Kaygı; endişeyle karışık üzüntü, tasa diye tanımlanır kelime anlamı olarak.
Kaygı, bunaltı ya da sıkıntı olarak da adlandırabileceğimiz anksiyete, herkes tarafından zaman zaman yaşanan, insanı birden nefessiz kalmışçasına derin nefes alma ihtiyacına götüren farklı bir duygu, duygular kümesidir.
Sanki insanın yüreğine çöreklenen ağır bir kütle vardır, kaldırılamayacak kadar yoğun, tanımlanamayacak kadar tuhaf, içinden çıkılamayacak kadar çaresiz hissettiren.
Bu öyle bir duygudur ki insan tanışmak istemez aslında ama bir anda kendisine yapışmış gibi bulur ve atamaz.
Kaygı ve engellenme: yalnızlık hissi yalnızca büyüklere özgü değildir. Çocuklar da bunaltı ve depresyon anları yaşar. Çocukluk çağının tipik nevrozu, kaygı ve ruhsal çöküntü belirtileriyle ortaya çıkar. Tehlikeyi yenme çabası kaygı biçiminde, dış dünyayı reddetme ve içe kapanma ise ruhsal çöküntü olarak dışa vurulur.
Kaygı da olumsuzluk vardır, kötü bir etki , sanki bir şeyler olacak hissi.. Bu his insanı korkuya doğru götüren histir. Bilinmezlik korkusu gibi, tanımlanamayan, her an her saniye neredeyse olmaya yakın gibi ürküten bir durumdur.
Korku, dışarıdan gelebilecek kaynağı belli olan gerçek bir tehlike karşısında hem fiziksel tepkilerin açığa çıkması hem de olumsuz duyguların kendini göstermesiyle şekillenir.
Fiziksel tepkilere düşünceler de eşlik eder ve bu tepkiler ve/veya düşünceler daima huzursuz edici niteliktedir. Huzursuzluk insanı gergin, tedirgin yapar.
Gerilimin dozunun giderek artışı kaygının dozunu da şekillendirir. Tek bir alana bağlı kaygı olabileceği gibi, bir çok alanı da içine alabilir.
- AÇIĞA ÇIKAN TEPKİLER NELERDİR ?
- Çarpıntı
- Göğüs ağrısı
- Ağrı, sızı
- Karın ağrısı
- İshal
- Baş dönmesi
- Bayılma hissi
- Ürperme
- Uyuşma
- Yorgunluk
- Titreme
- Mide bulanması
- Ateş basması
- Ağız kuruması
- Nefes alamama
- Sık idrara çıkma veya sıkışma hissi