YÜZDELİK DİLİMLER PARLIYOR AMA ÖĞRENCİLER GÖRÜNMÜYOR
Çanakkale’de özel okulların LGS sonuçları üzerinden yürüttüğü reklam kampanyaları kamuoyunda tartışma yaratıyor. Kentte birçok billboardda yer alan ilanlar, kolejlerin LGS’de büyük başarılar elde ettiği izlenimi yaratırken, bu başarıların arkasında bireysel olarak yüksek performans gösteren ve çoğunlukla burslu okuyan öğrenciler yer alıyor.
FMA Akademi Koleji’nin 2025 LGS sonuçlarına dair verdiği billboard ilanında, “%1’lik dilimde 7 öğrenci”, “%5’lik dilimde 26 öğrenci” gibi rakamlar yer alıyor. Ancak bu öğrencilerin isimleri, fotoğrafları ya da bireysel hikayeleri yer almıyor. Kolejin verdiği mesajda, öğrencilerin değil, kurumun bu başarıyı elde ettiği vurgulanıyor.
REKLAM BAŞARISI MI AKADEMİK BAŞARI MI ?
Eğitim camiasında ve veliler arasında konuşulan temel soru şu: “Bu başarılar gerçekten kolejin mi, yoksa kolejin bünyesine katılan parlak çocukların mı ?”
Çanakkale’de birçok özel okul, devlet okullarındaki başarılı öğrencileri erken dönemde yüzde yüz burs vaadiyle kendi bünyesine alarak bu başarı oranlarını yükseltiyor. Ancak bu öğrencilerin bireysel katkıları, kamuoyuna duyurulan reklam görsellerinde yer bulmuyor. Öğrencilerin isimlerinin, başarı öykülerinin paylaşılmaması; başarıların kurum üzerinden sunulması, “eksik anlatım” eleştirilerini beraberinde getiriyor.
KOLEJ PATLAMASI: FEN LİSESİ VARKEN NEDEN BU KADAR ÖZEL KOLEJ VAR ?
Çanakkale gibi görece küçük bir şehirde, özellikle son yıllarda özel okul sayısında dikkat çekici bir artış yaşandı. Türkiye’nin en köklü eğitim modellerinden biri olan devlet destekli fen liseleri hala önemli öğrenciler yetiştirirken, özel kolejlerin sayısının hızla artması “ticari eğitim modelinin” güç kazandığına işaret ediyor.
Şehirde emekli nüfus oranı yüksek, hane başına düşen çocuk sayısı ise 1 ila 2 arasında değişiyor. Bu tabloya rağmen şehir merkezinde onlarca özel okul faaliyet gösteriyor. Bu durum, eğitim sektörünün “başarı” adı altında bir pazar alanına dönüştüğüne dair yorumlara neden oluyor.
ÇANAKKALE'DE GERÇEK BAŞARIYI KİM SAHİPLENİYOR ?
Başarı, çoğu zaman tek bir kurumun değil, öğrencinin azmi, öğretmenin emeği ve ailenin desteğiyle şekilleniyor. Ancak reklam panolarında yalnızca kurum adıyla sunulan bu başarılar, hem kamuoyunu yanıltıyor hem de asıl kahraman olan öğrencilerin emeğini gölgede bırakıyor.
Öğrencilerin adlarının, başarı hikayelerinin ve ne şekilde burslu olarak okuduklarının şeffaf biçimde paylaşılması, eğitimde etik bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Aksi takdirde “başarı” kavramı sadece ticari bir araç olarak kullanılmaya devam edecek gibi görünüyor.
YÜZ BİNLERCE YİRALIK EĞİTİM: KOLEJDE OKUMAK LÜKS OLDU
Özel kolejlerin yıllık ücretleri, son yıllarda ciddi oranda arttı ve artık yüz binlerle ifade ediliyor. Kayıt ücreti, yemek, kırtasiye, servis ve etkinlik ücretleri, yardımcı kitaplar derken bir öğrencinin yıllık maliyeti inanılmaz fiyatlara çıkıyor.
Eğitim bir ihtiyaçken, kolejlerde okumak artık geniş bir kesim için ulaşılması zor bir “ayrıcalık” haline geldi. Bu yüksek fiyatlara rağmen kolejler, özellikle devlet okullarında başarı gösteren öğrencileri erken dönemde yüzde yüz bursla bünyelerine katıyor. Böylece hem kendi başarı istatistiklerini yükseltiyorlar hem de bu başarıları “marka değeri” olarak pazarlıyorlar.
Bu durum, “Eğitim fırsat eşitliğiyle mi yürüyor, yoksa paranın ve pazarlamanın gücüyle mi?” sorusunu da beraberinde getiriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: