Ülkemizin Yarınları Çocuklarımızdır…

Toplumumuzda gün geçtikçe suç oranları artmakta… Bizler bu suçlarla nasıl mücadele edeceğimizi, ailelerimizi nasıl koruyacağımızı şaşırmış durumdayız. Peki, nasıl mücadele edeceğiz? İlk olarak mücadelemize kendi ailemizde başlamalıyız ve çocuklarımızı korumalıyız. Peki, ülkede sürekli olarak artan bu suçlar nelerdir ve çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?

Ülkemizde işlenen suçlar ve suç oranlarına ilişkin Adalet Bakanlığı’nın 2016 yılında yayımladığı verilerini aşağıda paylaştım:
* Kasten adam öldürmeden 17 bin 856 dosya açılmış.
* Trafik kazası gibi taksirle adam öldürme suçlarında rakam 31 bini aşıyor.
* Türkiye’de 2016 yılında uyuşturucu kullanımı, imalatı, satışıyla ilgili olarak karara bağlanan dosya sayısı 145 bin 549 olarak kaydedilmiştir.
* Çocuklara karşı işlenen cinsel istismar ve taciz vakaları2016 yılında 15 bin 51 olarak rapor edilmiştir.
* Küçük yaşta çocukların evlendirilmesi için açılan dava sayısı ise 9 bin 284 olduğu görülüyor.
* Cinsel taciz ve suçlarında ise 2016 yılında Türkiye genelinde 12 bin 180 şüpheli hakkında işlem yapılmıştır.

Ülkemizde gün geçtikçe şiddet, uyuşturucu bağımlılığı, cinayet, tecavüzgibi suçların oranları artmaktadır…Suçları işleyen sanıklar hakkında detaylı araştırma yapıldığı zaman, bu kişilerin çocukluk dönemlerinde aile içerisinde veya yakın çevresinde şiddet ya da herhangi bir istismar türüne kurban gittikleri ve yaşadıkları ruhsal sorunlar ile gördükleri ve öğrendikleri davranışları doğru kabul ederek büyümektedirler. Çocukluk döneminde travma yaşayan kişilerin suç işleme eğilimi diğer bireylere göre daha yüksektir.

Bir ülkenin geleceği çocukların aldıkları eğitime bağlıdır. Ülkedeki şiddeti,istismarı, cinayeti, bağımlılığı en aza indirmek istiyorsak, yanı başımızdaki çocuklarımıza sahip çıkmasını öğrenmeliyiz.
İlk olarak her aile, çocuklarını anlamaya çalışmalı ve onlar için vakit ayırmalıdır. Bir çocuğa bakmak sadece onların sağlığı,giyimi ya da yiyeceklerini karşılamakla olmaz, aynı zamanda onları tanımak ve anlamakla gerçekleşir. Aile içerisindeki kişilerin birbirlerine karşı gösterdikleri her türlü davranış biçimi çocuklar tarafından bir model olarak kabul edilir. Bu nedenle gördüğü, duyduğu ve hissettiği tüm bu davranışları taklit etmeye başlar. Unutmayalım, çocuklara ne verirsek onu alırız, bunun için davranışlarımıza dikkat etmeliyiz. Peki, bir çocuğun sağlıklı bir birey olması için bunlar yeterli mi? Çocukların aile dışında, arkadaşları ve okulu da onları etkilemektedir. Bu nedenle bizler çocukların okul içerisinde aldıkların eğitimin doğru olup olmadığını kontrol etmek zorundayız. Çünkü çocuklarımız bizim geleceğimizdir ve onları korumak demek bu ülkenin yarınlarını korumak demektir. Bir okul, çocuklara kitaplarda verilen bilgiler dışında, hayvan sevgisini, yardımlaşmanın önemini ve toplum içerisinde saygılı yaşamanın zorunluluğunu da öğretmelidir. Yani, çocuklarımızın aldıkları eğitimde sosyal aktiviteler oldukça fazla önem taşımakta, onlara sosyal bir kimlik kazandırmalıdır.

Eğer bir çocuğa tüm canlılara karşı sevgi duymasını aşılarsanız, yanında oturan kız arkadaşına saygı duymasını ve onunla aynı haklara sahip olduğunu öğretirseniz, inanın ki ülkenin geleceği için büyük bir adım atmış olacaksınız… Ülkemizde istismarın, şiddetin, tecavüzün azalması çocukların bilinçli ve sağlıklı bir şekilde eğitilmelerine bağlıdır.Aydınlık yarınlar için, aydın bir nesille ihtiyacımız var. Çocuklar, ülkemizin yarınlarıdır, onlara sımsıkı sarılalım…