Bambaşka bir yazıydı bu başlığın altına yazmak istediğim. Okuduklarımdan,düşündüklerimden süzüp eleyip kendimce birşeyler karalamaktı.
Ama insan yaşayıp bizzat hissedince düşünceler saygıyla çekilip baş köşeden, duygulara bırakıyor yerini.
Yıllar önce "affediliyorsun"diye kısa bir şey kaleme almıştım biraz şiirimsi.
Tam 2 ay yas üzerine okuyup düşünmeme rağmen birseylerin eksik olduğu kanısıyla tamamlayamadığım o yazı ,gününü bekliyormuş meğer.
Yas olgusuna ölüm sonucu yitim penceresinden baktığımızda şöyle bir detayı farkettiğimi farkettim.
Affedebilme gücü bir tek yasın istisnasız insana verdiği güçle cesaret edip gerçekleştirebileceği bir olgudur bana göre. Ve eksikliğini duyduğum şey tam da buydu.
Yaran ne kadar derin ve asla iyileşmez olursa olsun, kayıp hali karşı konulmaz bir güçle sana affedebilme yetisini veriyor. Kendini sorgulama gerçeği, yaşadığın körleşme ile birlikte tamamen ortadan kalkarken yitimin hemen ardından gelen yas süreci ,önce affedebilme gücü ile insanın benligindeki o perdeyi kaldırıp tamamen sorgulama namlusunu karşı taraftan kendisine doğrultmasına sebep oluyor.
Önce ruhunuzdaki buz kütlesinin nasıl da kırıldığını farkediyorsunuz. Sorgulamayı,aklınızdan bile geçirmediğiniz.
Ömrünüzce yapmaya cesaret edemediğim şeyi yaptırarak üstelik. Ben ki varlığına bir kasvet ve bir sıkıntı olarak sadece katlanmak zorunda olduğum bir olgu gibi gördüğüm anneannemi affederek gidip ellerimle yanaklarını sevdim ama o bunu bilemedi.
Neden peki? Yaşarken idrakına varıp gerceklestiremediğimiz bu eylemler nasıl da kendinde bulduğu bu tereddütsüz bir güçle bambaşka ve olması gereken gerçekliğe evriliyor.
İşte bu yolculuğumun da başlangıcını oluşturuyor.
YAZARLAR
21 Haziran 2019 - 10:40
"Bir Affetme Gücü Olarak Yas"
Bambaşka bir yazıydı bu başlığın altına yazmak istediğim
YAZARLAR
21 Haziran 2019 - 10:40
İlginizi Çekebilir