Kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Hepimiz günlük yaşam içerisinde karşı karşıya kaldığımız olaylardan ötürü endişelenebilir, gergin hissedebilir ve korkabiliriz. Sınav, iş, belirsizlik, para, ekonomi, gelecek ve aileyle ilgili birçok sorun insanı kaygılandırabilir. Kaygı aslında vücudumuzun tehlikeye verdiği doğal bir cevaptır. Beynimiz strese tepki vererek bizi ileride yaşayabileceğimiz potansiyel tehlikeler konusunda uyarır. Bir tehlikeyle karşılaştığımızda vücudumuz bir eylem yapmak için kendini hazırlar. Bu fizyolojik tepkiyi “savaş ya da kaç” tepkisi olarak adlandırırız.Karşılaşılan tehlikeyle ya yüzleşip savaşırız ya da kaçarız. Örneğin, havlayan bir köpek bize doğru koştuğunda o an hiçbir şey düşünmeden yüksek bir enerji ile kaçarız. Bunu da “savaş ya da kaç” tepkisiyle yaparız.Sağlıklı kaygı günlük hayatta karşılaştığımız sorunlar ile baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, tehlike anında hızlı karar vermemizi sağlar. Dikkatimizi odaklamada ve uyanık kalmamızda kolaylık sağlar. Fakat insan yaşadığı kaygıyı, korkuyu ve stresi yönetemez hale gelir, gündelik hayatını olumsuz etkilemeye başlar, bedensel yakınmaları ortaya çıkar ve bu durum en az altı ay kadar sürerse artık bir kaygı bozukluğundan bahsedebiliriz.
Kaygı bozukluğu olan kişilerin hayat kalitesi oldukça düşer. Gündelik hayatında, kişisel aktivitelerinde, sosyal hayatında ve birçok alanında sorunlar yaşamakla birlikle yapılması gereken en kolay şeyleri bile yapamama noktasına gelip, yaşamlarının kontrolünü tamamen yitirebilirler.Kaygı bozukluğunda, birey temelde korku ve kaygı hissetmenin yanı sıra diğer duygusal belirtilerde yaşayabilir. Kaygı bozukluğunda tedirginlik, sinirlilik, huzursuzluk, felakete odaklanma, en kötü olasılığı düşünme, gerginlik gibi duygusal belirtiler yaşanırken, diğer yandan da kalp çarpıntısı, terleme, kaslarda gerginlik, mide bulantısı, uyuyamama, sık idrar yapma, nefes almada güçlük gibi bedensel belirtiler de yaşanır. Bireyin düşünceleri, duyguları ve bedeni doğrudan olumsuz etkilenir. Kaygıyla baş etmek öğrenilecek bir şeydir ve bol bol pratik gerektirir.Kendine yardım stratejileri kaygı bozukluğuyla baş etmede etkili olsa da eğer kaygınız size çok fazla sorun yaratacak boyuta geldiyse ve günlük hayatınızı olumsuz etkiliyorsa profesyonel yardım almayı düşünebilirsiniz. Uzm. Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com
Kaygı bozukluğu olan kişilerin hayat kalitesi oldukça düşer. Gündelik hayatında, kişisel aktivitelerinde, sosyal hayatında ve birçok alanında sorunlar yaşamakla birlikle yapılması gereken en kolay şeyleri bile yapamama noktasına gelip, yaşamlarının kontrolünü tamamen yitirebilirler.Kaygı bozukluğunda, birey temelde korku ve kaygı hissetmenin yanı sıra diğer duygusal belirtilerde yaşayabilir. Kaygı bozukluğunda tedirginlik, sinirlilik, huzursuzluk, felakete odaklanma, en kötü olasılığı düşünme, gerginlik gibi duygusal belirtiler yaşanırken, diğer yandan da kalp çarpıntısı, terleme, kaslarda gerginlik, mide bulantısı, uyuyamama, sık idrar yapma, nefes almada güçlük gibi bedensel belirtiler de yaşanır. Bireyin düşünceleri, duyguları ve bedeni doğrudan olumsuz etkilenir. Kaygıyla baş etmek öğrenilecek bir şeydir ve bol bol pratik gerektirir.Kendine yardım stratejileri kaygı bozukluğuyla baş etmede etkili olsa da eğer kaygınız size çok fazla sorun yaratacak boyuta geldiyse ve günlük hayatınızı olumsuz etkiliyorsa profesyonel yardım almayı düşünebilirsiniz. Uzm. Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com