acıtıcı ve kayıplarla, korkularla dolu olsa da, geleceğe olan güvenimiz sarsılsa da YAŞAM denen kavramı düşünmek hepimize iyi geldi ve bence hepimizi ayıltmaya başladı. Yaşadığımız şey “devreler yasası”nın aşağı iniş süreciydi. Yani aktif olan görünür düzlemden pasif olan içsel düzleme geçiş… Yasalara göre olması gereken bir süreçti ve oldu! Dünyanın da nefes almaya, arınmaya ve sakinleşmeye ihtiyacı vardı. Biz vahşi canlılar olarak onu bu kadar yıpratırken böyle bir virüs yaratarak kendini dinlenme moduna aldı sanki. Aynı bizim bedenimiz gibi aslında. Dünya da canlı ve biz onun içindeki hücreler gibiyiz. Zarar verici olmaya başladığımızda mekanizma bizi durdurmak için harekete geçti ve virüs bütün hücreler olan bizleri durdurmayı başardı. Yasalar en üst sistemlerden en alt sistemlere kadar her şey için aynı. Eğer bunu gerçekten idrak edebilirsek her şey çok daha kolay olacak biz insanoğlu için. SİSTEM öylesine muazzam ki… Yazın hareket edecek, kışın daha sakin yaşayacağız, gündüz güneşle birlikte uyanıp, günlük rutinlerimizi yapıp gece dinlenme ve uyku moduna geçeceğiz. Her şey aslında o kadar net ki! Değişen sadece bizim dengemiz. Yaşamın ritmine göre hareket ettiğimizde hem daha sağlıklı hem daha başarılı hem de daha mutlu olacakken her şeyi birbirine karıştırmayı başarıyoruz! Bunca acı, sıkıntı, korku sadece HAYATIN RİTMİni anlayamamaktan… Devreler yasası ile uyum ve ritim içinde akmayı öğrendiğimizde sistemi, yaşamı keşfedecek ve çok daha mutlu ilerleyeceğiz yaşamlarımızda… İşaretlere dikkat edelim, hayatın sessiz cümlelerini duyalım ve yaşadığımız bu milattan (coronavirüs süreci bence insanoğlu için bir milat!) sonra yasayla uyumlu olabilelim… Dönüşüm sürecinin başındayız ama bu seferki dönüşüm gerçekten çok değerli çünkü yeryüzünde cennetin kurulacağı dönemlere doğru ilerliyoruz… Şu an hayal gibi gelen bu cümle birkaç sene içinde somut gerçeklerle gösterecek kendini… Biraz daha sabır diyorum… Umutla, güneşe bakmaya devam… ;) Emel Uğur Kırıcı