Bu yazıyı okumadan önce "Kürklü Dayılar 1" yazısını oku sonra buraya gel. Bu yazı kürklü dayılara dair 2.yazıdır. Ha dersen ki; ben nerden istersem oradan başlarım okumaya diyorsan sen bilirsin..
Hadi başla o zaman..
Özel idare “kaçak yapılarla mücadele ediyoruz” diyor.
Evet, yıkımlar yapılıyor ama kimin mülkünde? Garibanın üç sundurması, köylünün küçük barakası, yazlıkçının mütevazı evi..
Peki sahile dikilen kaçak iskeleler ne olacak ?
Midilli manzaralı beton saraylara ne demeli ?
Onlara neden hiç sıra gelmiyor ?
Şuradan avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum; "korkuyor musunuz kııız yoksa koruyor musunuz.."
Kürklü dayının sarayı duruyor. Onlar büyük paralarla yapıldı, güçlü kuvvetli adamlar. Dukanan yanar manar ne mi lazım. En iyi dokunmamak.
Vatandaş yana yana anlatıyor: Bir “kürklü dayının” malikanesine yıkım kararı çıkmış.
Ne olmuş biliyor musun ? İl Özel İdaresi biliyor da biz yeni öğreniyoruz.
Adam efendi gibi mahkemeye gidip “yürütmeyi durdurma” almış..
Bir değil, iki değil..
Demek ki gariban bu yolları bilmiyor, elinden bir şey gelmiyor ama kürklü dayıların cebinde yol yöntem çok..
Buradan kuvvetle soralım; "bu mu adaletiniz, bu mu devletin terazisi.."
Birinin üzerine kabus gibi çöken Çanakkale İl Özel İdaresi, kürklü dayıya tüy gibi dokunuyor..
Utanmasa "acıttım mı dayıcığım.." diyecek.
İl Özel İdaresi tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor. Kurumsal gücünü kaybetmiş gibi adalet güvenini vatandaş üzerinde sağlayamıyor..
Şeytan dürtüyor; yoksa “dayılara hazırlan biz geleceğiz” mi deniyor..
Bak bu soruya bir vatandaş çok güzel yanıt verdi.
Dedi ki; "Ne haberi uçurulacak, sıkar. Onlar listelerin görünmeyecek tarafında yer alıyor. Kürklü dayılar demirbaş. Arada bir iki tane çıkarsa onlar dayanlışlıkla listeye girmiştir.."
Yanlış anlaşılmasın kuşlar puşttur.. Orhan Veli demedi mi vakti zamanında "kuşlar bu yalanı her bahar söyler inanma.."diye..
Ben vallahi gerçekten kuşlardan söz ediyorum..
Yer gök karga..ağzında bakla ıslanmıyor ki; gak guk ötüyor. Allahtan ağzındaki peynire iyi sahip çıkıyor, mazallah bir de onu düşürse ne yaparız.
Meraklısına:
Daha ağır konuşuyorlar da ben o kadarını buradan yazamam.
Assos sahilleri gözümüzün önünde talan ediliyor..
Eko-turizm masalıyla Ayvacık sırtlarına, sahillerine Midilli manzaralı kondurulan villalar…
Betondan siteler yapmak için dikilen koca koca vinç kuleleri…
Hepsini görüyoruz..
Yıkıcı timin gözü kör..
300-500 metre karelik arsasına derme çatma yaptığı barakıyı, çardağı gören şahin bakışlı gözler, kürklü dayıların malikanelerini, sit alanlarını talan ederek yapılan yazlık siteleri göremiyor..
Belki de görmüyor..
Amaaa sıra garibana gelince sistem “kaçakla mücadele ediyoruz” diye efeleniyor..
Terazinin kefesi yanlış tartıyor. Adalet terazisi hassas olmalı. Bir kere yanlış tartarsa balığın suyu kaçar, güven kaybolur, tadı kurur..
Suyunu kaçırmadan pişirin..
Hah en çok merak ettiğim soruyu sorayım ben de kurtulayım sen de..
Kimmiş bu defalarca “yürütmeyi durdurma” aldıran kürklü dayı ?
Mesela; Genel Sekreter mi olur müdür mü orasını bilmem ama bu işlere kim bakıyorsa dayıları açıklasın..
Açıklayın bilelim!
Korkuyor muyuz, koruyor muyuz duyalım ?
Mesela bu güne kadar kaç kürklü dayı yürütmeyi durdurma almış, kimlermiş bilsek güzel olmaz mı..
Adalet arayan vatandaşa kapıyı kapatmayın.
Madem kaçakla mücadele edeceksiniz, önce büyüklerden başlayın.
Önce sahilleri parselleyenlerden hesap sorun.
Önce kürklü dayıların villalarına girin.
Garibanın çatısını yıkmak kolay.
Asıl adalet, güçlünün sarayına dokunduğunuzda ortaya çıkar..
Yorumlar
Kalan Karakter: