Bu satırları yazarken BARIŞ PINARI harekatında otuzuncu saat geride kaldı. Şu anda Fırat’ın doğusunda 11 Suriye köyü şanlı ordumuz tarafından ele geçirilmiş durumda. Ne yazık ki şehitlerimiz var ve topraklarımıza yapılan hain saldırılarda çocuklar da dahil olmak üzere sivil vatandaşlarımız şehit oldular, yaralandılar. Allah şanlı ordumuzu haklı davamızda muzaffer eylesin.
Ülkemizi bu harekat sırasında ne yazık ki müttefik bildiklerimiz ya da öyle olduklarını kabul etmek istediklerimiz yalnız bıraktılar. Hatta üyesi olduğumuz Birleşmiş Milletler bile bir kınama yayınlamak istediler ama ABD ve Rusya bu kınamaya onay vermeyince yapamadılar.
Bu hafta yazdığım yazılarımda harekatın başlayacağını ve bu harekatın artık kaçınılmaz olduğunu yazdım defalarca. Harekat başlamadan bir gün önce yazdığım yazıda da şanlı ordumuza yapılacak olan harekatta başarılar diledim ama bir başka şeye daha dikkat çekmeye çalıştım hafta boyu. HDP’ye. Haklı olduğumu da harekatın başlamasıyla birlikte birkaç kez daha gördüm. HDP’nin resmi web sitesine girin, siz de görürsünüz. Ordumuzun yapmış olduğu harekat için adeta suçlayıcı bir üslup ile bahsediliyor resmi internet sitesinde. Suriye’yi ordumuzun derhal terk etmesi gerektiği adeta bir ültümatom niteliğinde deklare ediliyor. Ne işleri var bunların meclisimizde, böyle demokrasi mi olur? Vatan çıkarlarını gözetmeyenler mecliste yer alacaklarsa, birer meclis üyesi de düşman ülkelerden alalım bari. Olmuşken tam olsun.
Şu anda harekatı Cumhurbaşkanı bizzat yönetiyor kamuoyuna aktarılan bilgilere göre. Düşünün bir; Cumhurbaşkanı meclisi bilgilendirmek istemez mi harekat ile ilgili olarak. Hatta bırakın istemesini, bunu yapması gerekmez mi? Gerekir, görevi. İyi de nasıl yapsın? Mecliste yapılacak bir kapalı oturumda bile artık PKK ile ilişkisi kesin olan HDP milletvekilleri olmayacaklar mı? Olacaklar elbet. Eeee… Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu birader…
Harekatın gizliliği adına halka her türlü gelişme an be an yansımaz. Bu çok doğru ve askeri güçlerimizin güvenliği için son derece önemli bir durumdur. Harekatı yöneten kurmaylar ancak tüm gelişmelere vakıf olurlar. İstihbaratın gizliliği ancak bu şekilde sağlanabilir. Ülke çıkarlarını kahramanlar canları ile sağlarlar. Bu doğru ama yönetenler de akılları ile yine ülke çıkarlarını sağlamaya çalışırlar. Savaşta diplomasi en az barış şartlarında olduğu kadar gereklidir ve özellikle savaş şartlarında diplomasi azami dikkat ile işletilmelidir. Bunun içinde gizlilik ilkesinin işletilmesi kesinlikle izlenmesi gereken en doğru yoldur.
Muhalefetten yapılan bazı açıklamalar var. Ordunun yanındayız ama bu şartmıydı falan gibisinden. Elbette tartışılmalı, masaya yatırılmalı bu harekat ama şimdi değil. Şimdi birlik olma zamanı. İktidar ve muhalefetin bu zamanda birbirine düşmesi demek ordumuzun dikkatinin dağılması demek. Böyle bir zamanda, bu gereksiz tartışmaların bizi getireceği gerginlik noktasının sonucunda vereceğimiz her fazla şehidimizin vebalini hiç birimiz ödeyemeyiz.
Ülkemizde bir şekilde peydah olan beka sorununun bir an önce ostadan kalkması için başlayan BARIŞ PINARI harekatının şanlı ordumuz adına en az kayıpla ve zaferle sonuçlanması için dua etmek şu anda bize düşen yegane görevdir. NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE.
YAZARLAR
12 Ekim 2019 - 10:23
Barış Pınarı
Bu satırları yazarken BARIŞ PINARI harekatında otuzuncu saat geride kaldı
YAZARLAR
12 Ekim 2019 - 10:23
İlginizi Çekebilir