Ekoloji aktivisti ve gazeteci Hakan Tosun, 10 Ekim akşamı İstanbul Esenyurt Mehter Caddesi’nde uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Tosun, başına aldığı darbeler nedeniyle çoklu beyin kanaması geçirerek bilinç kaybı yaşadı ve hastaneye kaldırıldı. Ancak 27 saat boyunca ailesine ulaşamadı.
Saldırıyı gerçekleştiren iki genç, kolluk karakolundaki telefon görüşmeleri ve sorgulamalar sonucunda tutuklandı. Olayın ardından, saldırıya ilişkin pek çok soru ve iddia gündeme geldi; Tosun’un cüzdanı, kimliği ve telefonu hâlâ kayıp, delil niteliği taşıyan kamera kayıtlarının yasa dışı yollarla el konulduğu iddiaları gündemde.
Edremit Demokrasi Platformu, Hakan Tosun’un ekoloji mücadelesine ve gazetecilik faaliyetlerine vurgu yaparak, “Hakan Tosun yalnız değildir. Bu saldırının ardındaki gerçek sebep açıklığa kavuşturulmadan, sorularımızı sormaya ve adalet arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Saldırıyı gerçekleştirenlerden iki genç kolluğun karakola telefonla daveti ve sorgulaması sonucunda tutuklandı. Gazetecilerin olayın detaylarını açığa çıkarmaya başlamasıyla çarpıcı gerçekler de ortaya çıktı; Gençlerin avukatı AKP camiasına çok yakın biriydi. Düğünündeki şahitler protokol mensubu kişiler. Basında aşiret kökenli olan ailenin geçmişte korucu olduğu ve iktidarla yakın ilişki içinde olduğu yazıldı. Hakan hastanede tutulurken, ailenin, bir ocak başı restoranda, kollukla birlikte konuşurlarken görüldüğü iddiaları var. Hatta ellerini kollarını sallaya sallaya kolluğun alması gereken kamera kayıtlarına el koydukları da söyleniyor.
Şimdi önümüzde yanıtlanmamış sorular var.
Hakan’a Ne Oldu?
Hakan’ın cüzdanı, kimliği, telefonu ve kamerası günlerdir neden kayıptı? Neredeydi? Cüzdanı ve kimliği hala kayıp.
Basına sızdırılan görüntüler, kim veya kimler tarafından; hangi amaçla seçilip bir araya getirilerek (kurgulanarak) servis edildi?
Delil niteliği taşıyan kamera kayıtlarını yasa dışı biçimde esnaftan alan kişiler hakkında herhangi bir gözaltı işlemi yapıldı mı?
Kamuoyunda olayın kasıtlı bir eylem olduğuna ilişkin oluşan kuvvetli şüphelerle ilgili yürütülen bir çalışma var mı?
Ve en önemlisi, bu saldırının arkasındaki gerçek sebep nedir?
Ülkemizde emek, barış ve demokrasi mücadelesinde çok canımızı yitirdik. Son yıllarda ekoloji mücadelesinde de yol arkadaşlarımız katledildi: Karadeniz’de Avukat Cihan Eren, Metin Lokumcu, Antalya’da Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu, Artvin’de Reşit Kibar…
Bugün öğle saatlerinde Hakan’ı İstanbul’da toprağa emanet ettik. Çok üzgünüz. Aynı zamanda da çok öfkeliyiz.
Hakan Tosun ölürken bile yaşatmayı seçti. Organlarını bağışladı. Kalbi, başka bir vücutta yeniden atacak. Gözleri, yeni bir bedende dünyaya yeniden bakacak.
Bir karaciğer, bir böbrek, başka hayatları kurtaracak.
Hakan Tosun’un direnişi yeni bedenlerde devam edecek.
Bu saldırının ardındaki sis perdesi kaldırılmadıkça, soruşturma tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulmadıkça, hiçbirimiz susmayacağız. Sorularımızı sormaya devam edeceğiz.
Saldırıyı yapan ve saldırının arkasında olanlar bilmeliler ki Hakan Tosun yalnız değildir! Gerçekler tüm çıplaklığıyla aydınlatılıncaya kadar ve Hakan Tosun’un hayatına kasteden caniler gereken cezayı alıncaya kadar bu soruşturmanın takipçisi olacağız.
HAKAN’IN HESABI SORULACAK!
Onun kamerası gerçeğe dönüktü; şimdi o gerçeği açığa çıkarmak bizim boynumuzun borcu.
Bizler doğa ve yaşam savunucuları olarak bu zamana kadar birçok saldırıya maruz kaldık. Bu saldırılara karşı sessizliğin daha büyük saldırılara cesareti verebileceğini de çok iyi biliyoruz. Bu yüzden bir kişi daha eksilmemek adına herkesi Hakan Tosun için adalet arayışına ve bu saldırıya karşı tutum almaya ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: