Hayallerde Yaşamak

KALEM Farkıyla...

Hayallerde Yaşamak

Hayallerde Yaşamak

Bu hafta içinde Avrupa kupası maçları oynandı ve bir kez daha gördük ki halk olarak bütünlüğümüz tahammül sınırlarının altına inmiş. Şöyle ki; Galatasaray ve Beşiktaş rakiplerini mağlup ederek ülkemiz adına güzel başarılara imza attılar bir kez daha fakat Fenerbahçe oynadığı karşılaşmayı kaybedince az önce bahsettiğim durumla yüzleştik. Fenerbahçe’nin bir Avrupa takımı karşısında aldığı yenilgiden çıkarım sağlayanlar başladılar Fenerbahçe ile dalga geçmeye, Fenerli taraftarları kızdırmaya. Bu durum bu gün Fenerbahçe için geçerli iken başka günlerde de diğer takımlar için geçerli oluyor. Yani hepimiz aynıyız.

Burada dikkat çekmek istediğim nokta yaşadığımız ahlaki çöküntü. Olmaması gereken ne kadar yozlaşma varsa hepsine uğradı toplum yapımız. Komşumuz açken gayet güzel tok yatabiliyoruz hatta tok olmamızı sağlayan o mükellef sofrayı sosyal medyada paylaşıp herkesin gözüne bir güzel sokuyoruz. Arkadaşlarımızın, en yakın akrabalarımızın başarısızlıkları karşısında bıyık altından gülüp onlara akıl vermeyi, karşılarında böbürlenmeyi marifet sayıyoruz, haz alıyoruz. Sahip olduğumuz para ile toplumu örselemeye bayılıyoruz. Statü sahibi olunca ezen olup hizmet gurubunu aşağılayacak ne varsa yapıyoruz. Bir başkasının batışında kendimize çıkış arıyoruz. Sonra da tüm bunları yapmamış gibi yapanları kınıyoruz. Roller değişince bu kez gücü eline geçirenin yaptıklarına tahammül edemiyoruz.

Bütün kültürel yapımızla, geleneklerimizle, örf ve adetlerimizle oynadılar çektikleri yerli dizilerle. Ahlak yapımız adeta bir gri propaganda çalışması ile anti kültür bombardımanına tutuldu. Subliminal mesajlarla sardılar etrafımızı ve yok ettiler o güzelim duygularımızı. Herkes Polat Alemdar oldu hayal âleminde. Genç kızlarımız gerçek hayatlarını yaşamak yerine magazin programlarında yaşadılar hayallerini. Toplamda iyi para kazanan yüz kişilik yerli futbolcuları hayatın gerçeği sandılar. Çocuklarımızın birçoğu büyüdüklerinde birilerinin onlara hayatı altın tepside sunacağını zannedip çalışmak yerine yan gelip yatmayı dizilerde hülyalara dalmayı tercih ettiler ve sonuç olarak da Fenerbahçe’nin başarısızlığı ile günü kurtarmaya çalışıyorlar. Çünkü hayatlarında yaşanası bir güzellik, övünülesi bir başarı yok.

Üretken olmak, sanata ilgi duymak, başarmak ve topluma mâl olmak artık fazla rağbet görmüyor. Para toplumu olduk. “Kıroyum ama para bende” tiplemelerinin tercih edildiği bir düzendeyiz. Parayı hangi yolla ele geçirdiğinizin önemi yok, önemli olan ele geçirmek. Para ile itibar elde edince de toplumda ne ahlak kaldı ne de saygı. Bu durumun en büyük suçlusu bizleri yoldan çıkaran yerli diziler. Her gece toplumu afyonluyorlar dizilerle. Değersizleşen hayatlar hayallerde değer buluyorlar yalancı yaşamlarına. Artık kimsenin “ben yaşıyorum” deme şansı yok. Kimse yaşamıyor, bu hayatlar yaşanılası değil, yok sayılası artık.

Hani eskiden denirdi ya; “bir yazsam hayatım roman olur”. Artık çok az insanın hayatı roman olur. Kalmadı öyle roman olacak hayatlar.

Düşünceleriniz...

Ufuk Cankaya

Ufuk Cankaya

Tüm Yazıları

Son Yazıları

Arşiv

Takipte Kalın

Çanakkale'nin En Popüler Yerel Gazetesi Kalem, IOS & Android'de...

Kalem gazetesi artık IOS & Android cihazlarınızda. İndirin, seçkin yazarlardan etkin yorumlar, gündem yaratan haberler artık parmaklarınızın ucuna gelsin.

Uygulamayı ücretsiz indirebilir, bir hafta boyunca ücretsiz kullanabilirsiniz. Deneme süresinin sonunda satın alma seçeneklerimizi kullanarak gazeteye sahip olmaya devam edebilirsiniz.

ÜST