İnce iş, yetenek, hüner, beceri, kurnazlık, ikiyüzlülük, satıcılık, yalakalık, karaktersizlik, kişilik bozukluğu, çıkarcılık, fırsatçılık, fırıldaklık, adam satıcılık, köşe dönmek zengin olmak için her yolu mübah saymak… Saymakla bitmiyor dalkavukluğu anlatmak için. Bu yazımda yalakalığı yazacaktım. TDK’ya bakınca biraz daha kibarcası ve aynı anlama gelen yazı başlığını ‘dalkavukluk’ olarak belirledim.
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde dalkavukluk aynen şöyle tarif ediliyor, “Kemik yalayıcılık, çanak yalayıcılık, yağcılık, yalakalık, yalpaklık, yaltakçılık, yaltaklanma, yaltaklık, tabasbus, huluskârlık.” Okurken yüzüm kızardı ama bu davranışları sergileyen etrafımızda o kadar çok kişi var ki inanılır gibi değil.
Dalkavuklar güçlünün yanında yer alırken de her zaman gözetim yapmayı da ihmal etmezler, güç kimin eline geçeceğini her zaman hesap etmek zorunda hissederler kendilerini. Hep bir beklenti içindedirler, gücün başkasının eline geçeceğini anladıkları anda, saf değiştirmekte bir an olsun tereddüt etmezler. Gerekirse çıkarlarına uygun ve hedefe götürecek şekilde her türlü yalanı, iftirayı, rezilliği göze alırlar. Güçlü olana her zaman gammazlık yaparlar. Kendilerinin güçlünün yanın da yer alabilmeleri, yapmış oldukları gammazlığın derecesine göre değişken olacağını iyi bilirler. En yakınlarını, menfaati uğruna gözünü kırpmadan satabilir, yarı yolda bırakabilir özelliğine sahiptirler.
***
Dalkavuklar kendi bireysel menfaatleri uğruna insanlık onurlarını hiçe sayarlar, dürüstlüğe önem vermezler. Öyle ki kendi çıkar ve menfaatleri söz konusu olduğunda bir başkasının hakkının yenmesine çok rahat bir şekilde razı olurlar. Güçlülere yaltaklanan bu onursuz insan tipleri aslında tarih boyunca mevcut olmuştur. Hatta birçok tarihçi dalkavukluk üzerine birçok durumu kayıt altına almıştır. Dalkavuklar insanı boş kaşıklarla beslerler, önce şişirir, sonra düşürürler. Hiç tanımadığınız biri bizi överek söze başlıyorsa çok sakınmak gerekir. Bizimle samimiyet kurarak ya ağzımızdan bir laf almak isteyecektir veya bize gördürecek bir işi vardır. Üsttekilere karşı dalkavuk olanlar aşağıya karşı zalim olmaktadırlar. Kimin arabasına binerse onun türküsünü söyleyen yalakalar için, “Dalkavukluk ince bir iştir, her soysuza nasip olmaz,” denir. Montesquieu ise “Dalkavukluk Güçlü görünen adamlarının çevresini sarmış bir menfaat çemberidir” demiştir. O öyle bir çemberdir ki, maalesef her geçen gün daha da kalınlaşır ve kolay kolay kırılmaz. Bu çemberi çeviren dalkavuklar çevirdikleri ve çevirecekleri çemberlerin çevre ve çaplarını gayet iyi hesaplarlar.
***
Etrafımızda o kadar çok dalkavuk vardır ki bu kişilerin hangi karakterde olduğu hemen anlaşılır. Çoğunlukla siyasetçilerin etrafı bir sürü dalkavuklar çevrilmiş durumdadır. Bazıları bal tutup parmağını yalarken bazıları ise sadece kendini önemli hissettikleri için güçlü gördükleri kişiler etrafında pervane olurlar. Dalkavukluk birazda kurnaz ve çıkarcı olmakla alakalıdır. Kayıp, yetersiz, güçsüz, bilgisiz, cahil kişilerin sistem dalkavukluğu yaptığı sıkça görülmektedir. Kayıp kişilikleri, önemsizdirler ama etrafında dalkavukları görmek birçok kişinin de hoşuna gider. İş hayatında her zaman yalakalara yer vardır. Bu kişiler bir yerlere gelebilmek veya işlerini koruyabilmek için yalakalığı bir yol olarak görürler. Patronlar da narsist kişilik özelliklerinden dolayı, kendilerini sürekli pohpohlayan bu kişilere itibar eder ve onları sürekli yanlarında isterler. Ne yazık ki yalakalık çoğu zaman, bir üst pozisyona gelmek veya bir çıkar elde etmek için, özellikle kamu kurumlarında ve özel sektörde işe yaramaktadır. Dalkavukluk üzerine çok söz söylenmiştir. Onlardan bazılarını yamak istedim. “Düşmanlarınızı gülünç duruma düşürüp mahvetmek isterseniz, etrafını dalkavuklarla doldurun!” (Anonim), “Dalkavukluk ince bir iştir, her soysuza nasip olmaz.” (Anonim), “Dalkavukluk, devlet adamlarının çevresini sarmış bir menfaat çemberidir. Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa o ülke batar.” (Montesqiue)
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde dalkavukluk aynen şöyle tarif ediliyor, “Kemik yalayıcılık, çanak yalayıcılık, yağcılık, yalakalık, yalpaklık, yaltakçılık, yaltaklanma, yaltaklık, tabasbus, huluskârlık.” Okurken yüzüm kızardı ama bu davranışları sergileyen etrafımızda o kadar çok kişi var ki inanılır gibi değil.
