''Ben''liğin Bilincinde Olmak

Herkese merhaba... Daha önceki yazımda içe dönüş yapmaktan, benliğimiz hakkında düşünmekten bahsetmiştim bugün bu konuyu biraz daha açmak istiyorum..
Bireyler kişilik yapılarını doğumlarından itibaren oluşturur ve bunu zamanla sosyal etkileşim ile birlikte geliştirirler. Benlik bilinci bireyin kendisi ile ilgili düşüncelerini içerir. Kişinin kendisini nasıl gördüğü, nasıl tanımladığıdır. Fakat tabi bu her zaman gerçeği yansıtmayabilir.
Bireyin, sahip olduğu bilişsel ve fiziksel özelliklerin bilincinde olması, Kişinin kendini en doğru şekilde algılaması ve kabul etmesi gelişimi açısından çok önemlidir. Bunun yanında bir de kişinin olmak istediği ‘idealinde ki’ benliği vardır.
İdeal benlik, bireyin ulaşmak istediği, bunun için çabaladığı noktadır. Bireyin olmak istediği benliktir. Kişinin, kendine olan güvenini sağlamlaştırması için ilk önce yeteneklerini, güçlü ve zayıf yönlerini, değer yargılarını, inançlarını ortaya çıkartması gerekmektedir. İçinde bulunduğu durumun farkında olarak, mevcut benliğini kabul ederek bir temel oluşturmalı, Bu temelin üzerine de ideal benliğini inşa etmelidir.
Bu sebeple kişi kendisine dürüstçe sormalı ve cevap vermelidir. ‘’Neredeyim’’, içinde bulunduğum durum nedir? ‘’Ne olmasını istiyorum’’ , beklentim neler? Ve bunları gerçekleştirebilmek için ‘’Neler yapabilirim’’ sınırlarım nelerdir?
Eğer ideal benlik ile mevcut benlik arasında bir uyumsuzluk ve tutarsızlık olursa birey kaygı ve gerginlik yaşayacaktır. Bu uyumsuzluk hayatının her evresinde yetersizlik hissini de beraberinde getirecektir. Böyle bir yaşam hiç kimseye tat vermez. Dolayısı ile bu çelişkili durumu ortadan kaldırmanın çözümlerini aramamız gerekir.
Bu durumda, tutarsız bulduğumuz davranışları değiştirerek kendimizi ideal benliğimize hazırlamış, mevcut benliğimizi de değiştirmiş oluruz. Ya da idealimizi değiştirerek mevcut benliğimize adapte haline getirebiliriz. Böylece bir uyum içerisinde oluruz. Kaygı ve gerginlik ortadan kalkar. Kişinin hedefleri ile yaptıkları birbiri ile çelişmez. Daha kontrollü ve kendine güvenen davranışları ile yolculuğuna devam eder. Tabi ki bu kolay olmasa da kendimizi tanımamız, kabul edebilmemiz ve gerçekleştirebilmemiz açısından çabalamaya değer olumlu bir süreçtir.
Rogers’ın da dediği gibi ‘’Bireyler kendi içlerinde kendilerini anlayabilmek, benlik kavrayışlarını temel tutumlarını ve davranışlarını değiştirebilmek için uçsuz bucaksız kaynaklara sahiptirler. Kolaylaştıran ruhsal tutumlardan oluşan tanımlanabilir bir ortam sağlanabilirse bu kaynaklar harekete geçebilir.’’
‘’Canlı organizma, potansiyellerini gerçekleştirmek için her zaman en iyisini yapacaktır.’’
Bu gücün içimizde her daim var olduğunu unutmayalım. Tutarlı ve gerçekçi hedefler belirleyerek onların doğrultusunda adımlar atarak, yahut kim olduğumuzu kavrayıp kendimizi olduğu gibi kabul ederek hedeflerimize, kendimizi gerçekleştirme noktasına gelmemiz mümkün.
Mutlu haftalar diliyorum..
Bengü İncesu
Psikolog,Aile Danışmanı