Dünya’nın gündemi çok hızlı değişiyor. Pandemi’nin etkileri azalıyor mu derken şimdi bir savaş iklimi. İşin en üzücü yanı ise yine masum çocukların hiç bir şeyden habersiz bu bilinmezin içinde sürüklenmesi… Çocuk, bir toplumun geleceği, yarını, umudu… Türlü travmalara maruz kalan nesiller, dünya coğrafyasının farklı köşelerinde kendilerine yer buluyor. Kimin ne düşündüğü, hangi tarafa hak verdiği, hangi tarafı güçlü ya da güçsüz gördüğü biz eğitimciler için beşinci planda. Bu savaş ikliminin bir an önce son bulması, masum çocukların huzur ve güven içinde olmaları ise en içten dileğimizdir.
***
Bu yıl okulların kapanmayacağı, pandemiyle yaşamaya alışılacağı sık sık gündem olmuş biz de köşelerimizden sizlere aktarmıştık. Son olarak uygulanan sınıf karantinası uygulaması da artık sona erince, yüz yüze eğitime ara verilmesini gerektirecek hiçbir unsur kalmadı diyebiliriz. Okullarda bireysel önlemlerin ne kadar alınabildiği sizlerin takdiri ancak; görevim gereği birden fazla okula ziyaret gerçekleştirdiğim için, ben çocukların o önlemleri bireysel olarak alabileceklerine hala pek ihtimal vermiyorum.
***
Okullarda ikinci dönemler bana göre daha çabuk ve eğlenceli geçerdi. Resmi bayramlar için yapılan hazırlıklar, spor faaliyetleri, yarışmalar… Sınavlarda erken biterse hele değmeyin öğrencinin keyfine. İşlenecek konu kalmadığından derslerde ya sohbet edilir, oyunlar oynanır, ya da farklı faaliyetler yapılırdı. Öğrenci iken o boş geçtiğini sandığımız derslerin de aslında ne kadar gerekli olduğunu öğretmen olunca anladım. Gizil öğrenmenin hat safhada olduğu, bireyin sosyalleştiği, özgüven kazandığı zamanlarmış meğer bizim o boş dersler.
Bazen öğrencinin derse motive olmakta güçlük çektiğini görüyorum, o ders konu anlatsam anlamayacak dahası ders bir süre sonra çekilmez hale gelecek. ‘’Bugünlük bu kadar yeter,’’ diyerek üç taş oynamayı teklif ediyorum mesela. Şaşırarak bakıyorlar genelde. Bir çoğu üç taşın nasıl oynandığını bilmiyor, beraber öğreniyoruz. Hem geleneksel bir oyunumuzu öğreniyorlar hem de oyun esnasındaki sohbetlerimizde ben onları daha iyi tanıyorum.
Öğrencinin bir şeyi öğrenebilmesi için merak etmesi, heyecan duyması, öğrenmeyi istemesi gerekir öncelikle. Bunları sağlayabilmek için de öğretmenin öğrenciyi çok iyi tanıması… Ortak bir paydada buluştuktan sonra her şeyin ne kadar da kolay hallolduğuna insan zaman zaman şaşırmadan edemiyor desem yeridir.
Bu haftayı da Turgut Uyar ile noktalayalım kıymetli okur.
Düşünüyorum da biz, büyüyerek çocukluk etmişiz...
Herkese sağlıklı huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.
YAZARLAR
10 Mart 2022 - 11:00
Çocukluk
Dünya’nın gündemi çok hızlı değişiyor
YAZARLAR
10 Mart 2022 - 11:00
İlginizi Çekebilir