Dalkavuklar güçlünün yanında yer alırken de her zaman gözetim yapmayı da ihmal etmezler, güç kimin eline geçeceğini her zaman hesap etmek zorunda hissederler kendilerini. Hep bir beklenti içindedirler, gücün başkasının eline geçeceğini anladıkları anda, saf değiştirmekte bir an olsun tereddüt etmezler. Gerekirse çıkarlarına uygun ve hedefe götürecek şekilde her türlü yalanı, iftirayı, rezilliği göze alırlar. Güçlü olana her zaman gammazlık yaparlar. Kendilerinin güçlünün yanın da yer alabilmeleri, yapmış oldukları gammazlığın derecesine göre değişken olacağını iyi bilirler. En yakınlarını, menfaati uğruna gözünü kırpmadan satabilir, yarı yolda bırakabilir özelliğine sahiptirler.
***
Dalkavuklar kendi bireysel menfaatleri uğruna insanlık onurlarını hiçe sayarlar, dürüstlüğe önem vermezler. Öyle ki kendi çıkar ve menfaatleri söz konusu olduğunda bir başkasının hakkının yenmesine çok rahat bir şekilde razı olurlar. Güçlülere yaltaklanan bu onursuz insan tipleri aslında tarih boyunca mevcut olmuştur. Hatta birçok tarihçi dalkavukluk üzerine birçok durumu kayıt altına almıştır. Dalkavuklar insanı boş kaşıklarla beslerler, önce şişirir, sonra düşürürler. Hiç tanımadığınız biri bizi överek söze başlıyorsa çok sakınmak gerekir. Bizimle samimiyet kurarak ya ağzımızdan bir laf almak isteyecektir veya bize gördürecek bir işi vardır. Üsttekilere karşı dalkavuk olanlar aşağıya karşı zalim olmaktadırlar. Kimin arabasına binerse onun türküsünü söyleyen yalakalar için, “Dalkavukluk ince bir iştir, her soysuza nasip olmaz,” denir. Montesquieu ise “Dalkavukluk Güçlü görünen adamlarının çevresini sarmış bir menfaat çemberidir” demiştir. O öyle bir çemberdir ki, maalesef her geçen gün daha da kalınlaşır ve kolay kolay kırılmaz. Bu çemberi çeviren dalkavuklar çevirdikleri ve çevirecekleri çemberlerin çevre ve çaplarını gayet iyi hesaplarlar.
***
Etrafımızda o kadar çok dalkavuk vardır ki bu kişilerin hangi karakterde olduğu hemen anlaşılır. Çoğunlukla siyasetçilerin etrafı bir sürü dalkavuklar çevrilmiş durumdadır. Bazıları bal tutup parmağını yalarken bazıları ise sadece kendini önemli hissettikleri için güçlü gördükleri kişiler etrafında pervane olurlar. Dalkavukluk birazda kurnaz ve çıkarcı olmakla alakalıdır. Kayıp, yetersiz, güçsüz, bilgisiz, cahil kişilerin sistem dalkavukluğu yaptığı sıkça görülmektedir. Kayıp kişilikleri, önemsizdirler ama etrafında dalkavukları görmek birçok kişinin de hoşuna gider. İş hayatında her zaman yalakalara yer vardır. Bu kişiler bir yerlere gelebilmek veya işlerini koruyabilmek için yalakalığı bir yol olarak görürler. Patronlar da narsist kişilik özelliklerinden dolayı, kendilerini sürekli pohpohlayan bu kişilere itibar eder ve onları sürekli yanlarında isterler. Ne yazık ki yalakalık çoğu zaman, bir üst pozisyona gelmek veya bir çıkar elde etmek için, özellikle kamu kurumlarında ve özel sektörde işe yaramaktadır. Dalkavukluk üzerine çok söz söylenmiştir. Onlardan bazılarını yamak istedim. “Düşmanlarınızı gülünç duruma düşürüp mahvetmek isterseniz, etrafını dalkavuklarla doldurun!” (Anonim), “Dalkavukluk ince bir iştir, her soysuza nasip olmaz.” (Anonim), “Dalkavukluk, devlet adamlarının çevresini sarmış bir menfaat çemberidir. Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa o ülke batar.” (Montesqiue)