18 Mart bizim
Çanakkale bizim
Toprağa düşen 250.000 Mehmetçik bizim
Dünyanın ucundan gelen Anzak bizim
Topu, tüfeği, mitralyözü bizim
Havada çarpışan kurşunları bizim
Batan Bouvet’i, batıran NusratMayın’ı bizim
Agamemnon’u, Irresistable’ı, Ocean’ı bizim
Conk Bayırı, Alçıtepesi bizim
O koca topu sırtlayan Seyid Onbaşı’sı bizim
Destan yazan Mustafa Kemal’i bizim Hatırlıyorum her 18 Mart eski Anadolu Lisesi’nin kapısından çıkışımızı, tören alanına gidişimizi. Her 18 Mart üşüdüğümüzü hatırlıyorum beklerken tören geçişimizi yapmak için. Ve yine hatırlıyorum yaşadığımız gururu; bu topraklarda doğmuş olmanın verdiği gururu. Tören alanında yürürken tüylerimizin diken diken olduğunu hatırlıyorum, yüzbinlerin toprağa düştüğü zamanları düşününce. Bu yurdu bize emanet edenlerin yaşadığı o soğuk, o kanlı, o vatan kokan geceleri düşünüyorum; karınları aç, sırtlarında aba olmadan geçen geceler ama onları ayakta tutan vatan sevdası ile dolu bir göğüs. 15’inde boyu kadar silah tutan Mehmetçikleri düşünüyorum.Dünyanın öbür ucundan gelen Anzakları düşünüyorum. Bu nasıl bir savaş ki düşman demeye dili varmıyor insanın karşı cephesindekine, koyun koyuna yatıyorlar yüz yıl önce düştükleri bu topraklarda. Bu nasıl bir savaş ki nefret değil barış inşa edebiliyor. Hoşgörünün merkezinde bir şehir, bu vatanın mihenk taşı olan bir şehir. Çanakkaleliyim deyip nefret ekebiliyorsan bu topraklara; Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayabiliyorsan eğer, ötekileştirebiliyorsan komşunu, dostunu, kendi insanını; ayırt edebiliyorsan dinsiz, dindar diye insanlarını; kaşını çatıp “Sen kimsin ya?” diye söylenebiliyorsan senin gibi düşünmeyen birine, sokakta gülüyor diye yargılayabiliyorsan bu şehrin bir kadınını sen hiç anlamamışsın Çanakkaleli olmayı ve hiç anlamayacaksın bu toprakların ruhunu Sen hiç anlamamışsın 18 Mart’ı, bu şanlı tarihi ve bu tarihin kanla yazılmış hoşgörüsünü. 18 Mart bir savaştan öte vatandır bizim için.Bu şehir ise bir vatan kalbinin attığı yerdir. Ve eğer bu şehir bir vatan kalbinin attığı yer ise Mustafa Kemal Atatürk o kalbin ta kendisidir…
Çanakkale bizim
Toprağa düşen 250.000 Mehmetçik bizim
Dünyanın ucundan gelen Anzak bizim
Topu, tüfeği, mitralyözü bizim
Havada çarpışan kurşunları bizim
Batan Bouvet’i, batıran NusratMayın’ı bizim
Agamemnon’u, Irresistable’ı, Ocean’ı bizim
Conk Bayırı, Alçıtepesi bizim
O koca topu sırtlayan Seyid Onbaşı’sı bizim
Destan yazan Mustafa Kemal’i bizim Hatırlıyorum her 18 Mart eski Anadolu Lisesi’nin kapısından çıkışımızı, tören alanına gidişimizi. Her 18 Mart üşüdüğümüzü hatırlıyorum beklerken tören geçişimizi yapmak için. Ve yine hatırlıyorum yaşadığımız gururu; bu topraklarda doğmuş olmanın verdiği gururu. Tören alanında yürürken tüylerimizin diken diken olduğunu hatırlıyorum, yüzbinlerin toprağa düştüğü zamanları düşününce. Bu yurdu bize emanet edenlerin yaşadığı o soğuk, o kanlı, o vatan kokan geceleri düşünüyorum; karınları aç, sırtlarında aba olmadan geçen geceler ama onları ayakta tutan vatan sevdası ile dolu bir göğüs. 15’inde boyu kadar silah tutan Mehmetçikleri düşünüyorum.Dünyanın öbür ucundan gelen Anzakları düşünüyorum. Bu nasıl bir savaş ki düşman demeye dili varmıyor insanın karşı cephesindekine, koyun koyuna yatıyorlar yüz yıl önce düştükleri bu topraklarda. Bu nasıl bir savaş ki nefret değil barış inşa edebiliyor. Hoşgörünün merkezinde bir şehir, bu vatanın mihenk taşı olan bir şehir. Çanakkaleliyim deyip nefret ekebiliyorsan bu topraklara; Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayabiliyorsan eğer, ötekileştirebiliyorsan komşunu, dostunu, kendi insanını; ayırt edebiliyorsan dinsiz, dindar diye insanlarını; kaşını çatıp “Sen kimsin ya?” diye söylenebiliyorsan senin gibi düşünmeyen birine, sokakta gülüyor diye yargılayabiliyorsan bu şehrin bir kadınını sen hiç anlamamışsın Çanakkaleli olmayı ve hiç anlamayacaksın bu toprakların ruhunu Sen hiç anlamamışsın 18 Mart’ı, bu şanlı tarihi ve bu tarihin kanla yazılmış hoşgörüsünü. 18 Mart bir savaştan öte vatandır bizim için.Bu şehir ise bir vatan kalbinin attığı yerdir. Ve eğer bu şehir bir vatan kalbinin attığı yer ise Mustafa Kemal Atatürk o kalbin ta kendisidir…