Hep yazılır, söylenir, sürekli dile getirilir Çanakkale tarihi açıdan iyi anlatılamıyor diye. 1.cihan harbinde Çanakkale, deniz ve kara savaşları ile adını tüm dünyaya duyurdu ama dünya Çanakkale’yi böyle mi öğrendi? Elbette ki hayır, dünya Çanakkale’yi Schliemann’ın yaptığı Truva keşfi ile daha önce tanımıştı zaten ama ya biz ne kadar tanıyoruz Çanakkale’yi?
Seçim çalışmaları yaparken Çanakkale’nin her iki kıyısında bulunan neredeyse tüm köylerini gezdim. Tarihi yarımadayı gezmemiş, şehitlikleri ziyaret etmemiş hatta hatta Gelibolu’nun yerini dahi bilmeyen köylülerimizle tanıştım. Yetmedi, ilçelerimizde bile şehitlikleri ziyaret etmemiş vatandaşlarımıza şahit oldum. Bu ne duyarsız vatandaş örneği, yaşadığın şehirde cihan harbinin en kanlı sahneleri perdeleniyor, sen kıpırdayıp da o kutsal toprakları ziyaret dahi etmiyorsun. Daha da vahimi, Gelibolu köylerinde olup da şehitlikleri görmeyen bile var. Buna da şahit oldum.
Çanakkale’de durum böyleyken nasıl Neandra’yı, AleksandraTroas’ı, Parion’u, Priapagos’u, Kaşkaval Burnu’nu… anlatacağız ki? İlk olarak biz kentliler elimizde ki değerlerin farkına varacağız, o değerlere sahip çıkarak koruyacağız ve sonrasında da tüm dünyanın o değerleri tanıması için çalışmalar yapacağız.
Çaka Bey’i, Fatih Sultan Mehmet’i, Cezayirli Hasan Paşa’yı, Kemal Reis’i, Piri Reis’i anlatabilmek için öncelikle onları bizler tanımalıyız. Kalelerimizi, tarihi yerleşim alanlarını, şehitlikleri kolayca turizm alanında tanıtım amaçlı kullanabiliriz. Evet kısmen bu durum yaratılıyor ama yeterli değil bence. Çanakkale’nin kronolojik tarihini anlatan bir müzemiz olsa mesela, tüm geçmişini tarihsel bir sıralama ile gezerek günümüze ulaşan müze, nasıl ilgi çeker, ziyaretçilere nasıl gezmeleri ve görmeleri gereken yerler hakkında fikir verirdi değil mi?
Çanakkale adeta uykuda bir şehir durumunda. Mevcutlar korunuyor, üstüne eklenmiyor, proje üretilmiyor. Dolayısıyla da Çanakkale herkesin gözünde şehitler diyarı olmanın ötesine geçemiyor. Hatta onu da iyi yönetemiyor, tanıtamıyoruz. Çanakkale’ye ilk kez gelenlerin önemli bir kısmı şehitlikleri gezmek, ziyaret etmek için Gelibolu’ya gidiyor. Gelibolu ilçesinin konuyla ilgisi olmadığını, Eceabat bölgesinde savaşların yoğunlukla cereyan ettiğini, şehitliklerin burada olduğunu anlatamamışız. Gelibolu yarımadası ile Gelibolu ilçemiz arasında ki kırk kilometrelik ufak ayrıntıdan bir türlü bahsetmiyoruz.
Çanakkale’nin turizm kenti olmasını istiyorsak acilen tarihi kentimizin geçmişini öncelikle bizler öğrenmeliyiz. Endemik bitkilerimizle, Bayramiç beyazımızla, Ezine peynirimizle, Kösedere domatesimizle markalaşmalıyız. Evciler’in elmasını, Yenice’nin kırmızı biberini, çileğini her gelen ziyaretçiye tattıracak sistemi kurmaları için kooperatiflerin oluşmasını ve sürdürülebilir çalışmalar içerisinde hareket etmelerini sağlamalıyız.
Yapılmakta olan boğaz köprüsü sonrası Çanakkale ile Eceabat ve Kilitbahir arasında ki gemi seferleri adeta nostaljik yolculuklara dönüşecektir. Bu gerçekleştiği zaman da yine kenti yönetenlere önemli işler düşecektir kuşkusuz. O nostaljik kısa deniz yolculuğunu yapacağımız vapurlar tarihi objelerle donatılmalı, seyahat edenlere duygusal anlar yaşatılmalı, belki de bazı özel seferlerle yolculuk uzatılarak savaşın deniz üzerinde ki en çetin anları ses efektleriyle canlandırılmalı.
Çanakkale için yapılacak çok fazla proje var ve hepsi de önemli. Bir an önce başlamak lazım.
YAZARLAR
Yayınlanma: 20 Nisan 2019 - 11:32
Çanakkale
Hep yazılır, söylenir, sürekli dile getirilir Çanakkale tarihi açıdan iyi anlatılamıyor diye
YAZARLAR
20 Nisan 2019 - 11:32
İlginizi Çekebilir