ARAF

Sevgili okur, şuan, imkanın varsa açık havaya çıkıp kendine sade bir kahve ısmarla. Hayatının dönüm noktaları bir düşün. Belki çok zor sınavlardan geçmiş olabilirsin, belki de ailenden gelen yaşamını kolaylaştıran maddi, manevi imkanların vardı. İki türlü de hayat fazlasıyla sorumluluk yükleyen bir mekanizma halini almıyor mu? Ne kadar fazla kazanırsan o kadar çok masrafın oluyor. Bu masraflar seni zorlarken üstüne vergi üzerine vergi ödemek zorunda bırakılmıyor musun?
Günlük işlerde çalışarak aileni geçindirmen gerekebilir. Günlük kazanacağın paranın her gün getirisi olacağı kesin değil. Bu sefer azar azar borçlanmaya başlayacaksın. Bu durum seni her gün daha fazla dibe çekmeyecek mi?
Bu gibi çıkmazlara girmen seninle mi ilgili yoksa senin seçimlerinle mi ilgili?
Kader de diyebilirsin ama kader demeden önce yine düşünmen gerekecek hem de elini vicdanına koyarak, "ben elimden geleni yaptım" diyerek düşünmen doğru olacaktır.
Sen istemedikten sonra kimse senin ufkunu açamaz ya da farklı tercihlerin neler getireceğini anlatamaz. Aşırılık deniyor ya, işte tam olarak o aşırılık seni etkisi altına aldıysa bir şeylere hapsoldun demektir.
Eşitlenmeyen hiç bir imkan senin için sürekli değildir. Bunu ne zaman mı anlarsın? Haksızlığa uğradığında çok iyi anlarsın. Çaresizlikten yoksullaşırken dua ederken bulursun kendini, "neden ben!" diye. Sahi neden sen? Başkalarına haksızlık yapılıyorken sana yapılıyordu ve o haksızlığa uğrayanları görmezden geliyordun. Şimdi senin başına geldi, kendi seçiminin sonucunda boynunu eğmiş oldun. Kimin için?
Yani, acı olan kahven değil, sade içmeyi tercih etmen. Tercihlerin sonucunda hayatını tatlandırmak senin elinde. Toplum bilincini geliştirmek bu yüzden çok önemli çünkü birilerinin tercihine göre yaşam standartlarını belirlemek zorundasın. Büyük düşünüp, genişletebileceğin imkanların olduğunun farkına varman, sana yeni kapılar açacaktır. Sürekli dört duvar arasında hayatını sorgulama. Arada da olsa temiz hava alabileceğin yerlerin uçsuz bucaksız hayallerine kapıl. Her zaman hayaller, bizleri yeni umutlara doğru yola çıkaracak araç olacaktır.
Sezai Karakoç' un şu cümlesi içimi ısıtıyor;
"Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun, inananlar için bir Nuh' un Gemisi vardır."
İyi haftalar.