İnternetin hayatımızın her alanına hızlı bir şekilde girmesi ve her türlü verinin saniyeler içerisinde kullanıcılara erişilebilir olması insanın kendisi üzerindeki hâkimiyeti konusunda ciddi tehditler oluşturmaya başlamıştır. Günümüz dünyasında kişi, yaptığı bir paylaşımı silmek istese dahi o içerik kişinin bilgisi dahi olmaksızın farklı platformlar tarafından çoğaltılarak paylaşılmakta ve sanal ortamda varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bu nedenle özel hayatın gizliliği, mülkiyet hakkı, kişinin manevi varlığını geliştirme hürriyeti gibi pek çok temel hak ve özgürlük tehdit altındadır. Peki bu tehdide karşı korunmak ne şekilde mümkün olacaktır?
SORU 1: Unutulma Hakkı Nedir?
Unutulma hakkı üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir. Unutulma hakkını, kişilik haklarının korunmasına ilişkin temel talep hakkından ayıran unutulma hakkının yöneldiği içeriğin internet ortamında bulunmasının hukuki ve meşru bir sebebinin olmasıdır. SORU 2: Unutulma Hakkının Kısa Tarihi Hakkında
Unutulma hakkı ilk olarak, Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin “Unutulma ve Silinme Hakkı” başlıklı 17.maddesi ile düzenleme altına alınmıştır. Düzenlemeye göre kişisel verilerin işlenmesinin söz konusu verinin elde edilme veya işlenme amacının ortadan kalkması, veri sahibi tarafından verilen rızanın geri alınması, verinin işlenmesi için hukuki bir dayanağın bulunmaması, verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi, veri sorumlusunun tabi olduğu AB veya üye devlet hukuku bakımından kişisel verileri silme yükümlülüğünün bulunması veya verinin madde 8 kapsamında bilgi toplumu hizmeti sunmak amacıyla işlenmesi halinde veri sahibi söz konusu verilerinin silinmesini ve daha fazla işlenmemesini talep etme hakkına sahiptir.
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın C-131/12 Sayılı Kararı’nda da unutulma hakkının teknik kapsamını belirlemek için uygulanan prensiplerin coğrafi kapsamı belirlemek için de uygulanabileceği savunulmaktadır. Unutulma hakkının hukuki mercilerce incelendiği ilk karar ise; Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından verilen Costeja González v. Google Inc, Google İspanya kararıdır. 95/46 EC sayılı Direktif’in “Veri Kalitesine İlişkin Prensipler” başlıklı 6. maddesi kapsamında kişisel verilerin eksik, geçersiz, ilgisiz ve amacı aşan şekilde tutulmaları; tarihi, istatistiksel veya bilimsel amaçlar bakımından gerekmediği müddetçe öngörülen süreleri aşacak şekilde saklanmaları söz konusu ise, veriler ve arama sonuçlarında yer alan bağlantıların kamu yararı gibi özel bir durumun olmadığı hallerde silinmesi gerekeceği değerlendirmesi yapılmıştır. Google'ın yayınladığı şeffaflık raporuna göre ise Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından 13 Mayıs 2014 tarihinde verilmiş karar uyarınca kullanıcıların Google ve benzeri arama motorlarından, kendi adlarını içeren sorgu sonuçlarının kaldırılmasını talep etme hakları mevcuttur. Ancak Google bunu AB ülkelerine uygularken Türkiye'ye uygulamamaktadır. Türkiye’de ise doğrudan unutulma hakkını düzenleyen bir mevzuat olmamakla birlikte Anayasa’mızda doğrudan düzenlenmeyen unutulma hakkı, 5. madde olan "insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak" başlığı altında Devlet'e pozitif bir yükümlülük getirmiştir. 31 Temmuz 2020 tarihli ve 7253 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan değişiklikler ile kanuna eklenen hükümler uyarınca unutulma hakkında doğrudan olmasa da dolaylı olarak değinilmiş ve içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi başlığı olan 9. Maddeye 10. Fıkra olarak bir hüküm eklenmiştir. Eklenen fıkra şu şekildedir: "İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir." Görüldüğü üzere unutulma hakkı terimi doğrudan geçirilmemiş olup unutulma hakkının tanımına uygun olan bir hüküm olarak kanuna eklenmiştir. İşbu değişiklikler ile Kanun 1 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. SORU 3: Unutulma Hakkının Özellikleri Nedir?
Unutulma hakkı kapsamında içeriğin kendisi ana kaynaktan silinmemektedir. Arama motorları tarafından içeriğin bulunmasını kolaylaştıracak bağlantıların ortadan kaldırılması söz konusudur. İçeriklerin silinmesini talep etmek, ancak söz konusu bilgilerin tutulması için geçerli bir hukuki nedenin kalmaması halinde mümkün olacaktır. Bu yapılırken değişik haklar arasında bir denge kurulması gerekecek ve bu denge somut olaya göre; * işlenen verinin doğasına, * hassasiyetine, * kamunun bu veriye erişmesindeki menfaate, * ilgili kişinin kamuya mal olmuş birisi olup olmamasına göre de değişecektir. Bu hakkın kullanımı kişisel içerik, yazı, görüntü veya ses gibi çeşitli formatlarda için söz konusu olmaktadır ve önemli olan bu içeriğin dijital ortamlarda var olmasıdır. Yani mevcut tanım fiziki ortamlarda saklanan kişisel içerikleri kapsamamaktadır. Ayrıca unutulma hakkı kapsamındaki silme işlemi ancak bireyin talebi üzerine gerçekleştirilmektedir. Bireyin kendisi dışında bir üçüncü kişinin talepte bulunması hakkın doğası gereği mümkün görülmemektedir.
Unutulma hakkı üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir. Unutulma hakkını, kişilik haklarının korunmasına ilişkin temel talep hakkından ayıran unutulma hakkının yöneldiği içeriğin internet ortamında bulunmasının hukuki ve meşru bir sebebinin olmasıdır. SORU 2: Unutulma Hakkının Kısa Tarihi Hakkında
Unutulma hakkı ilk olarak, Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin “Unutulma ve Silinme Hakkı” başlıklı 17.maddesi ile düzenleme altına alınmıştır. Düzenlemeye göre kişisel verilerin işlenmesinin söz konusu verinin elde edilme veya işlenme amacının ortadan kalkması, veri sahibi tarafından verilen rızanın geri alınması, verinin işlenmesi için hukuki bir dayanağın bulunmaması, verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi, veri sorumlusunun tabi olduğu AB veya üye devlet hukuku bakımından kişisel verileri silme yükümlülüğünün bulunması veya verinin madde 8 kapsamında bilgi toplumu hizmeti sunmak amacıyla işlenmesi halinde veri sahibi söz konusu verilerinin silinmesini ve daha fazla işlenmemesini talep etme hakkına sahiptir.
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın C-131/12 Sayılı Kararı’nda da unutulma hakkının teknik kapsamını belirlemek için uygulanan prensiplerin coğrafi kapsamı belirlemek için de uygulanabileceği savunulmaktadır. Unutulma hakkının hukuki mercilerce incelendiği ilk karar ise; Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından verilen Costeja González v. Google Inc, Google İspanya kararıdır. 95/46 EC sayılı Direktif’in “Veri Kalitesine İlişkin Prensipler” başlıklı 6. maddesi kapsamında kişisel verilerin eksik, geçersiz, ilgisiz ve amacı aşan şekilde tutulmaları; tarihi, istatistiksel veya bilimsel amaçlar bakımından gerekmediği müddetçe öngörülen süreleri aşacak şekilde saklanmaları söz konusu ise, veriler ve arama sonuçlarında yer alan bağlantıların kamu yararı gibi özel bir durumun olmadığı hallerde silinmesi gerekeceği değerlendirmesi yapılmıştır. Google'ın yayınladığı şeffaflık raporuna göre ise Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından 13 Mayıs 2014 tarihinde verilmiş karar uyarınca kullanıcıların Google ve benzeri arama motorlarından, kendi adlarını içeren sorgu sonuçlarının kaldırılmasını talep etme hakları mevcuttur. Ancak Google bunu AB ülkelerine uygularken Türkiye'ye uygulamamaktadır. Türkiye’de ise doğrudan unutulma hakkını düzenleyen bir mevzuat olmamakla birlikte Anayasa’mızda doğrudan düzenlenmeyen unutulma hakkı, 5. madde olan "insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak" başlığı altında Devlet'e pozitif bir yükümlülük getirmiştir. 31 Temmuz 2020 tarihli ve 7253 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan değişiklikler ile kanuna eklenen hükümler uyarınca unutulma hakkında doğrudan olmasa da dolaylı olarak değinilmiş ve içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi başlığı olan 9. Maddeye 10. Fıkra olarak bir hüküm eklenmiştir. Eklenen fıkra şu şekildedir: "İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir." Görüldüğü üzere unutulma hakkı terimi doğrudan geçirilmemiş olup unutulma hakkının tanımına uygun olan bir hüküm olarak kanuna eklenmiştir. İşbu değişiklikler ile Kanun 1 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. SORU 3: Unutulma Hakkının Özellikleri Nedir?
Unutulma hakkı kapsamında içeriğin kendisi ana kaynaktan silinmemektedir. Arama motorları tarafından içeriğin bulunmasını kolaylaştıracak bağlantıların ortadan kaldırılması söz konusudur. İçeriklerin silinmesini talep etmek, ancak söz konusu bilgilerin tutulması için geçerli bir hukuki nedenin kalmaması halinde mümkün olacaktır. Bu yapılırken değişik haklar arasında bir denge kurulması gerekecek ve bu denge somut olaya göre; * işlenen verinin doğasına, * hassasiyetine, * kamunun bu veriye erişmesindeki menfaate, * ilgili kişinin kamuya mal olmuş birisi olup olmamasına göre de değişecektir. Bu hakkın kullanımı kişisel içerik, yazı, görüntü veya ses gibi çeşitli formatlarda için söz konusu olmaktadır ve önemli olan bu içeriğin dijital ortamlarda var olmasıdır. Yani mevcut tanım fiziki ortamlarda saklanan kişisel içerikleri kapsamamaktadır. Ayrıca unutulma hakkı kapsamındaki silme işlemi ancak bireyin talebi üzerine gerçekleştirilmektedir. Bireyin kendisi dışında bir üçüncü kişinin talepte bulunması hakkın doğası gereği mümkün görülmemektedir.